İşçi hareketinin 60 yılı (1961- 2021)

HAZIRLAYAN: Atilla ÖZSEVER

Başlarken...

Bu yazı dizisinde işçi hareketinin 60 yıllık tarihini özellikle eylem ve etkinlikler açısından ele almaya çalıştık. Başka bir deyişle Türkiye’de işçi sınıfının ne zaman ve hangi koşullarda aktif bir mücadeleye giriştiği ya da halk deyimi ile “ayağa kalktığı” meselesine önem verdik.


1961 Anayasası ile birlikte oluşan görece demokratik ortamda sendikal hakların ve mücadelenin geliştiği gözlemlenmektedir. Bu süreçte belli başlı köşe taşları olan 1961 Saraçhane mitingi, 15-16 Haziran 1970 olayları, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleri karşısında işçi sınıfının durumu, 1989 Bahar eylemleri, 1991 Zonguldak Madenci Yürüyüşü, 1999 Mezarda Emeklilik Yasası ve Emek Platformu’nun tavrı, 2010 Tekel direnişi gibi olayları ele aldık.

Yine bu 60 yıllık süreçte işçi sınıfının değişen yapısını da inceleyerek sendikal mücadelenin eksiklik ve hatalarını, sendika-siyaset ilişkisini, Türkiye’nin sosyal ve siyasal yaşamını etkilemesi açısından bir işçi sınıfı partisinin nasıl oluşması gerektiği gibi konular üzerinde de durduk.

İslamcı faşizan bir süreci yaşadığımız bu AKP’li dönemde işçi sınıfı örgütleri ve onun siyasal öncü kadrolarının ne yapması gerektiğini tartışmak da, bu yazı dizisinin önemli bir amacını oluşturmaktadır…


Mücadeleci bir başlangıç: 1961 Anayasası ile başlayan dönemde işçi hareketi dinamik bir sürece girdi. Grevli toplu sözleşmeli haklar, Türkiye İşçi Partisi ve DİSK’in kuruluşu, sınıf mücadelesini belli bir aşamaya getirdi. 1961 Anayasası ile başlayan dönemde işçi hareketi dinamik bir sürece girdi. Grevli toplu sözleşmeli haklar, Türkiye İşçi Partisi ve DİSK’in kuruluşu, sınıf mücadelesini belli bir aşamaya getirdi.


1980 Darbesi’nin yarattığı tahribat: 12 Eylül 1980 Darbesi, özellikle işçi sınıfı ve sol üzerinde büyük ve derin bir tahribata yol açtı. Çok ciddi sendikal hak kayıpları oldu, sendikalara siyaset yasağı geldi. DİSK’in kapatılması için dava açıldı. İşçi sınıfı, 1989 Bahar eylemleriyle darbenin olumsuz koşullarını lehine çevirmeye çalıştı, bununla kamuda yüzde 142’lik bir zam alındı. 1991 Zonguldak Madenci Grevi ve Yürüyüşü’yle de ANAP iktidarı sarsıldı.


Otoriter emek rejimi: 2010 Anayasa değişikliği ve 2012 yılında kabul edilen 6356 sayılı Yasa’da da 12 Eylül yasakları korundu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle de grev ertelemeleri, dolayısıyla yasakları yaygınlaştı. Doç. Dr. Aziz Çelik’in deyişiyle “Otoriter bir emek rejimi” inşa edildi.


Politik önderlik şart: Emek kesiminin, işçisinden kamu çalışanına, beyaz yakalısından işsizine ve emeklisine kadar yatay bir örgütlenme içinde olması gerekiyor. Bu model, sendikal birlikler ya da işçi meclisleri şeklinde gerçekleşebilir.