1780 Büyük Kasırgası, ABD’nin Bağımsızlık Savaşı verdiği sırada meydana geldi. İşgalci İngiliz ve Fransız donanmalarına bağlı çok sayıda savaş gemisini batırdı

Kasırga felaket de getirdi sömürgecileri de bezdirdi

Florida eyaletininin güney kıyılarını önceki gün saatte 210 kilometre hızla 4'üncü kategoride vuran Irma Kasırgası sonrası yağma olayları yaşandı yine. “Süper güç” Amerika’da yoksulluk sınırının altında yaşayan 22 milyon insan olduğu düşünülürse bu manzarada yadırganacak bir durum yok. Haftalardır bu büyük doğa olayının ABD’yi nasıl etkileyeceğini okuyup duruyoruz. Ama ABD’den önce aynı kasırganın Küba’yı, ardından Karayipler’i de vurduğunu bilmemize rağmen nedense tüm dünya ABD’de ne olup bittiğine dikkat kesilmiş durumda. Irma, ABD’yi vurdu 26 kişi öldü. Sayı az da olsa elbette can kaybı çok üzücü.

Geçen ay Bangladeş, Hindistan ve Nepal'i vuran sellerde 1.200 kişi yaşamını yitirdi oysa. Çok ama çok az habere konu oldu bu ülkelerdeki felaketler. ABD kasırgaların en çok yaşandığı ülke. Belki de bu yüzden çok haberlere konu oluyor. Okullarda okutulan coğrafya kitaplarında 1900’den beri, denir ama daha eskiye giden bir kaydı vardır kasırgaların. 1600’lü yıllardan beri arşivlerde mevcuttur.

Kolomb’u dinlemeyen Vali
Örneğin Temmuz 1502 Kasırgası ilk kaydedilenlerden. ABD’yi keşfettiği söylenen (biliyorsunuz bu bir iddia, ABD Kolomb’dan önce keşfedilmişti iddiaları var ki çok ciddi kanıtlar ileri sürülüyor) İspanyol kaşif Kristof Kolomb’la ilişkilendirirler. Ne de olsa deniz adamı. Havadan anlar, fırtına nedir, nasıl çıkar bilir. O sıralarda bulunduğu Hispanola Adası’nı güçlü bir fırtınanın vuracağını tahmin eder. Adanın İspanyol Valisi Nicholas de Ovando’yu uyarır. Vali 30 gemiden oluşan filosuyla beraber İspanya’ya geri dönmesini istediği Kolomb’un kasırga yüzünden Santo Domingo Limanı’nda kalması isteğini de geri çevirir. İki hafta içinde kasırga Hisponola ile Puerto Rico arasındaki Mona Geçidi’ni vuracak, Kolomb’un 21 gemisi batacak, yaklaşık 500 gemici yaşamını yitirecektir.
Yani Amerika Kıtası’nda 1502, 1559, 1565, 1568, 1609, 1635, 1667, 1737, 1780 (en korkuncu, en çok can kaybına yol açanı buydu) 1815, 1839, 1856, 1858, 1881, 1893, 1899 yıllarında şiddetli kasırgalar yaşandı. Hem coğrafi, hem siyasi değişikliklere de yol açmışlardır bu kasırgalar. Kıtanın keşfinden sonra oraya üşüşen ne kadar sömürgeci varsa İngilizi, İspanyolu, Portekizi, Fransızı, bunların kurduğu yerleşim birimlerini de yok etti tabii. Sömürgecilerin kendi aralarında kapışmalarına da yol açtı bu kasırgalar. Kasırgadan en az etkilenen yerleri paylaşma yüzünden birbirine düştü işgalciler. Doğa işgalcilerin burnundan getirmiş anlayacağınız.

1559’da gerçekleşen Florida Kasırgası ABD’de ilk İspanyol yerleşimi olan Florida’yı yıkmıştı örneğin, İspanyolların Florida’yı terk etmelerine bu kasırga yol açmıştır. Sadece bu değil Birkaç yıl sonra 1565’de gerçekleşen San Mateo Kasırgası da, İspanyollara karşı Florida’daki Fransız egemenliğini sona erdirdi. Hiç değilse sömürgecilerden birinin çekip gitmesine yol açmış demek ki.

İngilizle İspanyol kavgaya tutuştu
Ben 1568’deki Karayipler Kasırgası’nı da çok sevdim kendi adıma. Meksika Körfezi’ndeki Vera Cruz’da öyle bir esmiş ki, burada egemenlik kurmuş olan İspanyol işgalciler ile yine burada egemenlik kurmaya çalışan Sir John Hawkins liderliğindeki İngiliz işgalciler arasında yıllar süren bir mücadele başlatmış. Şöyle olmuş yani; İngilizler, kasırga İspanyolları zayıf düşürmüştür deyip saldırıya geçince sandıkları gibi olmamış, uzun süre birbirlerini yemişler sonuçta.

Yukarıda söz ettiğim şu 1780’deki kasırgadan Büyük Kasırga diye söz ediyorlar. İki gün sürmüş. Barbados’u, Martinik’i, Küçük Antiller’i, Haiti’yi, Dominik’i, Florida’yı, Georgia’yı yakıp yıkmış, 22 bin kişiyi öldürmüş.
Kasırganın özelliği ABD’nin Bağımsızlık Savaşı verdiği sırada meydana gelmiş olması. Can kaybı elbette çok kötü. Kasırgayı affettirecek tek şey, İngiliz ve Fransız donanmalarına bağlı çok sayıda savaş gemisini batırmış olması olabilir.

Tempest 1609 Kasırgası’nın ABD’deki kolonilerin geliştiği döneme rastladığını söylerler. İspanyolların kendilerine ait alanları İngilizlere bırakmasından sonra patlak verince buna doğanın kızgınlığı diye yaklaşanlar da olmuş tabii. İngilizlerin de İspanyolların da gemileri büyük girdaplar içinde yok oldular. Kurtulan gemilerden Sea Venture’ın öyküsü William Shakespeare'in oyunu The Tempest’a konu oldu.

1635 Sömürge Kasırgası da hatırı sayılır güçte bir kasırga olarak kaydedilmiş. Dönemin Hristiyan imanlıları özellikle bu kasırganın ilahi nedenleri olduğuna inanırdı. 1667 Kasırgası da Kuzey Carolina, Virginia ve Maryland eyaletlerinde tütün üretiminin geçici olarak durdurulmasına karar verildiği sırada başlayan kasırgadır. Bütün bölgenin altını üstüne getirmiş. Bu kasırga bölgedeki tütün ve mısır üretim sahalarının yüzde 80’ini yok etti. Virginia ve Maryland’da 15 bin ev yıkıldı.

Tabii ki büyük bir doğa felaketi bu. Şakaya gelir tarafı yok. Ancak son yıllarda meydana gelen bu tür felaketlerin insan marifetiyle de oluştuğu konusunda son derece bilimsel görüşler var. Bunları hızlandıran bir çevre felaketine biz yol açıyoruz aslında.

Şöyle bir şey okudum: “İklim Değişikliği Grantham Enstitüsü'nden Brian Hoskins, BBC Radio 4'e yaptığı açıklamada, "Meksika Körfezi'nin suları 1980-2010 yılları arasında olduğundan 1,5 derece daha sıcak. Bu daha güçlü bir fırtına potansiyeli yarattığı için çok önemli, aynı zamanda Körfez'deki suların da ısınmasına sebebiyet veriyor, o yüzden kuvvetli fırtınalara bir katkısının olduğunu söylememek imkansız" dedi”. Şu İrma’dan önce yine ABD’yi vuran Harvey Fırtınası’nda fosil yakıtlardan gelen emisyonların etkisi varmış deniyor.

Yardım: Yavaş gelirse can kaybı artıyor
Yakın zamanlarda ABD dışında tabii, yaşanan en büyük felaketlerden biri Nargis Kasırgası’ydı. Şimdilerde Arakan Müslümanları nedeniyle adını sıkça duyduğumuz Myanmar’da 2 Mayıs 2008'de meydana gelmişti. Uydu fotoğraflarından izlendiğinde kasırga sonrasında ülke haritasının değiştiği gözlenmişti. 80 bin cana mal olmuş korkunç bir doğal afetti Nargis Kasırgası. Bu felaketin bize gösterdiği önemli şey şuydu: Büyük ülkelerin yardım konusunda son derece yavaş davranmaları. Ülke siyasi bir krizin içindeydi. Batılı ülkeler mevcut yönetimin işine yarayacağı gerekçesiyle ülkeye insani yardımı son derece yavaş yapıyordu. Kasırga sonrası müdahalede gecikilmiş olmasının da ölü sayısının artmasında etkisi olduğu ileri sürülmüştü. Yardım konusunda dünyanın başka afet bölgelerinde de benzeri durumlarla karşılaşılmıştı. Ama ABD’deki Katrina Kasırgası’nda kasırganın etkili olduğu siyah nüfusun yaşadığı bölgelere Bush yönetiminin yardımları ırkçı dürtülerle geciktirdiği iddiaları dile getirilmişti. Gerçek olan bir şey var ki o da Bush yönetiminin Katrina krizini iyi yönetememiş oluşuydu.

Japonlar tayfuna çok şey borçlu
Doğal afetin elbette iyisi yok. Ama Japonların herhalde tarihlerinde işlerine yarayan bir doğal afet var: 1281 Hakata Bay Tayfunu. Moğol Hanı Kubilay Japonya’yı istila etmeye giriştiğinde, 1274’dür tarih. Hakata Bay’da bir tayfun meydana gelir. Büyük kayıplar vererek geri çekilir Moğollar. Kubilay ikinci kez istilaya teşebbüs ettiğinde, 1281 15 Ağustos’unda, bu kez öncekinden daha güçlü bir tayfun oluşur. Sonuç Moğollar için felakettir tabii. 5 bine yakın küçük çaplı gemi batar, 140 bin asker ölür. Sağ kalanlar açlıktan, Japonların saldırılarından ölür sonradan. Bu istila girişiminden Kubilay Han ile bir kısım asker geri dönebildiler.

Japonya’nın ele geçirilmesine tayfun, hem de iki kez izin vermemiştir. Kimileri Japonların millet bilincine bu tayfun sayesinde ulaştıklarını da söylerler.

Yine de kimse yaşamasın bu tür felaketleri. Yoksul ülkeleri daha da yoksullaştırıyor, zengin ülkelerde en çok yoksulu vuruyor.