2004 yılında İtalya BaşbakanıSilvio Berlusconi’nin Forza Italia’dan “dava arkadaşı” Marcello Dell’Utri, Nobelli yazar Dario Fo aleyhine bir tazminat davası açar. Senatör Dell’Utri’yi yaşayan efsaneden bir milyon avro isteyecek kadar yaralayan şeyse, Fo’nun 2003 yılı sonlarında yazıp sahneye koyduğu bir oyundur.

Türkçe’ye “İki Kafalı Ucube” olarak çevrilebilecek oyunda Fo ve eşi Franca Rame, Bay ve Bayan Berlusconi’yi canlandırırlar. Hikâyeye göre Putin arkadaşı Berlusconi’yi Sicilya’da ziyaret ettiği sırada ikili bir silahlı saldırıya uğrar ve ardından Putin’in beyni Berlusconi’ye nakledilir. Sonuç olarak çok votka içen, Rusça konuşan ve kafası oldukça karışık bir karakter ortaya çıkar. Dönemin başbakanını sansür girişimlerinden mafya bağlantılarına dek pek çok açıdan ele alan oyun, Mussolini ve Giolitti’den sonra İtalya’nın en uzun süre görev yapan başbakanını cüce bir tiran olarak resmetse de, Berlusconi’nin itirazını not etmek boynumuzun borcu: “Cüce olduğumu sanmıyorum, evet yeni kuşak daha iyi besleniyor ve daha çok spor yapıyor, ama ben ortalama İtalyanım”.

Dario Fo oyununu sahnelemeden birkaç hafta önce, 17 Kasım 2003’te İtalya devlet televizyonu RAI’de “RAIot” adında bir komedi programı yayınlanmaya başlar. Berlusconi’nin gücünü ve medya imparatorluğunun gelişimini konu alan programda, başbakanın sahibi olduğu medya grubunun (Mediaset) reklam sektöründe sahip olduğu haksız avantajlar konu edilince, ertesi gün borsada grubun hisseleri çakılır ve ekonomik gerekçeler gösterilerek program yayından kaldırılır. Yetmezmiş gibi, Mediaset programı hazırlayan komedyen Sabina Guzzanti’yi dava eder.

Berlusconi’nin “ruh hastası” ve “komünist” olarak nitelendirmeyi sevdiği İtalyan yargıçlarının bu iki konuyu da tatlıya bağlayan birer kararı var: Fo’ya dava açan senatör, mafya suçlarına karıştığı için Palermo mahkemesince 9 yıl hapse mahkûm edildi. Guzzanti ile ilgili davada ise mahkeme, adli soruşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Durup dururken Berlusconi’den bahsediyorum çünkü bana bir şeyleri hatırlatıyor. Kimse kusura bakmasın.

Kendisine uzanan bir soruşturmadan yırtmak için aniden politikaya atılan, başbakan olmak için her türlü sağcıyla ittifak kuran, tekrar başbakan olmak için beş büyük vaatte bulunup dördünü yerine getiremezse yeniden aday olmayacağını söyleyen, kendisine göre bunların dördünü, bağımsız gözlemcilere göre yalnızca birini yerine getirdiği halde yeniden aday olan, kazandığı seçimlerin birinden sonra bazı (şüphesiz darbeci!) İtalyan aydınlarının ülkeyi utanç ve hüzün içinde terk etmesine yol açan, Avrupa’nın en büyük medya gruplarından birine, yine Avrupa’nın en büyük futbol kulüplerinden birine ve şüphesiz Avrupa’nın en şişik egolarından birine sahip olan Berlusconi bana bir şeyleri hatırlatıyor. Bana her şey bir şey hatırlatıyor.

Kendisi akçeli işlerden dolayı 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı en sonunda. Cezasının 3 yılı affedildi, geri kalanı da ücretsiz kamu hizmeti noktasında değerlendirildi. Bunlar, senatodan da attılar “sayın silviyo”yu. Yalnız hâlâ partisinin başında.

Fo’nun oyununu sahneye koymasından ve Guzzanti’nin programının sansürlenmesinden sadece birkaç ay önce İtalya Başbakanı İstanbul’da önemli bir düğünde damadın nikâh şahidiydi. O damadın İtalya’dan başka bir ülkenin mahkemelerince ifadeye çağrılıp bu davete icabet etmemesine daha 10 yıl 4 ay, fakat o da ne, aslında bu önemli kişinin çağırılırsa elbette ifade vermeye gideceğinin ve bunun ne kadar güzel bir durum olduğunun aynı düğündeki başka bir şahit olan bir başka devlet adamı tarafından ifade edilmesine ise henüz 10 yıl 5 ay vardı.

Büyük romancı İhsan Oktay Anar’ın ilk eseri Puslu Kıtalar Atlası yayınlandığında da Berlusconi ilk hükümetini daha yeni kurmuştu. Ustanın son kitabı Galiz Kahraman ise “bütün zamanların kahramanı olan bir insanın hikayesi”. “İdris Amil Efendi”nin hayatını anlatan romanı okurken “400 senelik hamamın ve yarım asırlık servilerin değil darphanede 4 saniyede basılan bir deste gıcır gıcır banknotun daha fazla kıymet taşıdığına” kalıbını basan vicdan sahibi kimselere rastlayacak ve muhtemelen siz de onları bir yerden hatırlıyor olacaksınız.