Çarşamba günü Bakan Albayrak tarafından yapılan açıklama “yapısal dönüşüm adımları” olarak tanımlanmış. “Yapısal” anahtar sözcük haline geldi. Herhangi bir sözcüğün başına koyduğunuz zaman o sözcüğe önemli bir anlam yüklemiş oluyorsunuz. Burada da yapılanın öneminden değil, ama önemli olduğu algısını oluşturmak için kullanılıyor. “Bakın burası çok önemli” gibi bir şey. Yapılan açıklama, yapılacak olan açıklamaların ön […]

Çarşamba günü Bakan Albayrak tarafından yapılan açıklama “yapısal dönüşüm adımları” olarak tanımlanmış. “Yapısal” anahtar sözcük haline geldi. Herhangi bir sözcüğün başına koyduğunuz zaman o sözcüğe önemli bir anlam yüklemiş oluyorsunuz. Burada da yapılanın öneminden değil, ama önemli olduğu algısını oluşturmak için kullanılıyor. “Bakın burası çok önemli” gibi bir şey.

Yapılan açıklama, yapılacak olan açıklamaların ön açıklaması gibi duruyordu. Yapılan, şimdilik bu adımları atacağız, daha sonra başka adımları atacağı, ondan sonra diğer adımları atacağız, merak etmeyin açıklaması.

En somut “adım” bankacılık sektörüne yönelikti.

Uzun zamandan beri baskı ile kredi vermek durumunda kalan kamu bankalarının kredi vermeye devam edebilmeleri için paraya ihtiyaçları var. Bu amaçla kamu bankalarına 28 milyar liralık ikrazen özel tertip iç borçlanma senetleri verilecek.

“İkrazen” borç senedi ne demek diye merak edebilirsiniz. Teknik olarak “Hazine tarafından kamu kurum ve kuruluşlarına, söz konusu kurumların borçlandırılması suretiyle çıkarılan Özel Tertip Devlet İç Borçlanma Senetleri” olarak tanımlansa da aslında anlamı “hatır senedidir”.

Anadolu’da esnaflar tarafından geçmişte çok kullanılan bir “finansal enstrümandır” hatır senetleri. Bir esnaf, alacağı olmadığı halde, komşu esnaftan bir senet alıp, daha sonra bu senedi bankaya götürüp “bakın benim bir alacağım var bunun karşılığında bana borç verin” demesi gibi bir ”finansal işlem” dizisi.

Büyük olasılıkla kamu bankaları aldıkları bu “hatır senetlerini” Merkez Bankasına repo yapıp oradan elde edecekleri para ile de kredi vermeye devam edecekler. Yılın ilk üç ayında bankaların 78 milyar lira artırdığı kredi hacminin %68’i kamu bankalarından kullandırılmış. Kredi genişlemesi ağırlıklı olarak kamu bankaları tarafından yapılıyor. Bunun sürdürülmesi amaçlanmış.

Banka bilançolarının makyajlanması

Bankaların tahsil edemedikleri inşaat ve enerji sektörüne kullandırılmış olan krediler bir pakette toplanıp kredi borcunu ödeyemeyen şirketlerin hisse senetleri ile takası yapılacak. Böylelikle banka bilançolarında ödenemeyen kredi miktarı azaltılmış olacak. Yanlış anlamayın bu krediler ödenmiş olmayacak. Artık kredi yerine bankalar borçlarını ödeyemeyen şirketlerin hisselerinin bulunduğu fona iştirak etmiş olacaklar. Bir anlamda ortak olacaklar. Yani ödenemeyen kredilerin adı artık fon payı olacak. Peki, ortada para olmadığına göre, bu işlem ile bankaların durumu düzelmiş oldu mu? Bilanço makyajlamasına örnek olarak derslerde anlatırız artık. Benim merak ettiğim bir konu var. Acaba Varlık Fonu da borçların aktarıldığı bu fondan pay alır mı? Sonuçta bankaların nakde ulaşması gerekiyor.

Bankacılık sektörüne ilişkin açıklanan en sıkı tedbiri şimdi yazıyorum. Bankaların sermayelerinin güçlendirilmesi için banka yöneticilerine pirim ödemesi durdurulmuş! Evet, yanlış okumadınız. Banka yöneticilerine prim ödemeyince bankaların sermaye yapıları güçlendirilmiş olacakmış. Alın size yapısal tedbir!

Vergiyi tabana yaymak

Atılacak adımlardan birisi de vergi siteminde reform yapılması. Henüz üzerinde çalışıyorlarmış ancak bununla neyi amaçladıklarının ipuçlarını bakan verdi; kurumlar vergisi indirilirken verginin tabana yayılması planlanıyormuş. Taban, biliyorsunuz, en altta olan demektir. Konu vergi olunca, “taban” sözcüğü ile ifade edilen, gelir anlamında en altta olan geniş halk kesimidir. Vergiyi bunlara yayacakları anlaşılıyor. Ne diyelim, hayırlı olsun.