Kuşkuyu kim yaratıyor? “AKP ve Gülen’i bitirme” ya da “İrtica ile mücadele eylem planı” adlı belge, Taraf Gazetesinde yayınlandığı...

Kuşkuyu kim yaratıyor? “AKP ve Gülen’i bitirme” ya da “İrtica ile mücadele eylem planı” adlı belge, Taraf Gazetesinde yayınlandığı andan bu yana, Türkiye çalkalanıyor..
Türkiye’nin çalkalanması iyi!.
Köpüren insanlar, sonunda doğruyu bulacaklar!...
Mesele gerçeklere ulaşmak olduğuna göre, günlerdir tartışılan bu konu önemsenmeli ve daha dikkatle takip edilmeli…
• • •
Belge “doğru” ise de, sahte” ise de durum vahim.
Tüm Türkiye’nin üzerinde birleştiği ortak nokta bu!..
• • •
Vahim, çünkü
Demokrasiyi engelleyen,
Yurttaş hak ve özgürlüklerine musallat olan,
Hukukun üstünlüğüne inanmayan,
Demokratik, sosyal ve laik devletin oluşmasını istemeyen
Militer/bürokratik devlet yapısı ile halk,
Hâlâ “çatışma” halinde....
Bırakalım gerçeği, böyle bir görüntü geleceğimizi de karartıyor...
• • •
Vahim, çünkü
İstediği kadar Genelkurmay Başkanı;
“Bana hakaret kabul ederim.” “Emir komuta zinciri içinde böyle bir talimat yoktur.”
“Belgeyi imzalayan kişi bu işi yapmadığını söylemektedir.” Gerekli teknik araştırmalar yapılmıştır. İze rastlanılmamıştır” desin.
Toplumun yarısı tarafından destek görmeyecektir.
TSK’nin “darbe ve müdahale sabıkaları” akla geldiği,
Kızgınlık körüklendiği için,
TSK güven kaybetmeye devam edecektir.
Üstelik dün, Kd.Alb.Dursun Çiçek’in Askeri savcıya ifade vermesi kuşkuları daha da arttırmıştır.
Zaten Sivil/Askeri ikili hukuk sistemi, yargının üzerinde bir kara bulut olarak durmaktadır. İnandırıcı olmak sadece söze dayanmıyor. Eylem de önemli...
Ayrıca ülkedeki kurumların çatışması, kullanılan kavramların kargaşası, “her zaman olduğu gibi demokratik gelişimi de” engellemektedir.
• • •
Her ne kadar Başbakan, grup toplantısında daha yumuşamışsa da,
Parti toplantılarında AKP boş durmayacak,
Tribünlere oynamayı, Demokrasi mağduru olmayı sürdürecektir..
• • •
Yani sonuç olarak her şıkta,
Herkesin işine geldiği
Ve bu durumdan farklı farklı faydalar elde ettiği,
Bazılarının da hedeflerine uygun roller çıkardığı için,
Hükümet ile TSK, bir kez daha karşı karşıya getirilmiştir....
• • •
Şimdilerde “Belgeyi” değerlendirenlerin birçoğu,“Sahtecilik ile gerçek” arasında ayrım yapamıyorlar.
Nedeni, tarafların birbirine olan “güveninin” zedelenmiş olması.
Bölünmüş, yabancılaşmış Türkiye, artık bu tip “oyunlarla” daha çabuk “gaza” geliyor.
• • •
Aslında bir başka çelişki daha yaşanıyor.
Demokrasi kültürü gelişmediğinden,
Demokrasinin varlığını sağlayacak ve kollayacak partiler, demokratik yolla işbaşına geldikten sonra “halka rağmen” mutlak hükümranlıklarını kurmak istiyorlar.
Yani,
“Egemenlik mülkiyetinin halkta değil devlette olması gerektiğini düşünüyorlar.
Seçimin gücünü değil, devletin gücünü tercih ediyorlar.
Hal böyle olunca,” militer/bürokratik egemen direnci” seçilenlerin üzerinde devam ediyor….
• • •
Bu direnç sadece içteki “derin oluşumcuların çıkarını” gözetmiyor,
Dıştaki derin bağlantıların da işine geliyor…
Tasfiyeler, yer kapmalar, dayanak yaratmalar, oluşan yandaş kadrolar,
“mülkiyet çatışmasının” doğal hedefi oluyor!.
Kullanılan yöntemler de belli..
Sorun yaratma.
Sorunu olgunlaştırma.
İnfial oluşturma!....
Ve gerilen Türkiye’yi ufak bir müdahale ile rahatlatma..
Kurulan tuzaklar, uygulanan taktikler her an ve her yerde benzer bir şekilde karşımıza çıkıyor…
Abartılı bir şekilde medyada boy gösteren
Belgeler…
Resimler…
Ses bantları…
Kısaca “kirli bilgiler”…
• • •
Bu “kirli bilgiler” doğruya ulaşmamızı engelliyor..
Oysa gerçekleri bilmek istememizin temel nedeni,
Demokrasi, hukuk, hak ne derseniz deyin!,
Saygın bir ülkede yaşama bilincinin yanı sıra
Yurttaş haklarımızı sahiplenmek olmalı!
• • •
Tabii
“Şemdinli bombalanması” sonrası, iddianameyi yazan savcıyı meslekten atan,
TBMM’ye bilgi veren Emniyet İstihbarat başkanını emekliye sevke eden,
Demokrasi karşıtı tutumları sineye çeken, Kürt sorununun çözümüne uzak duran, laiklikle oynayan, inançları tartışan toplumun çoğunluğunu kucaklamayan siviller,
Demokrasiye, hukuka, çağdaşlığa sahip çıkamazlar.
Çıksalar bile en azından halkın yarısını inandıramazlar!…
• • •
Bunlara rağmen “irtica ile mücadele” belgesini yazanları, ülkeyi karıştıranları ve demokrasiyi askıya alma niyetinde olanları bulmak gerekir.
Bu konuda çaba gösterenlere sonuna kadar destek vermek birinci görev olmalı!..
• • •
Bu arada Taraf yazarı Mehmet Baransu’nun, “belge” haberi sonrası,
 “Genelkurmay Başkanı olamayan emekli bir orgeneralle”  yaptığı konuşmada hâlâ TSK içinde bir “cuntanın” varlığı ve darbe çalışmaları içinde olduğunu açıklamasını” önemsiyorum.. Soruşturmaya bu da katılmalı!...