iliskilendirmek-yasak-teror-reklami-serbest-279976-1.

Sosyal platformlara yapılan yasaklama başvurusunda dünya lideri olan ülkemiz, dün bu konudaki şöhretine bir yenisini ekledi.

Bağımsız kullanıcıların içerik oluşturduğu Wikipedia’nın tüm dillerdeki yayınına Türkiye’den erişim engellendi.

5651 sayılı kanunun verdiği keyfiyetle mahkeme kararı olmaksızın “idari” kararla alınan yasaklamanın gerekçesi, tam olarak açıklanmadı. Şu ana kadar gelen ilk bilgilere göre karartmanın sebebi, dünyanın en büyük çevrimiçi ansiklopedisinde yer alan, Türkiye’yi IŞİD’e yardım eder gibi gösteren içerikler…

Bunları nereye koyalım?
Devlet, isminin IŞİD ile yan yana anılmasına karşı elbette bir şey yapmak isteyebilir. Peki bir suçlamaya tepki gösterip ansiklopediyi tamamen kapatanlar, acaba neden IŞİD’in yayın organlarına erişimi tamamen kesmezler? IŞİD’in yayın organları Dabıq, Amaq ve Konstantiniyye’ye neredeyse tek tıkla erişmek mümkün.

Türkiye’yi terör örgütüyle bir göstermek yasak da, Ankara Garı, İstanbul Havalimanı ve Reina Katliamı gibi ülkemizde çok sayıda kanlı eyleme imza atanların propaganda yapması serbest mi?

Bir Kalkan vardı, ne oldu ona?
Önce AKP’li vekilin ağzından “terör örgütü değil” denen, sonra “öfkeli gençler” olarak tanımlanan, akabinde “kokteyl örgüt” adı verilen katil sürüsüne karşı, nihayet Fırat Kalkanı Operasyonu bile yapmıştık. Türkiye’yi suçlayan birkaç makale yüzünden Wikipedia’yı kapatıyoruz da, onlarca yurttaşımızı öldürenlerin propagandasına neden ‘kalkan’ oluyoruz?

Bir de… Hani Türkiye’den Wikipedia’ya erişimi kapatanlar: Türkiye’yi IŞİD’e destek verir gibi gösteren makalelere, biz hariç tüm dünyanın hâlâ eriştiğini biliyorsunuz, değil mi?

***

Öldürmek: 12.100 TL Masraflar: 19.703 TL

iliskilendirmek-yasak-teror-reklami-serbest-279977-1.
Okmeydanı Cemevi bahçesinde öldürülen Uğur Kurt’un canına 12.100 TL biçen devletimiz, sıra kendisine gelince, kurşunu sıkan polis memuruna daha bir sert davranmış! Uğur Kurt’u arkadan ateş açan polisten, 19.703 TL talep etmiş. Balistik, bilişim, morg vesair masrafları olarak… Özetle atasözünü ters yüz ediyor devletimiz: Can, malın yongasıdır!

***

Bir manşetin anatomisi: Muhabir mi doğru söylüyor, genel yayın yönetmeni mi?
iliskilendirmek-yasak-teror-reklami-serbest-279978-1.
15 Temmuz alçaklığından sonra yapılan soruşturmalara dair haberler, zaman zaman meselenin ciddiyetinden çok uzak bir biçimde yayınlanıyor. Bulvar gazeteciliğiyle yaratılan bilgi kirliliği, soruşturmaların bir çuvala dönüştürülmesi riskini de beraberinde getiriyor.

ByLock’tan tutun da, şüphelilerde 1 dolar bulunmasına kadar birçok unsur, farklı gerekçelerle haber konusu oldu. Kimine göre 1 dolarlar Gülen’in hediyesi, kimine göre ByLock’a giriş şifresi. Her gün örgütün 1 numarası yakalanıyor. Muhtemelen bugüne kadar örgütün kasası diye 20 isim okuduk.

Kendi gazetesinde yalanlanmak
Birkaç gün önce yapılan ve Emniyet’teki ‘mahrem imam’ları ortaya çıkardığı söylenen operasyonda da benzer bir bilgi kirliliği gördük. Belli ki iki ayrı kaynaktan sızdırıldığı için, özellikle hükümete yakın medyada, operasyonun nasıl olduğu, ‘mahrem imam’ların ve 9 bin kişilik listenin nasıl ele geçirildiği bambaşka hikâyelerle anlatıldı. Hatta aynı gazetede, yayın yönetmeninin bir gün önce attığı manşeti yalanlayan haberler bile çıktı. Açalım...

Yayın yönetmeni: İkna edildi
Operasyonun ertesi günü çıkan haberlere göre, FETÖ’cü polislerle ilgili listeyi, Adil Öksüz’le benzer konumdaki üst düzey bir isim MİT’e vermişti. Akşam’ın yayın yönetmeninin, önceki gün manşetten duyurduğu habere göre, “bu üst düzey FETÖ'cü” isim ikna edilerek taraf değiştirmiş. Elindeki bilgileri de paylaşmaya karar vermiş. Hatta Karar gazetesi, benzer bir senaryoyu, “Devlet, FETÖ’ye sızdı” gibi yaratıcı başlıkla okurlarına duyurmuştu.

Muhabir: Yakalandı, yutacaktı
Dün, Akşam gazetesinde çıkan haber ise, aynı gazetenin yayın yönetmeninin bir gün önceki manşetini yalanlıyordu. Devrim Tosunoğlu imzalı haberde, MİT’in ikna ettiği bir üst düzey isim falan yoktu. Muhabirin haberine göre, operasyonu MİT tek başına değil, Emniyet ile beraber yürüttü.

iliskilendirmek-yasak-teror-reklami-serbest-279979-1.

Peşine düştükleri ‘Emniyet imamı’ yakalanacağını anlayınca, ceketinin çakmak cebinden çıkardığı SD kartı yutmak istemiş. Güvenlik güçleri, bunu fark edip SD kartı yutmadan ele geçirmişler. Ve böylece FETÖ’nün 40 yıllık Emniyet arşivi ortadan çıkmış.

Ülkedeki çok önemli bir operasyona ilişkin olarak aynı gazetede, bir gün arayla bambaşka senaryolar okuduk. Her zaman söylediğimiz gibi, #GazetecilikSuçDeğildir. Tek kaynaktan alınan her bilgiyi çelişkilerine rağmen manşet yapmak ise kötü gazeteciliktir. Ve hak ettiği şey hapis cezası değil, sadece bir eleştiridir.