İsveçli bir papaz, Aleksander Radler. Kuzey İsveç’te maden yataklarından dolayı adı “Altın Şehir” diye anılan Skellefteå kentinde yaşıyor. Aynı zamanda kentte, Hıristiyan Demokrat Parti’den belediye meclis üyeliği görevini yürütüyor. Emekliliğine hak kazanmış olan Radler için bağlı bulunduğu Luleå piskoposluğu bir soruşturma açtı. Bu soruşturmayla kesinlik kazanan iddialar, Radler’i İsveç’in en tanınmış ve karanlık papazı haline getirdi. Kendisinin de dolaylı olarak kabul ettiği üzere, bugün 67 yaşındaki Aleksander Radler, Doğu Almanya gizli polis ve istihbarat örgütü Stasi için 25 yıl boyunca ajanlık yapmış. Sürenin uzunluğu hayret verici çünkü işin uzmanları, bir gizli ajanın hizmet verdiği örgüte ancak 6-7 sene bağlı kalabileceğini söylüyor.

Doğu Almanya’nın gizli polis ve istihbarat örgütü Stasi’nin 1988’de tam zamanlı olarak 91 bin çalışanı var. Örgütün o tarihteki ajan sayısı ise 189 bin. Bu rakamlar gösteriyor ki o tarihte yaklaşık olarak her 70 Doğu Almanya vatandaşına, bir gizli ajan düşüyor. Doğu Almanya gizli polis örgütü Stasi elindeki birçok dokümanı, Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla yakarak yok etti. 1990’ın Ocak ayında, Stasi’ye ait binlerce çuval yırtılmış ama yakılmak için yetiştirilememiş doküman bulundu. Bu yırtılmış kâğıt yığınlarının, bugün hâlâ elle tek tek birleştirme işlemi sürüyor. 2012 baharına gelindiğinde üzerinde çalışılan belgelerde bir isim, IM Thomas adı, yüzlerce kez tekrara başlıyor. IM Thomas imzalı ihbarlar çoğaldıkça dönemin yaşayan mağdurları ajanın kimliğini ortaya çıkarıyor. Yapboz, İsveçli bir papazı Aleksander Radler’i resmediyor.

Radler için açıklanan yapboz parçalarından en can alıcısı, 1968’de, İsveçli papazın Jena Üniversitesi’nde okuyan yedi öğrenciye kurduğu tuzak. Doğu Almanya’dan kaçmak isteyen üniversite öğrencileri, Batı Almanya’da yaşayan akrabalarına birer mektup yazıp kaçış için gerekli olan parayı onlardan isterler. Mektupları gizlice Batı’ya geçirip postalaması için, güvenlerini kazanmış olan Aleksander Radler’e teslim ederler. Öğrencilerin kaleminden çıkan bu mektuplar, hiç postalanmaz. Radler, öğrencileri ve kaçış denemesini Stasi’ye ispiyonlar. Yedi öğrenciden altısı bu girişim yüzünden toplam 18 sene hapis cezası alır. Eğitim hayatları ellerinden alınan ve fişlenen bu altı öğrenciden ikisi, hapisten çıktıktan sonra intihar eder.

İsveç gazetesi Expressen’in ulaştığı Papaz Radler mağduru eski Doğu Almanlar, o günlerde Stasi’ye yakalandıktan sonra bile onları ihbar edenin Radler olduğunu anlamadıklarını, belgeler açıklanınca durumun kendileri için kesin olarak aydınlığa kavuştuğunu söylüyorlar. Mağdurlardan Manfred Winter, Papaz Radler için “Ne yaptığını, hayat hikâyesini tekrar gözden geçirmeli. Bir papaz olarak o kürsüden anlattıklarıyla geçmişi birbirini tutuyor mu? Ondan umutsuzca cevap bekliyorum” diyor.  

Kesin kanıtlar olmasa da, İsveç’te, Aleksander Radler’in Stasi ajanı olduğu iddiaları, ilk kez 1994’te dillendiriliyor. Bugün için elle yapıştırılarak birleştirilen Aleksander Radler dosyası 1046 sayfayı buldu. Çalışmalar daha sürecek de. İddiaların ortaya çıktığı ilk andan itibaren inkâr içinde olan Radler, IM Thomas adlı ajanın kendisi olmadığını söyledi durdu. Şimdi ise onun için durum farklı. Piskoposluğun isteğiyle konuyla ilgili olarak devreye giren İsveçli uzmanlar, IM Thomas’la Aleksandar Radler’in aynı kişi olduğuna kesin gözüyle bakıyor. Bu son gelişme üzerine sessizliğini bozmayan papaz, karısı aracılığıyla IM Thomas olduğunu kabul ettiğini açıkladı ve çok üzgün olduğunu duyurdu. Aslına bakılırsa Papaz Radler, ajan olmaktan ya da birilerinin ölümüne sebebiyet vermekten dolayı İsveç Kilisesi’nin üst makamlarınca soruşturma geçirmedi. Radler’i papazlık mesleğinden men olmaya götürecek suç “Medya yoluyla yalan söylemek” olarak duyuruluyor. Kilise, Radler’in bir ajan ve bir papaz olarak başkalarına söylediği yalanları sorgulamıyor. İsveç Kilise’sini kızdıran şey, bir papazlarının gazetecilere yalan söylemesi oldu. Demek bu günahın affı yok.