Meclis önceki gün, geç saatlere kadar çalıştı... Haklarında usulsüzlük, yolsuzluk ve hırsızlık yaptıkları gerekçesiyle aylardır “belgeler, görüntüler ve de kasetlerle” toplumun gündeminde bulunan 4 Bakan, Yüce Divan’a gitmekten kurtuldu!..

Böylece beklenen oldu! Amaca ulaşıldı!..

Başta RTE olmak üzere, olan bitenden bilgili ve de bu malum işlerle ilgili olan herkes,  “derin bir oh” çekti!..

Alınan sonuçla AKP; 13 aylık serüvenin bittiğini ve artık rahata erdiğini zannedebilir.

Darbeyi önledikleri, Bakanları akladıkları ve de üzerlerindeki kiri temizlediklerini düşünebilir!.. Bir kez daha zafer kazandıklarını söyleyebilirler...

Ama hiç de öyle değil!.. Bir kere bu bir zafer değil!.. Gelecekte hesap vereceklerinin bugünden açığa çıkması!..Yani kaybetmenin başlangıcı!.

Muhalefet Meclis İçtüzüğü’ne göre salt çoğunluğa ulaşamadığı için, Bakanlar’ın Yüce Divan’a gönderilmesinin yolu kapandı... Suçlananlar temizlenmedi. AKP, yolsuzluk ve hırsızlık iddialarını çürütemedi.

Yalnızca sahip olduğu çoğunluğuyla tarihi hırsızlıkları erteleyebildi!..

AKP’lilerin günlerdir yaşadıkları tedirginlik ve telaş ile oylama sonucuna gösterdikleri müthiş sevinci görünce toplum, yolsuzlukların gerçek olduğu kanısına zaten vardı!..

Ve 17/25 Aralık olayları tarihin sayfasına şimdilik böyle yazıldı!

Bilinmeli ki kapanan, sadece bu olayların  2. bölümüdür!..

Sürecin 1. bölümünde ; AKP’nin “ bize darbe” yapacaklardı nidaları vardı..

Böylece kasalar, ayakkabı kutuları, elbise torbaları ve milyon dolar rüşvetler hep göz ardı edilmeye çalışıldı.

“Paralelci hainler” figanları arasında, “evdeki milyarları sıfırlama “ bantları gizlendi!..

 Rıza Sarraf ortaya çıkınca, önüne yatarım sözleri duyulunca, hele bir de 700 binlik saat alınınca, Gülencilere “ne istediler de vermedik?” sitemi unutuldu!..

Kendilerini kurtarmak için rejimin temel taşlarını bile oynatmaktan geri durmadılar...

Ardından Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk iddiaları atanan yeni savcının “takipsizlik“ kararıyla engelendi...

Kamuoyu baskısıyla kurulan “TBMM Soruşturma Komisyonu” çalıştırmadı. Muhalif üyelerinden belgeler, bilgiler ve şahitler saklandı. Dahası, komisyon 4 ayda sadece 10 toplantı yaptı. Böylece 4 Bakan’ın Yüce Divan’a gitmesi engellendi...

Komisyon Raporu ile muhalefetin koyduğu “şerh,” tarihe bir ibret vesikası olarak geçti...

Yolsuzluklar ortaya çıktığı günden beri  AKP, bu çirkinliğin üstünü kapamak için müthiş bir çaba göstermişti... Çamur deryası içinde her çırpınışı Türkiye’yi daha çok yolsuzluğa, hırsızlığa ve hukuksuzluğa mahkûm etti.

Yakalanma korkusu, toplumun hak ve özgürlüklerine baskı kurmayı getirdi.

Yönetimdeki dengesizlik şiddeti artırdı!..

Aman vermez yalnızlık,  dünyada itibar kaybedilmesine neden oldu!

Önceki gün TBMM’de alınan sonuçlara bakınca, AKP kendi içinde de müthiş bir itibar kaybı yaşıyor...

312 milletvekiline sahip olan AKP grubu oylamalarda 48’e yakın fire vermiş...

Zafer Çağlayan, Muammer Güler ve Egemen Bağış için AKP’lilerin verdikleri oy 276’nın altında. Yalnızca Erdoğan Bayraktar  288 oy alabilmiş...

Yani çoğunluk Bayraktar’a diğerlerinden daha fazla ilgi göstermiş! Acaba neden?..

Bayraktar Bakanlar arasında en açık konuşanı! “Ne yaptıysa RTE’nin bilgisi dahilinde yaptığını, istifa edilecekse önce RTE’nin etmesi gerektiğini” söyleyen biri.

Daha da ileri giderek, “Yüce Divana giderse söyleyeceği çok şey olduğunu. Niçin diğer Bakanlarla bir tutulduğunu” sorgulayan dobra bir Karadeniz çocuğu!..

Bu kadar cesur birisinin Yüce Divan’da gerçekleri açıklamasından korkulması doğal!..

Asıl büyük sıkıntı Başbakan’ın tavrında!..

“AKP’ye darbe yaptılar” denilen “hayati” konuda arkadaşlarını yalnız bırakması, üstelik “hırsızın kolunu koparırız” sözünü ettikten sonra oylamada bulunmaması bir anlam taşır. O da suçlu olduklarına kanaat getirdiği!..

Davutoğlu’nun bu tavrı RTE ile arasını açabilir!..

Nitekim RTE, Kadın MV’leri yemeğinde Davutoğlu “şeffaflık açıklaması” nedeniyle eleştirmesi boşuna değildir...

“4 Bakan olayı” AKP içi bir “darbeye” neden olursa şaşırmayalım...