İsveç’te statü sahibi olmanın ne demek olduğunun hatları, yapılan bir anketle tekrar çizildi

İsveç’te statü sahibi olmanın ne demek olduğunun hatları, yapılan bir anketle tekrar çizildi. Yıllardır, İsveç genelinde, aynı analiz ve strateji şirketi tarafından, her sene yenilenen anket çalışması, 2010 yılını kapatmaya hazırlandığımız hafta, basına açıklandı. Aralarında İKEA’nın da bulunduğu 20 şirkete hizmet veren United Minds şirketi, çalışmayı yürütmüş. 19-26 Kasım tarihleri arasında bir dijital e- posta ile anket yapılmış. Çalışmaya katılanlardan, 100 tane iddiayı sıralamaları istenmiş. Daha sonra da çeşitli değerler hakkında görüş bildirmeleri talep edilmiş. İsveç’te, 1078 kişi anket çalışmasına katılmış. İnternet üzerinden bir anket yürütmek, ilk bakışta güvenli gelmese de şirket bu konu da çok iddialı “Biz, ülke genelinde, yüksek statü simgelerini bulduk” diyorlar. Anket sonuçlarına bakıldığında ortaya öylesine naif bir tablo çıkmış ki insanın bu çalışmaya dahil olan 1078 İsveçliyi tek tek tebrik edesi geliyor.

Araştırmaya göre, bu yıl ilk kez, İsveç için statü listesinin üst sıralarına, ‘kibarlık’ yükselmiş durumda. Statü göstergelerinin sıralamasına göre ilk sırada “Genel kültürü yüksek olmak” geliyor. İkinci statü simgesi “İşinde becerikli olmak”. “Çocuklarıyla yakından ilgilenen ve yeterli ebeveynler olmak” listenin üçüncü sırasında. “Kibarlık” dördüncü sıradan statü listesine girmiş. İlk beşin son sırasında “Birkaç dile hakim olmak” var.  İsveç’te bu ilk beşi yakaladıysan toplum içinde yüksek statüye sahip oluyorsun. Saygınlığın tavan yapmış oluyor.

Çalışmanın ortaya çıkardığı esas ilginç konu, statü kaybının nelerle geldiği noktasında başlıyor. Anket çalışmasına katılan İsveçliler, statünün alt noktası için şu beşi belirlemişler. İş dışında şefinle vakit geçirmek, paparazzi basınında yazılıp çizilmek, bekar olup çok hızlı bir aşk hayatı yaşamak, bir erkeğin kendisinden en az 15 yaş küçük bir kadınla evli olması, bir kadının kendisinden en az 15 yaş küçük bir erkekle evli olması, ilaç ya da estetik operasyonlarla dış görünüşünü değiştirmek.  Ucundan kıyısından bu beş maddeye bulaşırsan İsveç toplumu içinde saygınlığını yitirmiş oluyorsun.

İyi de bu İsveç’te hiç mi ev, araba, para pul, statü kazandırmıyor? Sıralamada ilk 10’un içine girmese de üst sıralarda yer alan materyal nesnelerde; güzel döşenmiş bir evde yaşamak, ekolojik ürünler kullanmak ve çevreci araba sahibi olmak statü simgesi olarak listelenmiş. 2007’de çevreci araba sahibi olmak 29’uncu sıradan değerlendirmeye girerken bu yıl 42’nci sıraya düşmüş.

Çalışmayı yürüten şirketin Genel Müdürü Marie Söderqvist, benzer bir anketi, bu yıl ilk kez, Çin’de de uyguladıklarını söylüyor. Çevre bilinci, İsveç’le karşılaştırıldığında Çin’de daha öne çıkmış durumda. Marie Söderqvist, “İsveçliler buna çok şaşırıyor ama bilmelisiniz ki Çin teknik ve bir buluş ülkesi olarak oldukça ileride” diyor. Çin’in statü sıralamasındaki ilk beş ise şöyle; nazik bir insan olmak, kendinden emin ve ileri görüşlü olmak, açık ve net bir dünya görüşüne sahip olmak, uzun ve dengeli bir evlilik yürütmek, çalışarak kendine bir birikim yapmış olmak.

Bu anket Türkiye’de yapılsaydı sonuçlar ne çıkardı? Her şeyden önce ankette sıralanması istenen savların değiştirilmesi şart olurdu. Böylesi bir liste Türkiye’de statü göstergelerini ortaya çıkartamaz. Listelemesi istenin maddelerden, çevreci araba sahibi olmak çıkartılmalı, dört çarpı dört cip sahibi olmak listeye eklenmeli, bu bir zorunluluk. Ekolojik gıdanın yerini, “Bu fiyatlarla et yiyebiliyor olmak” listeye alınmalı. “Magazin basınında yer almak” maddesinin, Türkiye’de, statü kaybı olarak değerlendirilmesini kimse beklememeli. Bir de küçük hatırlatma; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le eşi Hayrünnisa Gül’ün arasındaki yaş farkı 15’tir. Memleketin başı, statü listesinin sonunda yer alamaz, o maddeye de bir el atılmalı.