Kozan Belediye Başkanı seçilen Cumhur İttifakı’nın MHP’li adayı Nihat Atlı’nın başkanlığı cacığa bağlamış sanırım… “Cinayet, küçük kızı alıkoyma, yaralama, azmettirme, ruhsatsız tabanca, organize çete…” Atlı’nın, bir cinayetten 20 yıl ağır hapis, küçük yaşta kızı alıkoyma, yaralama, azmettirme, ruhsatsız tabanca, organize çete suçundan hapis cezası aldığı ve dosyanın Yargıtay’da beklediği öğrenildi… E güzel, yani beyimiz Betmen’deki […]

Kozan Belediye Başkanı seçilen Cumhur İttifakı’nın MHP’li adayı Nihat Atlı’nın başkanlığı cacığa bağlamış sanırım…

“Cinayet, küçük kızı alıkoyma, yaralama, azmettirme, ruhsatsız tabanca, organize çete…”

Atlı’nın, bir cinayetten 20 yıl ağır hapis, küçük yaşta kızı alıkoyma, yaralama, azmettirme, ruhsatsız tabanca, organize çete suçundan hapis cezası aldığı ve dosyanın Yargıtay’da beklediği öğrenildi… E güzel, yani beyimiz Betmen’deki kötü adam Joker’i oynasa yeridir diye tivit attım, insanlardan ‘Joker’in çocuk tacizi yok abi’ tepki aldım. Gerçekten de beyimiz Joker’i oynamasın, Joker beyimizi canlandırsın. Kötülükse komple buralar kötülük. Vasıfsa fullü vasıf…

Neyse geçelim… İstanbul’da yolcu uçuşlarına son verilen Atatürk Havalimanı’nın işletmecisi TAV, Kamu Aydınlatma Platformu’na bildirimde bulunarak bu adımın şirketi nasıl etkileyeceği konusunda bilgi verdi.

Havalimanındaki operasyonlarının sonlandığını belirten TAV, bu nedenle iş akitleri feshedilen ve feshedilecek kişilerin sayısının yaklaşık 4.500 olduğunu, bu kişilere yaklaşık 204 milyon TL tazminat ödeneceğini açıkladı.

İstanbul, şirketin konsolide satışlarının yüzde 43’ünü oluşturuyordu.

TAV ayrıca Atatürk Havalimanı’nda 3 Ocak 2021’e kadar kira sözleşmelerinin bulunduğunu hatırlattı ve İstanbul Havalimanı’nın açılması nedeniyle uğradıkları kâr kayıplarının Devlet Hava Meydanları İşletmeleri (DHMİ) tarafından tazmin edileceğini hatırlattı:

“Şirketimiz uğrayacağımız kâr kayıplarının tazminine ilişkin resmi bilgilendirmeyi almayı beklemektedir.”

Yani yine bize saplanıyor, yine cepten veriyoruz. Yine bi şey bi şey… Bıktım artık her şeyin altından bi rezalet çıkmasından, her ismi kazıdığınızda arkasında bir kötülüğün olmasından.

Bana bunlarla gelmeyin, insanlıkla, hizmetle gelin diyeceğim ama kime diyorum ben?

Yeni havalimanındaki lokantaların ortakları da tanıdık çıktı. Herkes adamını, eşini dostunu bi yerlere güzelce yerleştirmiş. Her yerden para kazananlar her yerden para kazanmaya devam ediyor.

Biz kiramızı, apartman aidatımızı nasıl ödeyeceğiz diye taklalar atarken, ok atan beyzadeler cukkalarını dolduruyor. Her yerden bir bey, bir beyzade çıkıyor. İnsan giderek zenginlerin tek bir tarikat olduğunu düşünmeye başlıyor. Zaten elinizde fazla para varsa mutlaka başka pislikler de oluyor gibi düşünmeye başlıyorum.

Kendime, duyduklarıma, izlediklerime güvenimi tamamen yitirdim. Herkes benim gibi artık. Ya 2019’dayız adamlar hala dünya düz diyor. Bunun için web sitesi açıyor. Dünya düz diyen adamın internetle ne işi olur? Neyse, o da onun derdi olsun.

Hala yalanlar, dolanlar, gizemler ve şaibeler içindeyiz. Bir anaforun içindeki yaprak gibi döne döne dolaşıyoruz. Mutlu olmak için kendimiz olmaya çalışırken kendimizden ve hayattan kaçar oluyoruz.

Çevremdeki arkadaşlarımın hepsi moralsiz, tatsız, tuzsuz. Ne yaşadıklarından ne de yaşayacaklarından ümitli, moraller yerlerde sürünüyor. Muazzez Ersoy da çıkmış ‘Leydi Gaga beni kopyalıyor’ diyebiliyor. Ya senin adın bi kere Muazzez Abacı ve Bülent Ersoy ortak karması… Neyse, dünya belki de dümdüzdür. Dünyanın en iyi yeri bizim olduğumuz yerdir belki de.

Çok şükür daha kötüleri de var hayatta. Sabahtan akşama ölümü görüp, sıtmaya eyvallah çekmekten içim kıyıldı. Bana bunlarla gelmeyin.

“İstanbul seçimlerinde FETÖ izi arayan AKP’li Ali İhsan Yavuz, FETÖ organizasyonu olan Türkçe Olimpiyatları’nın müdavimi çıktı” gibi haberlerle yapış yapış her yerimiz. Leş gibiyiz, yıkansak yıkansak bu kirden, bu pastan, bu perişanlıktan kurtulamayacakcasına bir ortamda yaşamaya çalışıyoruz. Aldığımız nefes bile zehir oluyor her gün. Sona yaklaşırken, sonumuzu göremiyorum. Kuyunun dibi karanlık. Dev bir obruğun içinde oturuyoruz. Her yer karanlık.

Belki de güneş doğar, bi şey olur, yağmur yağar da obruğun içinden çıkarız. Sahillerde, dağlarda, kaldıysa ormanlarda dolaşır, çevremizdeki yaşayan dostlarımızla, kuşlarla, böceklerle bir arada insana yakışır bir şekilde yaşarız.

Dünya bizden kurtulduğunda çok iyi olacak. Hayat devam edecek, insan olmayacak.