Geride bıraktığımız hafta başında İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström’den Türkiye’deki 24 Haziran seçimleriyle ilgili olarak değerlendirmeler geldi. Margot Wallström, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi ‘örnek demokrasi’ resmedişini eleştirdi. Wallström’ün ilk olarak devlet televizyonu SVT’ye verdiği demeç, Svenska Dagbladet gazetesinde 27 Haziran’da yayınlandı. Wallström “Onlar başka ülkelere demokrasi dersi verdiklerini söyleyemezler. Muhalefet liderlerinden biri uzun zamandan beri hapishanede. Kürt meselesi ve ekonomide çözüm bekleyen sorunlar yumağı var” çıkışını yaptı. İsveç Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları Türkiye’nin daha demokratik bir yöne gideceği konusunda büyük beklentilerinin olmadığı yönünde oldu. Margot Wallström “Umuyoruz ki OHAL kaldırılır. Çeşitli reformlar gerçekleştirilir ve Türkiye başka bir yola girer. Daha Avrupa Birliği yanlısı bir tutum bekliyoruz gelecekte” temennisinde bulundu.

Dışişleri Bakanı Margot Wallström, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında aslında Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün ki sözlerini birebir tekrarlamıştı. İsveç’teki yabancı gazetecilerle düzenlenen bir basın buluşmasında, Wallström’den istediğimiz Türkiye’deki Haziran 2015 seçim değerlendirmesine, Dışişleri Bakanı, ilk olarak seçime katılım oranının yüksek olmasının altını çizerek başlamıştı. O haziran seçiminde, demokrasinin göstergesi olan yüzde seksenlerin üzerindeki katılım oranı bu seçimde Margot Wallström’ü etkilemedi.

Svenska Dagbladet, 2018 Haziran seçimlerini değerlendirirken sadece Wallström’den görüş almadı. Gazete aynı zamanda Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Organizasyonu OSSE’nin seçimlere ilişkin ön raporunu okuyucularıyla paylaştı. OSSE’nin seçim gözlemcileri delegasyonu, seçim süreci boyunca Türkiye’deydi.

Delegasyon temsilcilerinin ilk raporunda, seçim öncesi haksız koşullar olduğu bildirildi. OSSE’ye göre ülkedeki olağanüstü hâl koşulları, zaten sınırlı olan basın özgürlüğünü iyice sınırlamada kullanıldı. Buna rağmen Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Organizasyonu, Türkiye’deki seçmenin demokrasiye olan inancıyla seçime yüksek katılım oranı gösterdiğini açıkladı.

Gazeteye göre Avrupa Birliğinin Dışişleri Şefi Federica Mogherini ve Genişleme Komisyonu üyesi Johannes Hahn, Erdoğan’ın zaferini kutlamaktan resmi olarak kaçınıyorlar. Avrupa Birliği de OSSE’nin değerlendirmeleriyle paralel görüş bildirip seçim öncesi koşulların partiler ve cumhurbaşkanı adayları arasında eşit olmadığını dile getiriyor.

Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak İsveç basınındaki en ağır eleştiriler Dagens Nyheter gazetesinde yayınlandı. Gazetede, 26 Haziran seçimini ve süreci değerlendiren bir baş yazı yer aldı. Dagens Nyheter’de yayınlanan baş yazıların içeriklerini, iki gazeteci, Per Svensson ve Amanda Sokolnicki düzenliyor. Yazılar kaleme alan kişinin ismiyle çıkmıyor ve gündemdeki konuların değerlendirilmesi yapılıp tüm gazeteye atfediliyor. “Erdoğan’ın zaferinin arkasındaki çirkin oyun” başlığıyla yayınlanan seçim değerlendirmesinde hedefte Tayyip Erdoğan vardı. Baş yazıda “Türkler tek kişilik iktidara evet dedi bu sonuçla beraber. Anayasal değişiklikler devreye girdi ve Erdoğan’a genişleyen yetkiler veriliyor. Başbakanlık makamı kaldırılıyor. Cumhurbaşkanı hükümeti kurup istediği gibi yönlendirebiliyor. Kontrol noktaları kalkmış durumda. 2016’da bilmece olan darbeden sonra olağanüstü hâl getirildi. Şimdi ise kâğıt üzerinde kaldırılacak olsa bile bu seçimle sürekli hale sokuluyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamında 2028’e kadar kalabilir” denildi ve yazı “Şimdi Türkiye’yi daha da karanlık zamanlar bekliyor” cümlesiyle bitti.

Bu sonbaharda İsveç’i de bir genel seçim bekliyor. Türkiye’de sandıktan çıkan milliyetçilik gibi, Avrupa’da yükselen ırkçılığın İsveç’e de bir yansıması olacaktır. Anketler şimdi iktidarda olan İsveç solunun zorda olduğunu gösteriyor. Yine de her zaman umut vardır.