Nurcan Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net

İYİP’te aday olmayacağını açıklayan Akşener’e MHP Lideri Bahçeli’den ‘Ayrılma’ çağrısı geldi. Muhalefeti hedef alan tavrıyla iktidar blokunu memnun eden Akşener’e gelen bu çağrı, rejimin yeni dönem tahkimi için kritik.

Bahçeli İYİ Parti’ye çağrı yaptı: Cumhur İttifakı’na yedek oyuncu
Fotoğraf: AA

MHP lideri Devlet Bahçeli, şaşırtıcı hamlelerinden birini daha yaparak 27 Nisan’daki Olağanüstü Kongre’de Genel Başkanlığa aday olmayacağını açıklayan Meral Akşener’e “Partinin başında kal” diye seslendi. MHP’den ayrılıp parti kurduktan sonra Bahçeli’nin hakarete varan tepkilerinin hedefi olan Akşener’e yaptığı bu çağrının nedeninin aniden oluşan bir hayranlık ya da vefa olmadığı açık. Akşener’in, MHP’yi adres göstererek “Namusuma dil uzattılar” diyeceği kadar ölçüsüz bir tepkiyle karşılaştığı, örgütlü grupların evinin kapısına kadar dayandığı daha hafızalarda…

Peki şimdi ne oldu da Bahçeli yıllardır kendisine rakip gördüğü “Terbiyesiz, rezil, pervasız, pişkin” dediği Akşener’e çağrı yaptı.

Bahçeli’nin çağrısına kulak verelim:

“Bizden ayrılmış olan bir siyasi partinin bugün tartıştığı konu 27 Nisan’da olağanüstü kongre. MHP 55 yıllık siyasi hayatı boyunca bu tür davranışları yaşamıştır. Ayrışmalar olmuştur. Fakat sonuç itibarıyla MHP ulu çınar gibi ayakta kalmayı başarmıştır. Şimdi önüne gelen aday olmaya çalışıyor. Çoklu adaylar çoklu bölünmelere de vesile olabiliyor. Önümüzdeki siyasi istikrarı, siyasi partilerdeki istikrarla ilişkilendirerek Sayın Meral Akşener’in ayrışma kararından vazgeçerek partinin başında devamında, onunla beraber aday olmak isteyen insanların etrafında kenetlenerek Türkiye’nin etrafında kenetlenmesi gerektiğini düşünmekteyim. Geçmişte ilişkilerimiz olan, kardeşliğimiz bulunan, siyasi hareketlerde komşuluk imkânını bulan bu siyasi partinin böyle bir oyuna, tahrike düşmeden kararını vermek suretiyle 27 Nisan’da Türk siyasi hayatındaki faaliyetlerini gözden geçiren kongreyle genel başkan seçmesini, istişareyle partilerini güçlendirmelerini öneriyorum."

SAĞ SİYASETİN İLKESİZLİĞİ

Bahçeli, sürpriz çıkışlarla siyasetin rotasını değiştiren, Erdoğan örneğinde olduğu gibi dün düşman ilan ettiği kişiye 70 gül yollayacak kadar muhabbet duyabilen bir siyasetçi. Akşener’e yaptığı çağrıyı da bu bağlamda değerlendirip “Ne oldu?” sorusuna yanıt aramayı sürdürelim.

Meral Akşener’in sürpriz bir kararla 14 Mayıs öncesi tekmelediği sonra geri döndüğü Altılı Masa’nın en büyük partisi CHP ile köprüleri attığı döneme bakarak yanıt bulmak mümkün.

Akşener, Erdoğan’ın seçimi kaybetmesini önlediği ifade edilen masadan kalkışından sonra yerel seçimlerde de iktidardan çok eski ortağı CHP’ye hedef alan bir siyaset tarzı tutturdu. Akşener’in aldığı seçim tutumu CHP’ye kaybettirmeye yetmedi. Kaybeden AKP-MHP ortaklığı ve onunla birlikte İYİ Parti’nin Genel Başkanı Akşener oldu. İstifalarla sarsılan parti içi iktidarını yerel seçim hezimetinin ardından koruyamaz hale geldi ve önce mecburen olağanüstü kongre çağrısı yaptı, sonra da kimilerine göre zorunluluk, kimilerine göre de taktik olarak genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı. Akşener’in aday olmayacağı açıklamasının siyaseti bıraktığı, liderlik iddiasından vazgeçtiği anlamına gelip gelmediğini zaman gösterecek. Yerine güç toplayana kadar “Emanetçi” bir ismi oturtup tekrar aday olacak mı, başka bir mecrada mı devam edecek yoksa siyaset sahnesinden tamamen çekilecek mi bunu hep birlikte göreceğiz. Bu parantezi kapatarak Bahçeli’nin Akşener’e sahip çıkmasının (!) nedenlerini sorgulamayı sürdürelim.

 

KONTROLLÜ BİR İYİ PARTİ ARAYIŞI MI?

Akşener’in Altılı Masayı fiilen bitiren tutumu yerel seçimlerde oy katkısı sağlamasa da Cumhur İttifakı’nın tercih ettiği bir model oldu. Akşener’in muhalefetten desteğini çekmesi iktidarda memnuniyet yarattı. Akşener’in yakın çalışma ekibinden ve partinin etkili isimlerinin rotasını Cumhur İttifakı’na çevirmesini sağlamak için temaslar sürdüğü de Ankara kulislerine yansıdı. Resmi bir ittifak yapılanması gerçekleşmese bile Akşener liderliğinde “muhalefete muhalefet eden” kontrol altına alınmış İYİ Parti iktidar bloku için muazzam bir konfor alanı açıyor. Bu konfor şimdi İyi Parti’de yaşanacak olası lider değişimi ile tehdit ediliyor. ”Liderlik değişimiyle İYİ Parti’nin yeni bir çizgi tutturması Erdoğan ve Bahçeli’nin en son isteyeceği gelişme. Bu nedenle Akşener’e “Devam” mesajı vermiş olabileceği söylenebilir.

SELDEN KÜTÜK APARTMAK

Oy kaybına rağmen siyasette İYİ Parti’yi kıymetli kılan TBMM’deki 38 kişilik milletvekili grubu. Erdoğan’a “Ebedi iktidar” yolunu açacak bir Anayasa değişikliği ya da bir erken seçim kararı için havayı kalkan 360 ele ihtiyaç var.  Cumhur İttifakı’nın Meclis’teki milletvekili sayısı bu değişikliği yapabilmesi yeterli değil. Dışarıdan desteğe ihtiyacı var. İYİ Parti grubundan gelecek en az 37 oy bu değişikliği referandumla da olsa yapabilmesi için umut verici olacak.

Anayasa değişikliği bir yana yerel seçimden büyük yara alarak çıkan Cumhur İttifakı, İYİ Parti Grubu’ndan katılacak milletvekilleri ile Meclis’teki sandalye sayısını arttırarak iktidarı tahkim etme olanağına kavuşacak.

Burada kritik soru İyi Parti’nin bütünlüğünü koruyup koruyamayacağı. Kulislere göre Akşener’in muhalefeti hedef alan çizgisi devam ederse bir düzineye yakın vekilin ayrılacağı yönünde. Bir arada kalmanın ilk koşulu kuruluş çizgisine geri dönmek. Ortaya çıkan adayların bu çizgiye geri dönüp bütünlüğün sağlama şanslarının çok olmadığı görülüyor.

Görünen o ki İyi Parti’de erime devam edecek. Hem iktidar hem de muhalefet için önemli olan bu erimenin hangi boyutta kalacağı olacak. Çok değil 10 gün içinde bu sorunun yanıtını almış olacağız.