Fransa’daki terör saldırısını haber yaparken İsveç basınından Metro gazetesi, üç politikacının açıklamasını haber başlığının üstünden kutu açıp anonsladı. İsveç Başbakanı Stefan Löfven, “Demokratik değerlere iğrenç bir saldırı” açıklamasını yaptı. Gazete, ana muhalefet partisinin kadın lideri Anna Kinberg Batra’nın twitter mesajını okuyuculara aktardı; “Özgür kelimeye korkunç bir saldırı. Kurbanların ailelerinin üzüntülerini paylaşıyorum.” Üçüncü açıklama bir Türk siyasetçiden geliyordu, Mevlüt Çavuşoğlu. Dışişleri Bakanı’nın “Biz her çeşit teröre karşıyız. Nereden geliyorsa gelsin ve motifi ne olursa olsun” sözleri, İsveçli siyasetçilerin cümleleriyle birlikte duyuruldu okuyuculara.

Fransa’daki katliamdan önce İsveç’te gündem, ocak ayı kriziydi. İsveççede “iyi yıllar” dileğinin bir adım ilerisi olan “iyi devamlar” temennisinin paylaşılması ocak ayının ilk haftasına denk düşüyor. Yılbaşı gecesi, yeni yıla girerken “iyi yıllar” dileği kullanılıp ocağın ilk haftasında yeni yılın devamının iyi olması için bir başka deyim “iyi devamlar” günlük konuşmalarda yerini alıyor. Şunca zamandır, İsveçlinin yeni yılı, bu garantiye  alalım yaklaşımını çözebilmişliğim yoktu. Sene sonunu, iyi kötü bir Noel ve yeni yıl tatiliyle kapatan İsveçlilerin sorunu, sözün gelişi, “tatil sonrası çok zorlanmadan işine gücüne adapte olursan, birbirimizi üzmeyiz” çatısında toplanıyor diye düşünürdüm. Meğer memleketin bir ocak krizi varmış ve bu yıl, bu iş rakamlara döküldü.

Mesele tatil sonrası değil, tatilin kendisi. Noel tatilinden en çok 30 yaş grubundaki, küçük çocuk sahibi çiftler olumsuz etkileniyor. Ocak ayı, İsveç’te ayrılık başvuruları için popüler bir ay olarak duyuruldu. İlişkilerinde pes etmek istemeyen ve terapist yardımı alan çiftlerin oranı da, bu ayın daha ilk haftasında beş kat artıyor. “Hayat pazılını tutturamayan” 30 yaş grubu, küçük çocuk sahibi çiftlerin, çoğu zaman ebeveynlik ilişkisi iyi çalışmaktaymış ama sorun “lojistik” olarak değerlendiriliyor. Aile terapisti Anna-Clara Billengren, “Çocuğu kim yuvadan alacak ve bırakacak, hasta olduğunda ona bakmak için kim evde kalacak, bu konular hakkında konuşmak ilişkiyi zorluyor” diyor. Tatil öncesi kötü iletişim içinde olan çiftlerin, tatil ve kutlama planları da bundan etkileniyor. Bu gruba giren İsveçli aileler, yılbaşı sonrası boşanma noktasına geliyor.

İşin doğru işleyen tarafı, devlet ve yerel yönetimler sadece çocuk sahibi olmayı değil, ilişkileri götürmeyi de aileler için maddi olarak destekliyor. İlişkilerindeki sorunları kendi kendilerine çözemeyen çiftlerin belediyelerin aile terapistlerinden yardım alması sağlanıyor. Belediyelerin bu konuda farklı farklı uygulamaları var. Stockholm Belediyesi, terapist yardımı alan ailelerden 450 kron ücret alırken bazı belediyeler bu hizmeti ücretsiz sunuyor.

İsveçlilerin yeni yıl için devamlılık temasına dolaylı bir destek de Lund Üniversitesi’nden sosyolog Roland Paulsen’den geldi. Paulsen’in uluslararası boyutta dikkat çeken çalışmasına göre İsveç’te işyerlerinde her gün iki saat tembellik yapılıyor. Sosyolog Roland Paulsen’in tembellik durumuna; çalışanın kendi kişisel işlerini takip etmesi, bu iki saat için yapacak yeterli işi olmaması ve ek olarak çalışanın işinin sıkıcı olduğunu düşünmesinden dolayı iş akışını yavaş alması giriyor. Çalışmaya göre iki saatlik iş kaybının önüne geçilememesinin sebebi, yöneticilerin çoğu zaman bir işin ne kadar zaman alıp almadığını bilecek donanıma sahip olmamasından kaynaklanıyor. Devamda iyi dilekler, bir umut oluyor.