Muhabbet mekanı “Erenler Gavesi”. Ula’da. Ula da Muğla’da. Ümit Karaaslan belediye başkanı Ula’nın. Tam da seçim öncesi, adaylar “araç saltanatına son” falan derken, maşallah evinin önünde tam 6 aracı var, öyle satacağı falan da yok! Ula’yı “Dondurmam Gaymak” filminden bilirsiniz gidip görmediyseniz. O dondurmacı hâlâ orada. Onu geçince, az ileride, karşı tarafında da “Erenler Gavesi” […]

Gave muhabbeti

Muhabbet mekanı “Erenler Gavesi”. Ula’da. Ula da Muğla’da.

Ümit Karaaslan belediye başkanı Ula’nın. Tam da seçim öncesi, adaylar “araç saltanatına son” falan derken, maşallah evinin önünde tam 6 aracı var, öyle satacağı falan da yok!

Ula’yı “Dondurmam Gaymak” filminden bilirsiniz gidip görmediyseniz. O dondurmacı hâlâ orada. Onu geçince, az ileride, karşı tarafında da “Erenler Gavesi” var.

Türkiye’de böyle kahvehaneler de var; görüp durmamak, durup da girmemek mümkün değil. Bir duvarda “Üç Fidan”ın siyah beyaz fotoğrafı. İnsan Hakları Savunucusu Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, kocaman bir Nazım, Kamer Genç ve güzel gülen bir Yılmaz Güney onların yanına dizilmiş, duvarı süslüyor.

Gaveci Hıdır’ın masasının arkası silme gazete kupürü dolu. BirGün’den kesilmiş kupürler…

Hıdır İltemiş 9 ay yatmış Erzincan Cezaevi’nde. Suçu evinde Mekap ayakkabı bulunması. Beraat etmiş, Muğla’ya asker olarak gelmiş. Beraat etmiş de olsa, Mekap yüzünden rahat verilmeyince memlekette, gelip Ula’ya yerleşmiş.

BirGüncü! “Önce 1 gazete ile başladık” diyor. “Sonra 3 oldu, şimdi 5. Yazın 7 gazeteye çıkacağız.”

Erenler Gavesi’nde sohbete durduğumuzu duyan belediye başkanı Ümit Karaaslan da geliyor. 1989-2009 arası aralıksız 4 dönem seçilmiş, 2009’da İl Genel Meclisi üyesi olmuş, 2014’de yeniden belediye başkanı. 25 yıldır başkan yani!

2014’te yüzde 43 oyla seçilmiş ama bu kez hedefi yüzde 55. Seçileceğinden kuşkusu yok. “Hukuksuz en küçük bir işim yok. Her gün müfettiş başımda. Köyler mahalle olunca hizmeti oralara da taşıdım. Ben, başarının bir şeyler yapıp ortaya koydukça geleceğine inanırım. O yüzden, bu kez köylerden de gelen oyla yüzdeyi artıracağız” diyor.

78 kuşağından, 84’de SBF’den mezun olmuş. Bu küçücük ilçede evinde 6 aracı olan CHP’li bir başkan… Yine aday, ama ne kimsenin dilinde araçları, ne de o “araç saltanatına son” falan diyor.

Merkez nüfusu 5600, bunun 4000’i de 50 yaş üstü olan Ula’da, 5000 bisiklet var! “Bisiklet Cumhuriyeti” diyen de var Ula’ya, “Küçük Çin” diyen de. İlçedeki bisikletlerden 6’sı da Başkan’ın!

Duvarda o fotoğraflar, BirGün kupürleri; masada gazeteciler, siyasetçiler ve de Ula’nın tekrar aday olan başkanı olunca, haliyle muhabbetin konusu seçim oluyor.

Ula iyi de, memleket genelinde durum ne olur?

Erdoğan, oy kullanmak için ikametini taşıyanlar konusunda uyarıp, İçişleri Bakanlığı konunun takipçisi olacak dediğinde herkesin içine bir kuşku düşmüş!

O uyarının hemen ardından, İçişleri Bakanlığı’nın takibinden değil ama muhalefetin takibinden ortaya dökülenler kuşkunun boşuna olmadığını gösteriyor:

165, 149, 148 yaşlarında seçmenler mi ararsınız; terk edilmiş harabelere, olmayan 5. katlara kayıt edilmiş seçmenler mi; ya da aynı adrese kayıtlı 1108 seçmen, nüfusu 6 ayda yüzde 95 artıp 8 bin 379’dan 16 bin 401’e çıkan ilçeler mi… Her ne hikmetse, dairesinde 18, 40 seçmen kayıtlı kişiler de AKP belediye meclisi üyeleri falan çıkıyor.

Bütün bunları alt alta yazınca, Binali Yıldırım haklı; seçim siyasi değil; seçmen taşımalı, sandık kaçırmalı, ölüye oy kullandırmalı kriminal bir faaliyettir diyesi geliyor insanın.

AKP’li yöneticilerin bile özel toplantılarında anketler iyi işaret vermiyor, Ankara gidiyor, İstanbul bıçak sırtı dediği; soğanı herkesle beraber 7 liraya yiyen AKP’li seçmenin de partisinden soğuduğu koşullarda, seçimi kaybetmeyi hayatını kaybetmek gibi görenlerin bir yerlerde bir şeyler çevirdiğini düşünmemek için pek saf olmak gerek.

Yapılacak belli ama; Gaveci Hıdır’ın yaptığı gibi; 1, 3, 5, 7 kendimizi çoğaltmak!