Devletlümüz, Cumhuriyet dönemi güzellemelerini aralıksız sürdürürken, vecizlerinden de alıntı yaparak bir de ben yükleneyim istedim şu kendini tanımaz, haddini bilmez, densiz, bir o kadar da edepsiz elit ediplerimize! Behey gafiller, bre zındıklar diye de başladım, lakin bir de ne göreyim ne 100’ü ne 200’ü, bunlar saymakla bitmezmiş meğer! Acaba “Sayılmayız parmak ile/tükenmeyiz kırmak ile/ taşramızdan […]

100 Elit Edip (2)

Devletlümüz, Cumhuriyet dönemi güzellemelerini aralıksız sürdürürken, vecizlerinden de alıntı yaparak bir de ben yükleneyim istedim şu kendini tanımaz, haddini bilmez, densiz, bir o kadar da edepsiz elit ediplerimize! Behey gafiller, bre zındıklar diye de başladım, lakin bir de ne göreyim ne 100’ü ne 200’ü, bunlar saymakla bitmezmiş meğer! Acaba “Sayılmayız parmak ile/tükenmeyiz kırmak ile/ taşramızdan sormak ile/kimse bilmez ahvalimiz” demeleri de bundan mıymış diye de bir hayli kaygılanmadım değil! Değil de şimdi de bunun sırası değil!

Her ne halse, pek çok unuttuğum da oldu bu arada, hatırlatanlara bir teşekkür edeyim istedim, lakin kimse yazılarımı ‘elit görünürüm’ kaygısıyla okumuyor mu nedir, bir Allah’ın kulundan da ‘yahu yazmışsın ama Enver Gökçe’yi, Ceyhun Atuf Kansu’yu, Ahmet Oktay’ı dahi unutmuşsun!” cümlesini duymadım. Ben yine de şu elitlere günlerini bir göstereyim istedim ve “Bismillah tu Hafız Post/insanoğlu babasızdır!” Ecelemesiyle kağıdı önüme çektim. Vira Bismillah!

Ahmet Kutsi Tecer: Anadolu’yu yıllarca dolaşıp halk aşıklarını bulan, onların deyişlerini folklorumuza kazandıran, unutulmaz şiirleri olan ‘foklorik elit’.

Ali Rıza Ertan: İzmir’in güzel şairlerinden, tam yolun yarısında yitirdik. İçli, naif bir şiir. ‘İzmirli elit’.

Alaaddin Özdenören: Ne yazık ki erken yitirdiğimiz özgün bir şair. Hüznün şairi diye de tanınan muhafazakar bir elit!

Abdurrahim Karakoç: “Mihriban” şiiriyle ünlenmiş, halk şairi elitlerden!

Aşık Ali İzzet: “Mühür Gözlüm” türküsünün yaratıcısı, aşık geleneğinin son ustalarından bir elitoğluelit!

Aydın Hatipoğlu: 60 Kuşağı şairlerinden. Kedi sevgisiyle de sevdiğim bir şairdi, ‘Kadıköylü elit’lerdendi.

Akşit Göktürk: İyi hoca, iyi çevirmen. Edebiyatta Ada’sı edebiyat denizine açılanların kılavuzudur, ‘akademik elit’.

Ahmet Ada: Hayatını şiirle kazanmadı ama şiirli yaşadı. Önce Kayseri, sonra Mersin, ama ülkesi hep şiirdi. Ada da şiir işçisi elitlerimizden.

Ara Güler: Fotoğrafın büyük ustası Ara Güler’in Babil’den Sonra Yaşayacağız adlı bir öykü kitabı var. Sait Faik’in de en yakın arkadaşlarından. ‘Huysuz elit.’

Arif Dino: Abidin Dino’nun kardeşi. Sanatın her alanında ürünler vermiş, yontucu, sinemacı ve Çok Yaşasın Ölüler’in şairi. Sosyalist, bohem ve elit mi elit!

Ali Teoman: Evvel gidenlerden. Öncü öykücü ve romancılardan. Günlükleri bile başka türlü bir şey. Hala genç elitlerden.

Adnan Benk: Ansiklopedici, sözlükçü, eleştirmen, “Çağdaş Eleştiri” dergisini çıkaran, Doğan Hızlan’ın deyimiyle “zeka fişeği” bir elit!

Atilla Özkırımlı: Türk edebiyatının çalışkan inceleme, araştırmacı ve eleştirmenlerindendi, çok katkısı olan elitlerden.

Ahmet Oktay: Türkçenin bağımsız şairlerinden. İyi, yenilikçi, eleştiriyi Marksizm ve psikanalizle buluşturan, yolaçıcı, yapıtlarıyla gerçekten yaşayacak Babıali eliti!

Atilla Tokatlı: Memleketin en şahane adamlarındandı. Felsefeci, “Denize İnen Sokak”ın yönetmeni, çevirmen, insan. Frankofon elitlerdendi!

Ahmet Cemal: Usta denemeci, çevirmen, kültür insanı, cumhuriyetçi, dergici. Eksikliği çok hissedilen aydınlanmacı elitlerden!

Ayhan Bozfırat: İstasyon (1971) kitabındaki öyküleriyle tanınan, genç yaşta yitirdiğimiz öykücü ve romancı, üniversite elitlerinden!

Arap Talat: Muzaffer Buyrukçu’nun Orhan Kemal’li Cemal Süreya’lı günlüklerinden hatıra. Kahve arkadaşları. Meserret Kıraathanesi elitlerinden!

Ahmet Abi: Edip Cansever’in “Mendilimde Kan Sesleri” şiirindeki Ahmet abi, “güzelim bir mendil niye kanar?” Şiir elitlerinden bir abi!

Behçet Kemal Çağlar: Faruk Nafiz’le birlikte “10. Yıl Marşı”nı yazan, “Kalamış” şiiriyle de ünlü, Çankaya şairlerinden Kemalist elit!

Behiç Duygulu: Ödemişli öykücü, kitapçılık yaptı, üç öykü kitabı var, Tahir Alangu ‘taşra psikolojisi’ni çok gerçekçi yansıttığını belirtir. Taşralı elit.

Behzat Ay: Cemal Süreya’nın yakın arkadaşı. Köy Enstitülü, öğretmen. Dor Ali romanını okumuştum çocukluğumda. Arkadaşım Taner Ay’ın babası. Enstitülü elit.

Bekir Yıldız: Alamancıları edebiyatımızda ilk yazanlardan, kendisi de çalışmış oralarda, ilginç öyküleri ve tartışmaları olan Alamancı elit!

Beşir Göğüş: Dilci, eğitimci, yazın terimleri başta olmak üzere pek çok sözlüğe imza attı. 17 Ağustos depreminde yaşamını yitirdi. Eski Türk Dil Kurumu elitlerinden!

Bekir Sıtkı Erdoğan: “İbibikler öter ötmez ordayım”ın şairi, Cumhuriyetin 50. Yıl Marşı’nı da yazdı. Deniz subayıydı, mavi elitlerden!

Berna Moran: 3 ciltte Türk romanına eleştirel bakan, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri başlıklı, alanında ilk telif kitabı yazan, hoca, Anglosakson elitlerden!

Bedrettin Cömert: Faşist katiller tarafından Ankara’da 1978’de katledilen hoca, 38 yaşındaydı, edebiyat eleştirisi alanında çalışıyor, kitaplar yazıyordu. Parasız yatılı elitlerden!

Baki Süha Ediboğlu: İstanbul Radyosu’nun ünlü sunucu ve programcılarından, klasik yapıda güzel şiirleri olan şair, Antalya elitlerinden!

Ceyhun Can: Adanalı, avukat ve şair. 1979’da faşistler tarafından vurularak öldürüldüğünde, bir kitabı toplatılmış iki kitaplı bir şairdi. Solcu elitlerden!

Ceyhun Atuf Kansu: Şiirimizin ‘Bağımsızlık Gülü’. Hekim. Gülümseyişinden ışık damlayan adam. Şiiri yürek işi. Kemalist, yurtsever elitlerden!

Cevdet Kudret: Edebiyatımızın tarihçisi, öğretmeni, eleştirmeni, şair, yazar, dilci, “Yedi Meşaleci” elitlerden!

Cemal Safi: Ünlü “İçim ürperiyor ya evde yoksan” şarkısının da sözlerini yazmış, aşkın şairi olarak da tanınan şair, ‘popüler elit’lerden!

Cemil Meriç: Arafta bir yıldız. Tutkulu okur, tutkulu düşünür, denemeci, büyük üslupçu. İç gözüyle gören, yazan, düşünen. Hataylı elit.

Cahit Irgat: Oyuncu ve şair. Devrin yakışıklısı. Cahide Sonku’nun aşkı. Toplumcu Garip şair. Arkadaşımız Mustafa Irgat’ın babası. Tiyatro elitlerinden.

Can İren: 26 yaşında yaşamına son veren şair, 1968’de “Yeni Dergi” şiirlerini yayımladı. Evvelgiden elitlerden.

Doğan Ergül: Çok iyi bir şairdi, çok severdim, o da erkencilerden. İlk kitabı Aşkın ve Suların Öğleni’ydi, ikinci kitabı Uykulu Yağmur’u(Haziran 2007) göremedi. Kadıköy eliti.

Durmuş Dede: Çınaraltı şairi sevgili arkadaşımız Hüseyin Avni Dede’nin şair babası. O da oğlu gibi kendi şiir kitaplarını satarmış. Gezgin elitlerden diyelim!

Demirtaş Ceyhun: Toplumcu gerçekçi öykücülerimizden. Yazar örgütlerinde uzun yıllar yöneticilik yaptı. Toplumbilimsel kitaplar da yazdı. Sol elitlerden.

Enver Gökçe: Gerçek çilenin, sürgünün, mahpusun, yoksulluğun büyük şairi. En güzel şiirleri yazdı, en zorlu şartlara dayandı. Elit olduğunu duysa acı acı gülerdi herhalde!

Ender Sarıyatı: 1948’de Uşak’ta doğmuş, yaşam zorluğu nedeniyle liseden ayrılmış, 28 yaşında İzmir’de ölmüş. Şair Ahmet Günbaş şiirlerini topladı, Ölüme Direnen Şiirler. Yoksul elit.

Emin Özdemir: Dilci, denemeci, eğitimci. Türk Dil Kurumu için konuşmalar yapmaya geldiği Eskişehir’de tanımıştım, 1968 gibi. Aydınlanmacı elit.

Erdem Bayazıt: Sebebey kitabındaki şiirleri unutulmaz. Milletvekilliği de yaptı, muhafazakar elit…

Bu şarkı burda bitmez! dedikleri gibi, bu elit edebiyatçı, elit edip muhabbeti de burada bitmez, sürdükçe sürer! 100 dedik ama, yazdıkça bereketi arttı, meğer ne çok elit yetiştirmiş şu cumhuriyet! Ece Ayhan’ın “Pes ben de cumhuriyetçiyim!” demesi de boşuna değilmiş! Kaymak tabaka, monşer, elit, bunlar en hafif terimler, adeta okşama kabilinden! Yakında okşamanın dozu artabilir yani! Artar da kültürel iktidar da öyle ‘ha deyince’ olmuyor, kurulmuyor, olmuyor olamıyor kısacası! Öyleyse ne yapmalı? Yazarını, şairini, sanatçını, aydınını, entelektüelini, bilim, sanat ve kültür insanlarını ayırmadan, ötekileştirmeden, bu ülkenin ‘kültür varlıkları’ olarak korumalı, saygı göstermeli. ‘Yok ben bu bahçeyi istemiyorum, söküp yenilerini dikeceğim!’ dersen, verim almak hayli uzun sürebilir, olmayabilir de. Net’cede derler ya, bu işler parayla pulla olmuyor beyim, tutkuyla, hevesle, göze almakla, karşı çıkmakla, itiraz etmekle, söylemekle, yazmakla, çizmekle, konuşmakla oluyor! Ee bu uğurda da bazı bedeller ödeniyor! Hapis, sürgün, memleketten ve sevdiklerinden ayrı ve uzak kalma, yoksulluk, parasızlık, işsizlik ve dahi ölüm gibi. Yani ede’biat değil bu, edebiyat, bilmem anlatabildim mi?

(sürecek)