Eylül 2018 seçimlerinden sonra sekizinci haftaya hükümetsiz giren İsveç’te, Parlamento’daki partilerden, ülkeyi yönetecek bir bakanlar kurulu çıkamıyor. ‘Kaybedeni olmayan’ 9 Eylül seçimlerinde, Parlamento’daki sol blok üç parti ile sağ bloktaki dört parti arasındaki milletvekili farkı, sadece bir vekil olunca bu seçimde bir kesin galip belirlenemedi. Sağ bloğun en büyük partisi ve ana muhalefet Muhafazakâr Parti, sol azınlık hükümetiyle dört yıldır ülkeyi yöneten Başbakan Stefan Lövfen’i seçimlerin ardından 25 Eylül’de güven oyu vermeyerek başbakanlıktan düşürdü. Bu gelişme üzerine Meclis Başkanı Andreas Norlen, hükümeti kurma görevini sağ bloğa verdi. İki hafta süren arayışların ardından sağ blok Parlamento’da kendini destekleyecek bir çoğunluğu yakalayamadı.


Seçimlerden sonra İsveç Parlamentosu’ndaki üçüncü en büyük parti, ırkçı parti İsveç Demokratları oldu. İsveç solu, ne kadar güç kaybetmiş olsa da hükümet formüllerinde, İsveç Demokratlarını iktidara dahil etmeyecek. Sağ bloktaki ise iki parti; Liberaller ve Merkez Parti, seçmenlerine verdikleri sözün arkasında durmaya, ırkçı partiyle iş birliği yapmama konusunda kararlılar. Muhafazakârlar ve Hıristiyan Demokratlar kapılarını ırkçı parti İsveç Demokratlarına açmış durumdalar. Yine de iktidar çoğunluğunu yakalayamıyorlar. İsveç soluyla sağ bloktaki iki partinin ırkçılara karşı kesin tavrı, hükümet umudu olmuştu. Bu hafta başına kadar Başbakan Stefan Löfven’de olan “hükümeti sen kur” görevi beklenenin aksine hayal kırıklığıyla sonlandı. Sağ bloktan sonra, Lövfen de pazartesi günü, 29 Ekim’de iki hafta süren hükümeti kurma çabalarını bıraktığını açıkladı.

“Şu an ki durumda, Parlamento tarafından destek görecek bir hükümet kurabilmek için herhangi bir olanak yok” diyen Stefan Lövfen, diğer parti liderleriyle yapılan görüşmeleri samimi ve içten olarak nitelendirip “Duruşlarımız hakkında birbirimizi anladık” dedi. Löfven, sırada hükümeti kurma görevinin kime verilmesi gerektiği sorusunu cevapsız bırakırken toplama bir hükümet görmek istemediğini bildirdi. İsveç siyasi tarihi boyunca toplama hükümetleri iki kez görmüş. Parlamento’daki bütün partilerden veya birçok partiden temsilci alarak oluşturuluyor toplama hükümetler, genellikle de bir savaş veya kriz durumunda yapılandırılıyorlar. İlk kez İsveç’le Norveç ayrılma sürecindeyken 1905’te böyle bir hükümet kurulmuş. Ülkeyi, 13 Aralık 1939’dan, 31 Temmuz 1945’e kadar İkinci Dünya Savaşı sırasında da bir toplama hükümet yönetmiş. Eylül 2018’de sandıktan çıkan sonuç, bloklar üstü iş birliğini gösteriyor olsa da Stefan Löfven, “Ülke için zor bir durum oluşacağını göz ardı etmiyorum fakat toplama hükümeti birinci alternatif olarak görmüyorum” diyor. Merkez Parti ve Liberallerle hükümet kurma olasılıklarına, Löfven, çok açık yüreklilikle “Bu partilerle yapılan görüşmelerde başarısız oldum” cevabını veriyor. İsveç, sekiz haftadır hükümetsiz. Sekiz hafta, ülkenin siyasi tarihinde hiç de uzun bir süre değil. Ama herkesin kazandığı eylül seçimlerinden sonra ki bu Parlamento’dan çıkacak bir hükümet umudunu, ırkçı parti dışında tüm partiler yitirmiş durumda. Irkçı parti İsveç Demokratları, şimdi hükümet kurma görevinin kendilerine verilmesi gerektiğini savunuyor. Meclis Başkanı Andreas Norlen ise hükümet kurma görevini bir partiye vermeden önce tekrar tüm parti liderleriyle görüşeceğini belirtiyor.