Bugün 79 yaşında olan bir kadın, Biljana Plavsic. 7 Temmuz 1930’da eski Yugoslavya’da doğmuş. Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Sırp Cumhuriyeti’nin

Bugün 79 yaşında olan bir kadın, Biljana Plavsic. 7 Temmuz 1930’da eski Yugoslavya’da doğmuş. Yugoslavya dağıldıktan sonra kurulan Sırp Cumhuriyeti’nin o zaman ki cumhurbaşkanlığı görevini yürütmüş. 1992-1995 yılları boyunca devam eden Bosna-Hersek savaşı sırasında Müslümanlara ve Hırvatlara uygulanan etnik temizliğin baş aktörlerinden biri olmuş. En az 100 bin kişinin ölümü için “Hadi yapalım” demiş. Bazı kaynaklar, bu sayının 2 katı kadar insanın, etnik kökenleri yüzünden savaş sırasında öldürüldüğünü kaydediyor. Bugün bütün saçları ağırmış olan, mavi gözlü bu tonton nine, Avrupa toprakları üzerinde yaşanan son savaşın baş mimarlarından biri. Birleşmiş Milletler Savaş Suçları Mahkemesi’nin kararına göre de bir insanlık suçlusu. Bu kadın, hayatının 7 yılını İsveç’in Hinseberg Hapishanesi’nde geçirdi. Bu hafta başında, iyi hali ve “ıslah olduğuna dair belirgin kanıtlar” göz önüne alınarak İsveç Adalet Bakanlığı’nca hükümet kararıyla salıverildi.
Salı sabahı, kaldığı hapishaneden çıkartılan ve koruma önlemleri altında başkentteki Arlanda Havalimanı’na getirilen Biljana Plavsic, basına yapılan “Bilinmeyen bir yere gidiyor, uçak kayıtlarını söyleyemeyiz” açıklamasıyla İsveç’ten ayrıldı. Plavsic’in uçağı sonradan öğrenildiğine göre Sırp hükümeti tarafından gönderilmiş ve erken tahliye olan savaş suçlusu, Belgrad’a inmiş. Plavsic, Sırp Başbakanı Milorad Dodik tarafından karşılanmış ve kardeşlerinin evinde dinlenmeye çekilmiş. Basına henüz bir açıklama yapmayan eski savaş suçlusu, 79’luk nine, aile yakınlarından alınan bilgiye göre tekrar siyasete girmeyi düşünmüyormuş ve ömrünün son dönemini huzur içinde geçirmeyi istiyormuş.
Savaştan sonra, bazı yorumlara göre ırkçı tutumunu bir kenara bırakan Plavsic, ABD’de yapılan barış sözleşmelerini imzaladı. 2000 yılında politikayı bıraktı ve 2001 Ocak ayında Hollanda’daki Haag şehrinde yargılanmak üzere Birleşmiş Milletlere teslim oldu. Yargılama süreci, tam iki yıl sürdü. Hâkim önüne çıktığı ilk duruşmasında, 11 Ocak’ta, Plavsic,  “Suçsuzum ve bu mahkeme bunu kanıtlayacak. Hiçbir şeyden korkmuyorum. Buraya adımı temize çıkarmak için geldim” dedi. Plavsic, o mahkemedeki yargılanma sürecinin sonunda insanlığa karşı işlediği suçlardan dolayı 11 yıl hapis cezası aldı. Kendi talebiyle cezasını İsveç’te çekti.
İsveç’e teslim edilen Plavsic, Hinseberg Kadın Hapishanesi’ne yerleştirildi. Plavsic, şimdilerde peşine düştüğü ‘huzur’u bu hapishanede bulamadı. Bu sene başında, Vi gazetesine verdiği bir röportajda, “Benim Hinseberg’deki koşullarım, Nazi Albert Siper’in Spanda Hapishanesi’ndeki koşullarından daha kötü. Onun en azından kendi bahçesi vardı” dedi. Bir zamanların cumhurbaşkanı Plavsic, hayat kadınları, katiller ve uyuşturucu satıcılarıyla aynı ortamda kalmayı kabullenemedi. Kendisine kötü davranıldığı için her fırsatta şikâyetçi oldu. Bu kadının, hapishane koşullarının ne kadar kötü olduğu ucu açık bir tartışma konusu olsa da onun için ‘huzur’ arayışı hapiste geçen 7 yıl boyunca ertelendi. İsveç yasalarına göre cezasının 3’te 2’sini tamamlayanların serbest kalabilme koşulundan yararlanan Plavsic, rahat edemediği hapishaneden çıkartıldı. Bu kararla Boşnak Müslümanların ve Hırvatların tepkisini çeken İsveç hükümeti, topraklarındaki bu savaş suçlusu kadından, sağlık durumu şimdilik iyi olsa da ‘hapiste öldü’ haberi gelmeden önce kurtulmuş oldu.
Belgirad’daki karşılamadan gelen ilk fotoğraflar, Plavsic’in aradığı huzuru bulacağının ilk belgeleriydi. Sırp Başbakan Milorad Dodik, Plavsic’in ellerini ellerinin içine alıp onun yürümesine yardım ediyordu. Plavsic’in hapiste geçen 7 yıl boyunca sergilediği ‘iyi hal’ bu fotoğraflarda da görülüyordu. Evine dönen, eski savaş suçlusu sakin, huzurlu bir yaşlı kadın gibi gülümsüyordu.
Tarihin ne olduğunu, geleceğin nasıl şekilleneceği belirliyor. Dünya tarihinin son çeyrek yüzyılında, insanlık suçu işleyen, bu suçtan dolayı 7 yıl hapis yatan bir kadın, o hapisteyken şekillenen yeni dünyada Sırbistan için ne anlam taşıyor? En iyimser tahminlere göre 100 bin kişiyi, etnik kökeni yüzünden öldürülmesini isteyen Biljana Plavsic, görünen o ki, huzurlu bir tonton nine olacak ve insan olarak görmesi gerektiğinden daha fazla bir saygıyı da bulacak.
Ülkeler seçtikleri yollarla tanımlarını değiştirebiliyor. Dünyanın bildiği suçlular, saygın kişiliklere, tarihin bugün için kahraman yazdıkları, beceriksize dönüşebiliyor. Bir ülkenin başbakanının kimin elinden, nasıl tuttuğu önemlidir. El verip el tutmaya, kararı başbakan kendisi veriyorsa istediği, vatandaşları için umut ettiği geleceği biliyor demektir. Ama birilerinin iteklemesiyle bu oluyorsa kavuşan eller, ne kadar daha yan yana durabilir?