Lübnan’ın denge unsuru: Nasrallah

Lübnan’da dokuz yıl aradan sonra yapılan seçimlerden Hizbullah’ın müttefikleriyle oluşturduğu Direniş’e Vefa bloğunun büyük bir zaferle çıkmasından ABD’nin, Suudi Arabistan’ın başını çektiği Sünni blokun da memnun kalmadığı biliniyordu. O nedenle seçimlerden kısa bir süre sonra ABD’nin Hizbullah ile lideri Seyit Hasan Nasrallah’a yönelik yaptırım kararı alması şaşırtıcı olmadı. Daha önce de, 1995 ile 2012’de ABD yine “Suriye Krizi”nde rolü var olduğu gerekçesiyle benzeri kararları almıştı ABD.

Bu kez, Suudi Arabistan’ın başını çektiği Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi Körfez ülkeleri de Hizbullah ile Nasrallah’a, Hizbullah ile bağı olan kişi, ya da kurumlara yönelik yaptırım kararları aldılar.

Telaşın nedeni belli. Hizbullah, Lübnan’da oyun kurucu olduğu kadar adı geçen ülkenin siyasetinde bir denge unsuru. Yıllardır ülkede, zaman zaman aksasa da, uzun süreli olarak bozulmayan politik istikrar Hizbullah sayesinde mümkün olabildi. Bunda Nasrallah’ın kişiliğinin de büyük etkisi var. Seyit Hasan Nasrallah Lübnan’da her kesim tarafından sevilen, sayılan bir isim çünkü. Sadece Müslümanların değil ülkede yaşayan Hıristiyanların, Yahudilerin de sorunlarının çözümü konusunda ciddi gayret sarfeden biri. Hizbullah militanlarının, çoğu zaman kiliselerin, sinagogların önlerinde koruma amacıyla nöbet bekledikleri biliniyor. Hizbullah’ın hiç ayrım gözetmeden herkesin yararlandığı aş evleri, hastaneleri var. Lübnan devletinin yapamadığı sosyal yardımlaşmayı bu devasa örgüt yapar durumda. Ülkede siyasetin kilitlendiği durumlarda da “çözücü” güç olarak hep devrede.

Ölçü sayılır mı bilmem ama ülkenin en önde gelen şarkıcılarından Maronit Hıristiyan Julia Boutrouss fanatik denecek derecede bir Hizbullah taraftarı. Nasrallah’ın konuşmalarında sarf ettiği sözlerinden yola çıkarak yaptığı iki şarkı tüm Lübnan’ın dilinde yıllardır. Yani ABD’nin ya da payandası Suudi benzeri ülkelerin inanılmasını istedikleri gibi bir terör örgütü değil Hizbullah. Lübnan’da her dinden insanın desteğini toplamış, “sosyalleşmiş” bir yapı artık.

Nasrallah, r’leri söyleyemese de çok etkili bir hatip. Kolundaki saat gençlik yıllarından kalma. Ayakkabısını iki, üç yılda bir değiştiriyor. Aldığı maaş ayda 1300 dolar. Refik Hariri, başbakanken bir akşam yemeğine Nasrallah’ın konuğu olduğunda bir tabak süzme yoğurt, zeytin ve çaydan oluşan bir menü ile ağırlanmıştı diye anlatılır. Lüksten, gösterişten uzak, şiddete de mesafeli ama Lübnan’ı korumak söz konusu olduğunda tavizsiz biri Nasrallah. Bu nedenle Lübnan’da taraftarı, seveni çok.

İsrail’i hem de iki kez püskürten bir orduya da sahip olması onu hem Lübnan’da hem de bölgede vazgeçilmez biri yapıyor.

Lübnan’daki son seçimlerde, hakkındaki tüm ABD-İsrail-Suudi kaynaklı karalama kampanyasına rağmen başarı göstermesi düşmanlarının tahammül edemediği bir durum.

Yaptırımların tek ama tek nedeni işte bu; halk desteği ile elde ettiği bu başarı.