Aleijadinho’yu elden ayaktan düşüren hastalığının belirtileri ilk kez 1777’de ortaya çıktı. Bugün cüzzam ya da deri sertleşmesi sanılan hastalığı ilerledikçe bu büyük sanatçı artık sadece geceleri çalışmaya başlar

Aleijadinho yaşadı mı yoksa yaşamadı mı?

Hayranlık uyandıran bir yaşam öyküsüdür bu aslında. Eğer içinde mücadele azmi varsa, hiçbir engel durduramaz kişiyi. Buna verilecek nice örnek vardır ama bunların içinde en çarpıcı olanı herhalde onunki olmalıdır. Yani Aleijadinho’nunki.
Kimdir peki? Brezilyalı bir heykelcidir, mimardır. 18. yüzyılda doğduğu 19. yüzyılın başında öldüğü tahmin ediliyor.

Yaşama pek avantajlı başladığı söylenemez. Babası marangozdur, annesi ise babasının kölesi olan Afrikalı bir kadın.

Evlilik dışı bir çocuktur. Babasının daha sonra evlendiği kadından olan çocuklarıyla birlikte aynı evde, onlardan daha az değerli görülerek büyümüş biridir. Herhalde kötü bir çocukluk olmalı.

Hakkında söylenenlere bakılırsa, doğru dürüst bir biyografisi yoktur aslında, heykel yontmayı kendi kendine öğrenmiştir.

Ama öyle öğrenmiştir ki bulunduğu bölgedeki birçok kilisenin planlarını da çizmiştir, dekorasyonlarını da, ki ağaç oymalıdır çoğu, yapmıştır. Brezilya’nın Ouro Preto kentindeki San Francisco kilisesinin tahta oymaları görenlerin hayranlığını toplar. Ama asıl baş yapıtı Congonhas Ido Campo kentindeki Bom Jesus de Matozinhos kilisesinin giriş avlusunda yer alan mermerden yaptığı on iki peygamber heykelidir.

Felipe Fernandez-Armesto, o muhteşem kitabı Millenium’da “Mammon tapınağı Romalı sadeliğini gösterirken, fakirlik apostolunun (havarisinin) kilisesi bir zenginlik örneği gibi duruyordu. Brezilya’daki bu anıtların en çarpıcı kopyaları, Aleijadinho’nun orijinal rokoko eserleridir” der.


aleijadinho-yasadi-mi-yoksa-yasamadi-mi-465561-1.

Aleijadinho’yu elden ayaktan düşüren hastalığının belirtileri ilk kez 1777’de ortaya çıktı. Bugün cüzzam ya da deri sertleşmesi sanılan hastalığı ilerledikçe bu büyük sanatçı artık sadece geceleri çalışmaya başlar. Ayakta duracak gücü yoktur, mutlaka yastıklarla destek alarak sürdürür çalışmalarını. Yerden kalkması için de özel düzenekler gerekiyordu.

Toplum içine çıkamaz durumdadır. Eğer çok zorunlu kalırsa asistanları onu bir tahtırevan içinde götürürler gideceği yere gündüzleri. Büyük trajedi. Ama en kötüsü, olağanüstü güzellikler yaratan o muhteşem sanatçı elleri de tutmamaktadır artık. Zaten bu nedenle ona asıl adı Antonio Francisco Lisboa olmasına ragmen yıllarca hep anılacağı Aleijadinho lakabı takılmıştır, anlamı “Küçük Kötürüm” demektir.

O parmaklar var ya
Tutmayan parmaklar yani. Aleijadinho’yu durduramamıştır. Felçli parmaklarına keskiyi bağlar o herkesi hayran bırakan oymaları yapmayı sürdürür, yıllarca hem de.

İşi parmaklarla olan birisi için inanılmaz bir trajedidir bu ama trajediyi zafere dönüştürmek gibi yüz yıllarca örnek gösterilecek bir irade gücü ortaya koymuştur bu büyük sanatçı. Bugün yaptığı ya da duvarlarını ince işçilikle donattığı yapıları görenler tüm bunların felçli parmaklarla yapıldığına inanmakta zorluk çekerler.

Bundan daha özendirici bir örnek olabilir mi? Böyle bir rol modeli bulunabilir mi ya da? Ama tarih alanı, meraklıları ile uzmanlarının rahat durabilecekleri bir alan değil. Birileri durumun gerçekliğini araştırmaya karar vermiş. Bu nedenle bir süredir aslında bu müthiş mimarın hiç yaşamadığını ileri süren iddialar ortaya atılıyor.

İddia sahiplerine göre Aleijadinho uydurulmuş bir mit. Aleijadinho’nun, 1800’lü yıllarda yaşamış Rodrigo Bretas adlı bir yazarın “Traços Biográficos de Antônio Francisco Lisboa” adlı kitabında “uydurulmuş” bir karakter olduğu söyleniyor. İddiayı güçlendiren de bu kitap yazılıncaya kadar Aleijadinho’nın adına hiçbir kaynakta rastlanmamış oluşu.

Başka araştırmalarda da aslında Aleijadinho’nun 18. yüzyılda Ouro Preto kentinde yaşayan yoksul bir heykeltraş olduğu öne sürülüyor. Parasının olmadığı, çalışmalarının da küçük bir bölgeyle sınırlı kaldığı belirtiliyor.

Ben kendi adıma Aleijadinho’nun gerçek olmasını çok isterdim. Ya da gerçek olduğunun bir an önce kanıtlanmasını. Anlayabileceğiniz nedenlerden ötürü muhteşem bir rol modeli olduğuna inanıyorum çünkü.

Ama iddiaların güzel, belki de teselli edici yanı şu olabilir; Aleijadinho ile birlikte aynı atölyede çalışan başka zanaatkârların olabileceği söyleniyor. Bu bir değil, birkaç Aleijadinho olduğu anlamına gelir ki, sevindirici bir bilgi bu. Yoksul ama yetenekli birçok Aleijadinho vardı yani.

Ama yine de felçli parmaklarına keski bağlayarak heykeller yapan, kilise duvarlarına şekiller veren birinin varlığı çok ama çok iyi gelmişti bana.

İmkânsızlıklardan mucizeler yaratanlara ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde özellikle çok iyi gelmişti.