Beklenmedik kriz denmesinde haklılık payı var. Suudi Arabistan’ın eleştiriye tahammülü olmadığı bilinir ama Kanada’ya bu kadar çok öfkeleneceği kimsenin aklına gelmemişti. Suudi Krallık, Kanada’nın Riyad Büyükelçisi Dennis Horak’ı kovdu, Kanada ile de ticari, siyasi tüm ilişkilerini dondurdu.

Kriz”in nedeni Kanada’nın, Suudi yetkililere, yakınlarda tutuklanan kadın hakları savunucusu Samar Bedevi’nin “serbest bırakılması” yönünde çağrılar yapması. Samar Bedevi halen Suudi Arabistan’da cezaevinde olan muhalif blog yazarı Raif Bedevi’nin de kız kardeşi.

Suudi Arabistan’ın böylesine ciddi adımlar atması Kanada üzerinde etkili olabilir mi? Yani Ottowa geri adım atabilir mi eleştirilerinde? Dün Kanada yetkilileri yaptıkları açıklamada, kendilerine “ içişlerimize karışıyor” diyen Suudi Arabistan’a “kadın hakları söz konusu oldu mu, aynı tutumu alırız” yanıtını verdi. Saygıdeğer bir tutum ama gerçekten sürdürebilir mi Kanada bu tutumunu?

Zor görülüyor. Çünkü Suudi Arabistan ile Kanada’nın geçen yıl yaptıkları ticaret hacmi 4 milyar doları aştı. Bu ticarette karlı çıkan taraf Kanada. Bu gelirin büyük kısmı 2014 yılında yapılan 15 milyar Kanada Doları tutarındaki anlaşma gereği Suudilere sattığı silahlardan gelmişti. Krallık’a anlaşma gereği daha 119 parça ağır silah satacak olan Kanada, Suudi Arabistan’ın ABD’den sonra silah satın aldığı en önemli silah üreticisi ülke.

Bu miktarda bir silah anlaşması Suudilerden çok Kanada için önemli. Bu Suudi Arabistan için büyük miktar sayılmaz, çünkü ABD ile yakın tarihte yaklaşık 110 milyar dolarlık silah anlaşması yapmış bir ülke Suudi Arabistan. Bir konu daha var o da şu; Suudi Arabistan, Arap Yarımadası’nın dokuz ülkesi arasında Kanada’nın en büyük ticaret ortağıdır. Orta Doğu’da da ikinci en büyük ihracat pazarı durumunda.

Kanada iç politikasında Suudi Arabistan’la yapılan silah anlaşmasına ciddi itirazlar oldu. Bu itirazlar “ilericiBaşbakan Justin Trudeau’nun anlaşmayı onaylamasına engel olmadı. Sol eğimli Yeni Demokrat Parti, Yemen’de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin yaptıklarını hükümete hatırlatarak silah anlaşmasının iptalini istemişti. Kanada hükümeti yükselen baskılar sonucu anlaşmayla ilgili bir soruşturma başlattı. Ulaştığı sonuç, Kanada’nın Suudilere sattığı silahların hiçbir biçimde “insan hakları ihlalleri”nde kullanılmadığıydı.

Kanada’da anlaşmaya karşı çıkanlar birçok batı ülkesinin insan hakları ihlallerinden duydukları kaygıdan ötürü Suudi Arabistan’a silah satmaktan vazgeçtiklerini hatırlattılar hükümete. Haklıydılar, Almanya ile Belçika Suudi Arabistan’a silah satmayı reddetmiş,

İsveç ise 2015 yılında Suudi Arabistan ile uzun zamandır devam eden savunma anlaşmasını iptal etmişti.

İlişkilerin bozulmasından Kanada’nın daha çok zarar göreceği kesin. Suudi Arabistan, Kanada’ya karşı aldığı tutumu daha da ileri götürerek adı geçen ülkede Kraliyet bursu ile eğitim görmekte olan 8 bin Suudi öğrenci ile bu ülkeye gönderilmiş olan 6400 aileyi ülkeye geri çağırdı. Bu, Kanada için milyonlarca dolarlık bir kaynağın kesilmesi demek.

Suudi diplomatik hamlesi ile yarar mı peki? Kanada tüm bu kayıpları göze alarak tutumunu sürdürebilir belki. Çünkü Kanada hükümetine iç baskı çok yoğun. Trudeau Suudi Arabistan’la yapılan silah anlaşmasını onayladığı için bir seçim yenilgisi yaşamak istemez. Bu nedenle Suudi Arabistan’a Samar Bedevi üzerinden çıkış yapması gerektiği ortada.

Beni asıl şaşırtan Suudi Krallık’ın aldığı tavrı destekleyenler arasında Filistin yönetiminin de olması. BAE ve Bahreyn’in verdiği destek anlaşabilir de Filistin’in tavrını anlamak kolay değil.

Riyad’ın Kanada’ya karşı aldığı tutum, aslında sıkıştığı Yemen’de insan hakları ihlali yaptığı için kendisine tavır alıp silah anlaşmalarını iptal eden ya da silah satmayacağını söyleyen ülkelere bir gözdağı. Suudi Arabistan ekonomik gücünü kullanarak şimdilik Kanada’ya patladı.

Bakalım sıradaki ülke hangisi olacak?