6. filoya secde eden sen, anti-emperyalist yine sen.

1980 darbesi sonrası siyaset sahnesinde parlatılan sen, en büyük demokrat yine sen.

Emperyalistlerin Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı sen, yerli ve milli yine sen.

Halkın iradesini dilinden düşürmeyen sen, halkın seçtiği vekili darp edip hapse atan, İstanbul’u kaybedince seçimi iptal eden, belediyelere kayyum atayan yine sen.


Herkese ‘FETÖ’cü diyen sen, Fetullah Gülen’e övgüler düzen, FETÖ’ye devleti teslim eden yine sen.

FETÖ ile iktidar ortağıyken gazeteci, siyasi, asker, binlerce insanın hapsedildiği kumpas davaların savcısı sen, en büyük FETÖ savaşçısı da sen.
‘Darbeci’ iftiralarıyla askerleri hapse atıp FETÖ’cü generallerin önünü açan sen, 15 Temmuz’un kahramanı da sen.

15 Temmuz Darbe Girişimi’ne “Allah’ın lütfu” diyen, Anayasa’yı askıya alıp tek adam olan sen, tek mağdur yine sen.

Amiraller kumpasla hapsedilmiş, bazıları ölüme sürüklenmişken Zekeriya Öz’e zırhlı aracını tahsis eden sen, şimdi yıllar sonra emekli olmuş o amiralleri darbecilikle suçlayan yine sen.

Amirallerden üzerlerinde üniforma varken FETÖ ile el ele verip darbeci çıkartmayı başaramayan sen, emeklilerden ‘darbeci’, kendine mağduriyet çıkartan yine sen.

“Zekeriya Öz’ün heykeli dikilecek” diyen sen, 10 yıl sonra askerlere yönelik yeni kumpasın yeniden tetikçiliğine soyunan kalemşör de sen.

Kendi iktidarını korumak için Montrö Anlaşması’nı çöpe atmayı fısıldayan, Kanal İstanbul’u ABD emperyalizmine zeytin dalı olarak uzatan sen, buna karşı çıkanları hain ilan eden yine sen.

Halen sarıklı amirale, FETÖ’cü generale apolet takan, ‘darbe’ denildiğinde hiç onlar aklına gelmeyen sen, bastonlu darbe yalanıyla değirmenine su taşıyan yine sen.

Emekli olup üniformasını asmış amiraller konuşunca kıyamet kopartan sen, halen üniforması üzerinde Jandarma Genel Komutanlığı’na Twitter’dan karşı açıklama yaptırtan da sen.

Üzerinde cübbesiyle laikliği hedef alan Ayasofya baş imamını, İslam Ordusu hedefleyen emekli askerlerin kurduğu SADAT’ı alkışlayan sen, emeklilere konuştular diye soruşturma açtırtan da sen.

Altında son model araba, elinde ejder meyveli smoothie, cebinde üç-beş ballı maaş iktidar nimetleriyle eğlenen sen, uyduruk darbeden siyasal ikbal devşirmek için sosyal medya sahnesine fırlayan kıytırık kahraman da sen.

Çünkü…

Zalim yüzünü bitmeyen bir mağduriyet makyajıyla gizlemek zorundasın.

Takiye ile yoğrulmaktan tamamen tükenmiş kimliğin yalanlara müptela. Söylediklerinin tam tersisin.

Aynı FETÖ’cülerin herkesi darbecilikle suçlayıp kendi darbesine hazırlanması gibi, yargıyı iktidarının sopasına çevirensin.

TBMM’yi bir demokrasi dekoruna çevirensin.

Basın ve ifade özgürlüğünü katledensin.

Yasaklarla mücadele vaadiyle iktidar olup Boğaziçili öğrencinin boğazını sıkan elsin. Sokak röportajında konuştuğu için tutuklanan yurttaşın bileğindeki kelepçesin.

Yolsuzlukla mücadele sloganlarıyla gelip ülkeyi yolsuzluk bataklığında çürüten, milyarlık vurgunları yargıdan, cezadan muaf kılan siyasetsin.

Yoksulluğu bitirme hedefini çoktan terk edip halkın sefaletiyle “Kuru ekmek yiyorlarsa aç değiller” diye alay edensin.

Halkın 128 milyar dolarını buharlaştıran, nereye gittiği ortaya çıkmasın diye bir gecede yüzde 10 daha yoksullaştıransın.

3Y (yasaklar, yolsuzluk, yoksulluk) ile mücadele vaadiyle siyaset sahnesine çıkıp 3Y’nin kendisine dönüşensin.

Ve artık, elinden bırakamayacak kadar iktidarın bağımlısısın.

80 yaşındaki amirallerin, elinde baston altında kayıkla darbe yapacağı bir masalın komik kahramanısın.

Siyasetin akıldan bu kadar koptuğu bir yerde şüphe yok:

O koltuğu kaybetmemek için her yolu denersin…