Diyanet Akademisi Kanunu çıktıktan bir ay sonra, 7 Nisan 2022’de Resmî Gazetede yayımlanan cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğüne imam hatip ortaokulu ve imam hatip liselerinin tüm öğretim programlarını hazırlama görevi verildi.

Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün kuruluş amacı ve asli görevi “İlköğretim, ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında din kültürü ve ahlak eğitimi ile bu alandaki seçmeli derslerin eğitim ve öğretimine ait programlar ile ders kitaplarını, eğitim araç-gereçlerini hazırlamak veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak.” idi. Cumhurbaşkanı bu maddeyi şöyle değiştirdi: “İmam hatip ortaokulları ve imam hatip liselerinin alanları ile ilgili eğitim ve öğretim programlarını, ders kitaplarını, eğitim araç-gereçlerini hazırlamak veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak.” Diğer genel müdürlük görev tanımlarında olmayan bu madde ilk bakışta önceki paragrafın tekrarı gibi gözükse de öyle değil. Madde bu haliyle sadece dini derslerin değil, imam hatiplerde okutulan tüm derslerin program ve materyalinin hazırlanmasıyla ilgili. Görevi Din derslerinin öğretim programlarını hazırlamakla sınırlı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, imam hatip okullarının fizik, kimya, biyoloji, beden eğitimi, müzik, felsefe, edebiyat, sosyal bilgiler, İnkilap tarihi ve Atatürkçülük ve matematik derslerinin hem öğretim programlarını hazırlayacak hem ders kitaplarını yazacak! Ayrıca kararname ile özel olarak bu müdürlüğe, bakanın oluruna gereksinim duymadan diğer kurumlarla işbirliği yapma yetkisi de veriliyor. Diğer kurumlardan biri elbette Diyanet Akademisi!

Bir kez daha özetlersek Diyanet Akademisi Kanunu, Diyanete, kuran kurslarını eğitim merkezlerine dönüştürmek, bu merkezlerde görev alacak eğitmenlerle okutulacak derslerin müfredat ve materyallerini hazırlama yetkisi veriyor. Önceki üç yazımızda Diyanet Akademisinin hizmetiçi eğitimle ilgili olmadığını, imam hatipler dahil dinle ilgili eğitim veren okulların bu akademiye bağlanabileceğini, amacın bu olduğu yorumunda bulunmuştuk. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile sadece imam hatiplerin değil, MEB’in de dolaylı olarak söz konusu müdürlük üzerinden Diyanete bağlandığını söyleyebiliriz.

Ortaöğretim okullarının meslek dersleri dışındaki matematik, edebiyat, fizik gibi ortak derslerinin programı ve ders materyali Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanır. Örneğin dini derslerin programı Din Öğretimi Genel Müdürlüğü, turizm ve otelcilik okullarının aşçılık programı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanırken ortak derslerde ortaöğretimin program ve materyalleri kullanılır. Öyle de olması gerekir çünkü bu, eğitim ve müfredat birliği açısından çok önemlidir.

İmam hatipler meslek okulu mu nedir bilmiyoruz! Meslek okulları ise Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğüne, değilse Ortaöğretim Genel Müdürlüğüne bağlı olması gerekir. Din Eğitimi Genel Müdürlüğünün işini bu iki genel Müdürlüğün birinde oluşturulacak bir daire başkanlığı pekala yerine getirebilir. O denli gereksiz bir birim iken Ensar, TÜRGEV ve TÜGVA’nın gönlü hoş olsun diye Eğitim Bakanlığının en işlevsel birimi haline getirildi. Bakanlık son on yıldır bu müdürlük tarafından yönetiliyor. Eğitim Bakanlığı, bu üç vakfın üssüne dönüşürken eğitim her geçen gün biraz daha Suudi modeline yaklaşıyor.

Suudi Arabistan ve İran gibi şeriatla yönetilen ülkelerde eğitimin dine uygun bir şekilde yürütülmesini sağlayan ve denetleyen kurullar var. Benzer bir kurulun Din Öğretimi Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulduğunu, alt komisyonlardan oluşan kurulun her kademe ve türdeki okulların müfredatında yer alan konuların çerçevesini belirlediğini 17 Haziran 2016 tarihli yazımızda belgeleriyle göstermiştik. Resmî olmayan illegal Dine Uygunluk Komisyonunun bu kararname ile legalleştiğini, teolojinin pedagojiye açtığı savaşta galibiyetini ilan ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.