Dünya Kupası harika geçiyor. Son onyılların en iyi kupası olduğunu düşünenler az değil. Fakat Brezilya sokaklarında da bambaşka bir şey yaşanıyor. İnşaatlara ayrılan kaynakları, yolsuzlukları, polis şiddetini, kentsel dönüşümü, semtlerin soylulaştırılmasını inatla protesto eden yüzbinlerce insan ve onlara karşı her yerde bulunan aynı feci şey: Gaddar devlet. Tanıl Bora, Radikal’de yayımlanan son yazısında çok güzel anlatmış: “Dünya Kupası için özel eğitim programları düzenleyen Brezilya polisinin ‘hizmet aldığı’ yerler arasında ABD’nin özel güvenlik firması Academi de bulunuyor. Academi’nin eski adını bilirsiniz: Blackwater. Irak işgalinde işkenceleri tertip eden şirket (zaten bu kötü ünü nedeniyle adını değiştirdi.)”

İşte bu karışık duygularla ben dünya kupasını izler, Radikal gazetesi de son sayısını yayımlarken, çok sevdiğim ama ne zamandır görmediğim bir dosta rastladım kütüphanede: Radikal Futbol. İlk sayısı 7 Ağustos 2001 günü çıkmış. Yayın Yönetmeni Yiğiter Uluğ. Editörler Mehmet Demirkol ve Kaan Kural. İlk sayının yazarları arasında Tanıl Bora, Ahmet Çakır, Ahmet Çiğdem var. Sonra onlara Cengiz Alpman, İbrahim Altınsay, Erkan Goloğlu ve sayısız değer eklenecek. İlk sayının kapak konusundan belli ‘olayın’ tuhaflığı: “Aslında Terim’i sevmiyoruz”. Yaklaşık 3 yıl boyunca sadece futbolu sevenler hariç tüm futbolseverlere ilaç gibi gelen bu derginin futbol ve edebiyat hayatımıza kattıklarıysa kesinlikle o süreyle sınırlı değil.

Kapandıktan sonra – oldukça daralmış bir biçimde – Radikal’in spor sayfalarında süren bir gelenekti Radikal Futbol. Ve gazetenin hep en parlak sayfaları arasında yer aldı. ‘İnternet sürümü’ndeki durumun ne olacağını bilemiyorum ama, futboldan nefret edene bile önerilecek yüzlerce güzel yazıyla doludur arşivleri.

Sadece kendimden bahsedecek olursam, ki hiç de yalnız olmadığımı biliyorum, ben bu insanlara ve o yayına çok şey borçluyum. Futbolu ‘okumayı’ ve bunun ne kadar zevkli olabileceğini biraz olsun öğrendiysem, Tanıl Bora adını en başa yazmak şartıyla, Uğur Vardan’dan Banu Yelkovan’a, Semih Gümüş’ten Bağış Erten’e uzanan akil futbol sevdalılarına borçluyum bunu. Utanmadan futbol konuşmayı, futbol üzerinden başka şeyler de konuşabilmeyi, hatta Gazoz Ligi’nden Efendilig’e nizami sahada tekrar futbol oynayabilme keyfini bile.

Bana sorarsanız oldukça sevimsiz bir şey, kağıda basılan bir süreli yayının artık kağıda basılmayacak olması. Tıpkı Radikal Futbol gibi, Radikal ve özellikle Radikal İki de ne olursa olsun geride önemli bir boşluk bırakacak. O boşluğun en azından büyümesini engellemekse okurların elinde. Express’in, BirGün’ün, Penguen’in, Uykusuz’un ve kendisi için değerli olduğunu düşündüğü hangi yayın varsa onun, severek ve acımasızca eleştirerek üzerine titreyecek okurlarının.

Radikal Futbol ekibine bu vesileyle tekrar teşekkürü borç bilirim. Fark yarattınız, güzellik kattınız, umut verdiniz, öğrettiniz, en acayibi, çıtayı “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” lafını vasatın klişe bulacağı kadar yükselttiniz.

Sağ olun, var olun.