Danimarka Dışişleri Bakanı Kristian Jensen, önceki hafta, sosyal medya üzerinden açıkladı; “Bir kez daha, İsveç’te yaşamadığım için mutlu oldum.” Bakan Jensen’in kişisel, facebook sayfası aracılığıyla yaptığı bu açıklama ve paylaştığı bir haber linki, İsveç Dışişleri tarafından cevapsız bırakılmadı. 1971 doğumlu, evli ve üç çocuk babası Jensen’i ailesiyle birlikte İsveç’te yaşamadığı için mutlu eden ve iki ülkenin dışişleri bakanlarını karşı karşıya getiren şey, yara bantları oldu. İsveç’in eczacılar birliği, yara bandındaki ırkçılığa bir son verme girişiminde. Birliğin atacağı adım henüz kesinleşmemiş olsa da Danimarka Dışişleri Bakanı Jensen, yara bantlarının ırkçılıkla suçlandığı “hassas” bir ülkede yaşamamaktan dolayı tatmine ulaşmış durumda.

İsveç’te piyasada satılan yara bantlarının Danimarka’da veya diğer ülkelerde satılan yara bantlarından bir farkı yok. Eğlenceli figürlerle ve çocuklar hedeflenerek üretilmiş rengârenk yara bantlarını geçecek olursak bilindik, bej rengi yara bantları piyasaya hâkim. İsveç’te son zamanlarda yazılıp çizilip köpürtülen de bu bej rengi yara bantlarının durumu oldu. Bej renginin, beyaz ırkın ten rengine yakın olduğu ve bu yolla yara bantlarının herkese dayatılan bir ırkçılık içerdiği tartışıldı.

İsveç’te bu tartışmayı başlatan, internette “günlük ırkçılık” adlı bloğu tutan bir kadın; Paula Dahlberg. Kolombiya doğumlu olan ve iki yaşındayken İsveç’e evlatlık verilen Paula, eczacılar birliğinin ürettiği ve dükkânlara dağıtılan bej rengi yara bantlarının paketinin üzerinde “ten rengi” ifadesinin yer aldığını ve kendi ten rengiyle bu rengin pek de uyuşmadığını duyurdu. 29 yaşındaki Paula, İsveç’teki günlük hayatta insanların çarpışa çarpışa alışıp geçtiği ırkçılığa dair bloğuna bıraktığı bu yazısıyla önce İsveç basınını sonra eczacılar birliğini ardından da iki komşu ülkeyi sarstı. Yirmili yaşlarının başlarından beri, feminist bir aktivist olduğunu duyuran Paula, son iki yıldır bu bloğu düzenliyor. Paula’nın derdi sadece yara bantları değil. İçine doğmadığı ama içinde büyüdüğü toplumunda, ırkçılığın gündelik hayatta görmezden gelinecek bir anlamsız ayrıntı olarak kodlanmaya çalışıldığını söylüyor Paula. Bu ülkede insanların günlük dozu her gün biraz daha artan ırkçılıkla yaralandığını ve bu yaraların kapatılması için satılan yara bantlarının bu işe merhem olmayacağını duyuruyor.

İsveç’teki bu tartışmalar Danimarka’ya “Yara bantları ırkçılıkla suçlanıyor” diye taşındı ve Danimarka’da Sol-Liberal Parti’den Dışişleri Bakanlığı’nı yürüten Jensen’e kahkaha konusu oldu. Bunun üzerine İsveç Devlet Haber Ajansı TT, “Bize gülüyorlar” diye İsveç’in kadın Dışişleri Bakanı Margot Wallström’den bir yorum istedi. Wallström, meslektaşını tecrübesiz buldu ve çizgiyi aşmasını affettiğini duyurdu ve “Öğrenecektir” dedi.

Jensen’in güldüğü, Wallström’ün affettiği tartışma konusu İsveç’te yükselen ırkçılık, Wallström’ün siyaset yürüttüğü Sosyal Demokrat Parti’yi affetmedi. Eylül 2014 seçimlerinde sandıktan birinci parti olarak çıkan Sosyal Demokratlar, bu hafta içinde açıklanan bir kamuoyu yoklamasına göre liderliği ırkçı parti İsveç Demokratlarına kaptırdı. Irkçı parti, son seçimlerde İsveç’in üçüncü büyük partisiyken ilk kez bir kamuoyu yoklamasında sağ kanattan Muhafazakârları da geçerek anketlere göre yüzde 25,2 gibi bir oy oranını gördü. Anlaşıldı ki 2014 seçimlerinde oyların yüzde 12,9’unu alan aşırı sağ, yükselmiş, söylenildiği gibi ırkçılık tırmanmıştı. İsveç, kendini iyiden iyiye gösteren ırkçılığa hazırlıksız yakalandı çünkü eczanelerde henüz bu yaraya tek bir ten renginde yara bandı var.