Bahçeli İYİP’ten ne bekliyor
Akşener’in yolculuğu 9 yıl sonra başladığı yerde MHP’nin gölgesinde mi bitecek? (Fotoğraf: Depo Photos)

Bu haftanın en ilginç başlığı Devlet Bahçeli’nin Bakan Şimşek hakkında kullandığı sert sözler oldu. MHP Lideri’nin yaklaşımı esas olarak Erdoğan’ın batıya yakınlaşma girişimine karşı verilen ayar olarak değerlendirildi. Seçim sonrası gelişmeleri alt alta yazdığımızda hiç de yabana atılmayacak bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Ama Bahçeli’yi yakından takip edenler “batı” meselesinin tek başına bir neden olamayacağını bilir. Esas mesele 1 Nisan tarihi itibariyle AKP ve MHP arasında başlayan bilek güreşi. Biraz daha geriye gidersek de son bir yıl içinde iyice ortaya çıkan iktidar bloku içindeki milliyetçi-İslamcı gerilimin olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yerel seçimle birlikte siyaseten ortaya çıkan tablo buna eklenince Bahçeli’nin acilen hamle yapmasını zorunlu kıldı.

Bahçeli’nin hamleleri ve İYİP kongresinin bağlantısına geçmeden yerel seçimin yarattığı yeni siyasi fotoğrafa bakmakta fayda var. Her ne kadar bahçeli ve Erdoğan yerel seçim sonuçlarının ülke siyasetinde belirleyici etkisinin olmayacağını söylese de durumun böyle olmadığının kendileri de fakında. Seçim sonuçları hem iktidar hem muhalefet cenahında yeni bir sürecin startı niteliğinde. Nitekim Erdoğan-Bahçeli ikilisi kamuoyu önünde farklı şey söylese de Van’daki mazbata sürecinden Şimşek vakasına kadar yapılan değerlendirmeler ve atılan adımlar iktidar cenahında önümüzdeki sürecin yol haritası için şimdiden adım atıldığını gösteriyor.

KONGREDE NE OLACAK?

Seçim sonrası geçen 3 haftanın bize gösterdikleri üzerinden bir değerlendirme yaparsak Bahçeli ve Erdoğan’ın muhalefeti hiç hesaba katmadan bir gelecek projeksiyonu oluşturduklarını söyleyebiliriz. Buna göre; Önümüzdeki dört yıl –erken seçim olmazsa- sandık kurulmayacak. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi ve Meclis varlığını koruyacak. Siyaset kendine başka bir kanal açamazsa Saray ülkenin merkezinde kalmaya devam edecek. Bu projeksiyona göre Meclis, Cumhur İttifakı’nın iki partisi için de kritik bir konuma geldi. İşte Bahçeli’nin İYİP ilgisi de tam bu noktada depreşti diyebiliriz.

Milliyetçi oy patlaması değerlendirmelerinin havada uçuştuğu 14 Mayıs 2023 seçimlerinin üzerinden 10 geçti. 31 Mart seçimlerinde bırakın ikinci patlama neredeyse yarıya düşmüş bir oy var ortada. Bu oyların da neredeyse tamamı MHP’ye ait. Bu koşullarda Bahçeli’den beklenen, İYİP’te olan bitene çok aldırış etmeden herkesi MHP çatısı altına çağırmaktı. Ama öyle yapmadı. Akşener’i yerinde kalma çağrısıyla İYİP’e “kafanı mevziden dışarıya çıkarma” mesajı verdi.

Hatırlanacağı gibi Kasım 2015 Türkiye genel seçimleri sonrasında Bahçeli’nin seçim başarısızlığını eleştiren Akşener, Özdağ ve Oğan gibi isimlerin MHP’yi olağanüstü kongreye götürmek için başlattıkları süreç ihraçla noktalanmış, ardından da 25 Ekim 2017 tarihinde İYİP’in kurulmasıyla yeni bir sayfa açılmıştı. Yaklaşık 9 yıldır Bahçeli bu süreci ihanet olarak tanımladı ve çok net tavır aldı. İhanet cümlelerinin bugünlerde “eski arkadaşlar” olarak düzeltilmesinin arkasında hiç kuşku yok ki İYİP’in Meclis’te bulundurduğu milletvekili sayısı var. Meclis bu kadar etkisizken vekilleri bu kadar önemli kılan şey ise yerel seçimin yarattığı fırtına sonrası iktidar gemisinin rotasında değişiklik ihtimalinin belirmesi.

REJİMİN DİREKSİYONU

MHP lideri Bahçeli AKP’den yükselen sesleri duydu ve önlemini almaya başladı. Rejimin değişmeyeceği konusunun altını çok kalın şekilde çizdi. Tartışmayı başlamadan bitirdi. Ama Cumhur’un önünde tek başlık bu değil. Rejim ekonomik ve siyasal kriz yokmuş gibi, yerel seçim yaşanmamış gibi yoluna devam edemez.

Seçimden zayıflayarak çıkan Erdoğan’ı güçlü hissettirecek şey Anayasa’yı referanduma götürecek ya da erken seçim kararını alacak Meclis çoğunluğuna ulaşmış olmasıdır. Bunun için İYİP ve 5-6 vekilin Cumhur’a desteği yeterli olacak. Hatta MHP, CHP ve DEM olmadan bile bu sayıya ulaşması mümkün.

Bahçeli bugüne kadar yok saydığı partiye çağrı yaparak milliyetçileri bir hatta buluşturma hamlesi yaptı. Akşener ya da devamı bir çizgiyle bu süreci götürebileceğini düşünüyor. Bürokrasi, Çakıcı ve benzerleriyle birlikte Saray’a yerleştirdiklerine destek olacak Meclis gücü Erdoğan’ı istediği çizgide tutmak için yeterli olacağını düşünüyor. Önümüzdeki birkaç yıl -tabi sağlıkları elverdiği sürece- Bahçeli’yle Erdoğan arasında yaşanan bilek güreşini izlemekle geçecek. Bahçeli, İYİP kongresinin sonrasında Kürt sorunu ve demokrasi üzerinden bir hamle daha yaparak dengeyi lehine bozmak isteyecek. İpi gerecek ama koparmayacak. Çünkü ortaklığın bittiğinde rejimin devam edemeyeceğinin farkında. Şimdilik rejimin devamını istiyor. Ama işler kendisi için iyi gitmediğinde en net işaretin ondan gelmesi sürpriz olmayacak.

Bu yüzden İYİP kongresini bir de Bahçeli’nin gözünden takip etmekte fayda var.