‘Özgür kız’ artık Ensar’a gidiyor

Finans ve yatırım çevrelerinin yakından takip ettiği Bloomberg, dün çok ilginç bir haber yayımladı. Ekonomi alanındaki uzman yayıncı kuruluşun Türkçe bülteninden söz etmiyorum, ABD’deki merkezin yayına aldığı Türkiye’ye ilişkin bir analiz bu.

Taylan Bilgiç imzalı haberde, gerek sermayenin AKP iktidarında nasıl el değiştirdiği, geri kalan sermayenin “el değişmemek” için harcadığı çaba konu edilmiş. Özellikle 15 Temmuz’dan sonra el konulan şirketlerin 10 milyar dolarlık bir pazara ulaştığını öğreniyoruz haberden. Haliyle bu pazar, iktidara yakın işadamlarının iştahını epey kabartıyor.

Cemaatin el konulan yurtlarının Ensar’a verildiği bir dönemde, bu şirketlerin epey partizan işadamlarına üç otuz paraya, teneşir vade devredilmesi sürpriz olmaz. Erdoğan’ın AB’ye “Göçmenleri üzerinize salarız ha” şantajından birkaç gün sonra, “Mültecileri otobüslerimle sınıra kadar götürürüm” diye koşan Metro Turizm patronu Galip Öztürk, sotaya yatıp bekleyenlerden. Hani neredeyse özel bir afla, cinayete azmettirmekten aldığı cezadan kurtulup Türkiye’yi geçen hafta gelebilen patronun hayallerini şimdi o şirketler süslüyor.

Yeni oligark adaylarından biri olarak Galip Öztürk’ten söz ediliyor haberde. Ama eski muktedirlerin de el değiştirmemek, ayakta kalabilmek için geçirdikleri acıklı değişim sürecinden güzel detaylar da var. İslamiyeti yeniden keşfeden uslanmış medya devlerinden söz ediyor Bloomberg. Aydın Doğan’ın ABD’de “İslamofobi” konferansları düzenlemesini örnek gösteriyor.

Turkcell’deki dönüşüm de es geçilmemiş. Karamehmet’in şirketininin bir zamanlar reklam yüzü “Özgür kız”dı. Başını alıp tek başına dağ bayır gezebilen özgür bir ruha övgüyle müşteri kazanmaya çalışıyordu Turkcell.
ÇYDD ile birlikte yaptığı Kardelen projesiyle kız çocuklarının okula gitmesi için para harcayan şirket, şimdilerin ‘Yeni Türkiye’sinde Ensar Vakfı’na sponsorluk yapıyor artık malum…

Peki Miss Turkey güzellik yarışmasını hâlâ düzenleyen Ferit Şahenk’in, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde ilahiyat fakültesi açması? Tam bir “çocuk da yaparım, kariyer de” hali…

Bunlar işin magazin boyutu belki… Ama haberin çok daha önemli bir etkisi var. Özellikle dünyanın en etkili çevrelerinin takip ettiği sitedeki bu haberden sonra, siz olsanız Türkiye’ye yatırım yapmaya gelir misiniz? Tek bir imzayla şirketlere el konulan, mevcut şirketlerin zorla “yerli ve milli” hale getirildiği bir yerde istihdam yaratır mısınız? İdeolojik boyutunu bir kenara koymayı başarsak bile, hepimizin refahının nasıl etkilendiğinin farkında mısınız?

***

Gerginlik olmasın diye seçimler ne zaman iptal olur?

ozgur-kiz-artik-ensar-a-gidiyor-209373-1.

Günün Veciz Sözü köşesini açtığımızda, aday cümlelerin birbiriyle bu kadar yarışacağını hiç düşünmemiştim. Sevgili editörüm Demet Sargın’a yazıyı tam göndereceğim sırada, daha mühim bir veciz demeçle karşılaşıyorum. Editörümün “Sayfa sizin yazıyı bekliyor” sitemini göze alarak “Günün Veciz Sözü”nü değiştirmek zorunda kalıyorum. Ama bu yaptığım son değişiklik, gerçekten sayfayı geciktirmeyi hak ediyor.

Sandıkla gelen sandıkla gider” diye yemin edenlerin sözünü senet “sandık.” Hani demokrasiye de imanla bağlıydık... Ama bugünlerde “Ben milli iradeye, milli irade demem. O irade benim olmayınca”nın anavatanında yaşıyoruz. Ohaller, bu haller derken üniversiteden sandığı kaldırdık. Artık, kimin rektör olacağına direkt Saray karar veriyor. Aday falan olmanıza da gerek yok. Siz aday olmasanız da, biz sizin rektör olmanıza karar verirsek, gerekeni yaparız diyor artık devletimiz.

Hani, birkaç münafık bunu eleştirince, Başbakan Yardımcımız Numan Kurtulmuş “Günün Veciz Sözü” köşesinin bugünkü sahibi olmayı hak eden çıkışı yaptı: “Öğretim görevlileri arasında gerginlik çıkmaması için rektörlük seçimlerini kaldırdık.”

Malum, “ileri demokrasi”yle yönetilen bir ülkedeyiz. Yani içinde demokrasi sözcüğü geçiyor yeni sistemimizin içinde. E, arada seçimler falan yapıyoruz bizi yönetenleri belirlemek için... Hani insanın aklına şu soru gelmiyor değil... Seçim kampanyaları sırasında halkımız arasında da gerginlik çıkabiliyor zaman zaman. Genel seçimleri de “gerginlik çıkmasın” diye bir OHAL KHK’sıyla toptan kaldırmanın sırası ne zaman gelecek?