ABD’nin desteğine rağmen Husileri durduramadı, İran etkisini kıramadı

Milyarlarca para harcadı, ölümlere yol açtı: Suudi Arabistan’ın  Yemen’deki son çırpınışı

Suudi Arabistan’ın Yemen’de Hudeyde vilayetini ele geçirmek için Husilere karşı başlattığı son büyük operasyon bu ülkede girdiği bataklıktan çıkmasına yardımcı olmayacak. Çünkü bunca yol geçmesine rağmen hiçbir ilerleme kaydedemediği gibi Yemen’de mevzi kaybetmesinin yanı sıra kendi topraklarına Husilerin sızmasını da engelleyemedi.

Savaşın Suudilere ekonomik maliyeti milyarlarca doları buldu. Uluslararası imajı zedelendi, Yemen’de var olan “İran etkisini” de yok edemedi. Giriştiği operasyon nedeniyle binlerce sivil kaybı yaşandı, yüzbinlerce çocuk hastalıkla boğuşuyor, zaten yoksul olan ülkenin alt yapısı perişan oldu. Dolayısıyla bu son operasyon Yemen halkı için zaten kötü olan durumu daha kötü yapmaktan başka işe yaramayacağı gibi Suudi Arabistan’ın hedefledikleri her neyse gerçekleştirmesine de yaramayacak.

Oysa, Suudiler, kendilerine destek veren müttefikleriyle, ABD’nin istihbarat ve lojistik yardımıyla, müthiş bir ekonomik güçle çullanmıştı Yemen üzerine. Oradaki Husi güçlerini, onlara destek veren İran’ı küçümsediği anlaşılıyor. Husiler, savaşın ilerleyen dönemlerinde hem işgal güçlerinin ilerlemesini durdurdular, hem de Suudi krallığın başkentini zaman zaman füze yağmuruna tuttular. Hatta krallık sınırları içinde yüz kilometrekarelik bir alanı bile el geçirmeyi başardılar.
Operasyonun başarısızlığının Suudi krallıkta da yansımaları oldu. Ordunun üst kademelerinde yapılan değişiklikler hep Yemen başarısızlığıyla ilgili. Kara ve Hava Kuvvetleri komutanlarının görevden alınmalarının nedeni de Yemen’le ilgili. Tabii bu değişimler Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın ifadesiyle modernleşmenin bir parçası olarak gösterildi ama gerçeğin bu olmadığını herkes biliyor. Ordunun gücünün ne olduğunun Yemen’deki başarısızlıkla ortaya çıkması gerçekten büyük bir hayal kırıklığı yaşattı herkese krallıkta. Bu görevden almaların pratikte ne değişiklikler yapacağı merakla bekleniyordu, ama üzerinden bir hayli zaman geçtiği halde somut bir değişiklik görülmedi. Bu nedenle son çare olarak kapsamlı bir harekat başlattı Suudi ordusu.

Oysa büyük olanaklara sahipti Suudi krallık. İran’a konulan bir deniz ablukası var ki İran’ın Yemen’e dönük hareketlerini kısıtlıyor. Tahran ablukayı kıramadı için Husilere yardımı başka yollardan yapıyor. Suudiler bunu değerlendiremedi. Suudilerin diğer Müslüman ülkelerle ilişkilerinin de ne kadar zayıf olduğunu ortaya çıkaran bir örnek olay oldu Yemen işgali. Pakistan Yemen operasyonu için Suudi ordusuna asker vermedi örneğin. Mısır ise Suudi Arabistan’ın istediği sayıda askeri değil birkaç yüz asker ile dört gemi yolladı sadece. Körfez ülkelerinin bazıları ise Husilere destek veren tutumlar aldılar.

Suudi Arabistan’ın bu son saldırısı, ülkede kalışını uzatmaktan başka bir işe yaramayacağı gibi hiç bir sorunu da çözmeyecek. Riyad’ın ABD Başkanı Donald Trump’ın “yakın dostu” Veliaht Prens Muhammed bin Salman aracılığıyla “sorunun uygun bir biçimde” çözülmesi konusundaki telkinlerine kulak asmaması ABD – Suudi ilişkilerinde tatsızlığa da yol açabilir.

Suudi Arabistan içinde de Yemen işgalinin sona erdirilmesi yönünde muhalif sesler yükseliyor. Yemen’den biran önce çıkılmasının, İran’ın elinden bölgesel sorunlara müdahale etme fırsatını alacağını düşünen muhalifler bunu söyleyenler.
Suudi Krallık’ın son çırpınışı felaketi olabilir.