Köşküne daveti uygun görülen öğretmenlerine verdiği iftar yemeğinde Başbakan Binali Yıldırım dedi ki “Müfredat değişikliğine ilişkin herkesin görüşü alındı.

Değişiklikler bu doğrultuda başladı. Nedir bu değişikliklerden bir tanesi? El yazısı kaldırılıyor.” Dolmakalemi ile parşömenden söz eder gibi devam ediyor. “Gerçi benim hanım buna karşı çıkıyor da ona görüş sormadı herhalde Milli Eğitim Bakanı. Geçen gün bakanıma dedim ki ´Bu konuyu iyi düşündünüz mü?”

Düşünmek de ne demek! Bakan İsmet Yılmaz “Bize yol gösteren husus, ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Evlatlarımızı hayata hazırlayacağız. Çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve değerleri vereceğiz. Bunu yapabilmek için çocuklarımıza okumayı ve yazmayı sevdirmemiz lazım.” diye yanıtlamış başbakanını!

Bakan; ne bakanı, bakanlık; ilimin gösterdiği yolu takip ederek icat ettiği TTKB Dik Temel Abece fontunu törenle kamuoyuna tanıttı! Çağın gereğine uygun olarak icat edilen fontla hazırlanan alfabenin yer aldığı tablolar mucitleri tarafından İsmet Yılmaz’a takdim edildi. Bakan, ayakları olmayan tabloyla poz verirken iki elini kullanmak zorunda kaldı. Dik temel harfe geçiş anısına verdiği pozda sol kolunu beline atamadı. Latin harflerine geçişin sembolü Atatürk pozu Arap alfabesine geçişte inşallah!
El yazısı deyip geçmeyin; AKP, iktidarı döneminde iki kez el yazısı devrimi gerçekleştirdi! Birinde getirdi yenilikçi oldu; öbüründe götürdü, her konuda olduğu gibi yanlıştan dönen... Şaka değil, okuma yazma öğretiminde el yazısının zorunlu kılındığı 2005’e dönün; el yazısının kaldırıldığı haberini “Atılım ve Reform Dönemi” manşetiyle veren gazetenin, on iki yıl önce aynı manşeti kullandığını görürsünüz.

AKP, el yazısıyla popülizm yaptı; eğitimde yeniliğe ve değişime açık olduğu izlenimi yaratmada kullandığı sembollerden biri oldu el yazısı. XWQ da öyle olmadı mı? AKP hem el yazısı hem XWQ harfleri üzerindeki yasağı kaldırmış gibi sundu kamuoyuna. Oysa el yazısı ilkokuma öğretim programında her zaman mevcuttu. XWQ harfleri 1983’te alfabeye eklenmişti. AKP artık eğitimde karmaşık ve karanlık amaçlarını gizlemiyor. Kürt Açılımı bitti, XWQ unutulabilir. Modern eğitimle bağını kopardı, el yazısı kalkabilir.

Türkçe eklemeli bir dil, sözcükler çok uzun. Üstelik Türkçe alfabenin yarısı noktalı, çengelli, şapkalı harflerden oluşuyor. Ayrıca çocuklar el becerileri ve kas gücü gelişimini tamamlamadan çok önce okula başlıyor. Bunlar işlevsel bir el yazısı için ciddi dezavantajlardır. Zamanında uyarmamıza rağmen MEB bu pedagojik kaygıları dikkate almadı.

MEB, el yazısını zorunlu kıldığı 2005’te bir el yazısı fontu belirledi. Öğrenciler o yazı karakterini kullanmaya zorlandı. Okuma kitapları da bakanlığın belirlediği fontla basıldı. Pedagoji bilimi Eğitim Bakanlığına, el yazısının kişiye özgü karakteristik bir yazı türü olduğunu, el yazısının resmi yazışmada değil kişisel iletişimde kullandığını, dolayısıyla kişinin “t”yi mevzuata göre değil, kendi beğenisine uygun yapacağını söyledi ama dinletemedi. Şimdi karşımıza geçip “el yazısı uygulaması başarısız oldu, kaldırıyoruz” diyorlar. E, kardeşim her şeyi yaşayarak mı öğrenmek zorundasınız. İlim yerine birazcık bilime kulak verseniz ya…