Üçüncü Dünya Savaşı başlayacaksa Ortadoğu’dan başlayacak diyenlere bile “bu gidişle herhalde uzak Asyadan başlar” dedirtecek gelişmeler yaşıyoruz son günlerde malum. Tüm dünya ağız birliği etmişçesine Kuzey Kore’den Kim adlı bir “deli”nin dünyayı ateşe atmaya hazır olduğunu söyleyip duruyor. ABD kaynaklı haberler göre Kim o kadar deli bir adam ki, “zihni sorunları” olduğu kendi partisi içinde de dile getirilen ABD Başkanı Donald Trump bile onun yanında aklıselim sahibi biri olarak değerlendiriliyor..

Güçlülerin yürüttüğü propaganda savaşının yenilgiye uğratılması gerçekten zor. Her türlü propaganda makinesiyle boca edilen yalan haberlerle şeytanlaştırılan bir Kuzey Kore ile lideri Kim Jong - un var. Her gece dünyayı mahvetme rüyası gören çılgın bir şişmanla karşı karşıyayız adeta.

Oysa burnunun dibindeki denizde Güney Kore ile birlikte son yılların en büyük tatbikatını yaparak Kuzey Kore’ye tehdit sallayan bir ABD olduğunu nedense hiç konuşmuyoruz. Kim’in bunu ülkesi için bir tehdit saydığını, dolayısıyla karşılıksız bırakmayacağını söylediğini ama yine de müzakere yoluyla sorunun çözümü için çabaladıklarını defalarca açıkladığını da duymazdan geliyoruz. Varsa yoksa Kuzey Kore’nin nükleer denemeleri.

Elbette Kim’in tehditler karşısında ülkesini koruma hakkı vardır ancak bunu tüm dünyayı tehlikeye atacak bir çılgın gibi görünmesine gerekçe yapacak bir noktaya getirmemesi gerekir. Çin de Rusya da başından beri destek verdikleri Kuzey Kore’yi bu açıdan uyarıyorlar da. Gerçek şu ki dünyamız için tehlike Kuzey Kore değil. Nükleer denemeler yapmak bir tehlikeyse tabii.
Eğer öyleyse 1950’lerden bu yana defalarca nükleer denemeler yapan ABD hâlâ dünyamız için gerçek bir tehlike olmaya devam ediyor. Üstelik bunu açıklayan ABD’nin kendisi. Bu yılın Nisan ayında nükleer denemelerle ilgili arşivini açıklamıştı. 1953, 55, 58 yıllarında gerçekleştirdiği üç nükleer deneme var örneğin. Soğuk Savaş’ın en sert zamanlarında yani. Nevada çölündeki Hawaii açıklarında yapılan denemelerdi bunlar. Ortaya çıkan enerjinin ne kadar yıkıcı boyutlarda olduğu yeni yeni açıklanıyor.

1955’de yapılan, “Çaydanlık Operasyonu” adlı denemede kullanılan bomba 43 bin TNT’ye eşitti ki Hiroşima’ya atılan bombanın iki katı fazla anlamına geliyor. Barış zamanında yapılan bir denemeydi bu, hatırlatırım. Kuzey Kore’nin nükleer denemelerinin askerlerine ne tür zararı olduğu konusunda bir bilgimiz yok ama ABD’nin söz konusu denemelerinde binlerce ABD askeri radyasyona maruz kalmıştır denir. Bu konuda yayınlanmış raporlar olduğundan söz edilir.

ABD bizi Kim’in nükleer testiyle meşhul ederken kendisi de boş durmuyordu. Daha bu yılın Nisan ayında ABD Hava Kuvvetleri, Nevada Eyaleti’nde, yeni tip B61 nükleer bombayı ilk kez F-16 savaş uçağıyla başarıyla denediğini duyurdu. Kuzey Kore’nin ya da İran’ın nükleer denemelerine pek duyarlı “dünya kamuoyu”ndan pek ses seda çıkmadı.

Soğuk Savaş dönemi de olsa barış zamanlarında ABD kendi topraklarında yurttaşlarının sağlığını hiç sayarak çok sayıda nükleer deneme gerçekleştirdi. ABD hükümeti 1963’den itibaren yer üstündeki denemeleri durdurdu ama yer altı denemeleri 70’ler boyunca sürdü. Bu denemelerin yapıldığı bölgelerde yaşayanlara tazminat verdi ABD hükümeti. Yani ABD kamuoyunda bunun zararları yıllarca konuşuldu. ABD’liler Kuzey Kore’nin “dünya için ne kadar tehlikeli” olduğunu bilmiyorlardı bile.
ABD Kongresi, Nevada Çölü’nde kurulan nükleer deneme bölgesi yakınında yaşayıp da denemeler yüzünden kanser olanlara 50’şer bin dolar tazminat ödeme kararı çıkarmıştı. Kanserden ölen ABD’lilerin sayısı ise 11 bindi. Kimi aktivistler asıl sayının daha da fazla olduğunu ileri sürüyorlar.

Kuzey Kore liderinin uzlaşmaz gibi görülen tavırları aldatıcı olmasın. Kuzey Kore’den komşusu Güney Kore’ye sürekli heyetler gidiyor. Güney Kore liderinin, Trump’ın tüm kışkırtmalarına ragmen “müzakerelerden yanayız” demiş olmasının nedeni bu.
Dünya için değişmez tek bir tehlike var, o da ABD.

İnanmayan Nevadalılara sorsun.