Nihayet Binali Yıldırım TBMM Başkanlığı’ndan istifa etti. Ve yerine yeni bir başkan seçildi. Mustafa Şentop!.. Daha ilk günden Şentop’la da ilgili bazı iddialar ortalığa döküldü. FETÖ bağlantısı kulaktan kulağa yayılmaktan öte, gazete ve sosyal medyanın satırları arasına da düşüverdi. Aslında Şentop, AKP kurucularından ve bu güne kadar partinin etkin görevlerinde bulunan bir kişiydi. TBMM de […]

Nihayet Binali Yıldırım TBMM Başkanlığı’ndan istifa etti. Ve yerine yeni bir başkan seçildi. Mustafa Şentop!..

Daha ilk günden Şentop’la da ilgili bazı iddialar ortalığa döküldü.

FETÖ bağlantısı kulaktan kulağa yayılmaktan öte, gazete ve sosyal medyanın satırları arasına da düşüverdi.

Aslında Şentop, AKP kurucularından ve bu güne kadar partinin etkin görevlerinde bulunan bir kişiydi. TBMM de komisyon başkanlığı, meclis başkan vekilliği görevlerini de yaptı. Doğal olarak AKP’nin FETÖ’yle ilişkili olması iddiası şaşırtacak bir bilgi değil.

Ancak bu güne kadar FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılmadığı için belli yerlere gelen AKP’li tüm siyasiler böyle bir şaibenin altında kalmaya devam edecek.

Her ne kadar AKP Genel Başkanı önüne gelen herkesi ve rakip olan her partiyi FETÖ’cülükle suçlasa da bu zorlama, üzerlerindeki FETÖ damgasının silmesini sağlamayacak.

Devlet içinde FETÖ’cü olarak kamudan atılan, yargıya yollanan, tutuklanan ve de hüküm giyen kişilerin tamamı AKP tarafından görevlendirildi.

15 Temmuz hain FETÖ Darbe Girişimi’ni yapan tüm general, subay ve yetkili askerlerin yerleşimi, terfii, takdiri ve görevlendirilmesi AKP iktidarı tarafından yapıldı. AKP’ye paralel iktidar kuranların bulundukları yerlere gelişi AKP iktidarı sayesinde oldu. Bu nedenlerden dolayı herhangi bir AKP yöneticisi için Cemaatçilik iddiasında bulunulması toplum tarafından kolaylıkla kabul görüyor!

Binali Yıldırım’ın İstanbul adayı olduktan sonra söylediği söz gerçekten takdir edilmeli!

Her ne kadar bu görüş, AKP Genel Başkanı ve de kadim ortakları Bahçeli’yi tekzip ediyorsa da böyle aklıselim açıklamanın alkışlanması gerekir.

Yıldırım diyor ki; “Ülkemizde beka sorunu ile ilgili bir endişe taşımıyorum. Bu seçimler sadece yerel seçimlerdir, o kadar!”

Elbette, yerel seçimlerin beka ile ilişkisi yoktur.

Ancak demokrasi, hak, eşitlik ve özgürlükleri kaldırmak, devleti laik, sosyal ve hukukun üstünlüğünü kabul eden bir yapıdan çıkarmak için her seçimi kullanmak isteyen anlayış, özellikle beka sorunu yaratmaktadır.

Yerel seçimler yurttaşların yaşam kalitesinin yükseltilmesi adına da önem taşımaktadır.

Bir kent nasıl yönetilir? Hangi projeler kenti değiştirir geliştirir ve yaşanılacak hale getirir? Hemşeri memnuniyeti nasıl oluşur?

Bu gibi soruların yanıtlarını CHP’nin yönettiği Eskişehir’de buluyorsunuz!

Eskişehir’de, Yılmaz Büyükerşen’in belediye başkanlığında, Anadolu’nun ortasında yepyeni bir kent doğdu. Büyükerşen yıllar içinde daha da büyük hizmetler gerçekleştirmiş, Eskişehir’i vazgeçilmez bir kent haline getirmiştir!

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, eski kenti bu güne taşımış, gezilecek ve görülecek kent yapmış.

Adeta yaşayan müze evler, tarihi alanlar ve özgün kent dokusunun korunması için yapılan restorasyonlar görülmeye değer.

Kurt, rant uğruna yok eden zihniyet yerine, yaşanan ve yaşatan bir anlayışla örnek kent inşa etmiş.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, estetik zekâsı, çağdaş vizyonu ile “yeni Eskişehir’in” mimarı olmuş. Modern dokusuyla geniş alanlara kurulmuş mahalleler. Yormayan, görüntü kirliliği yaratmayan binalar. Her türlü kültürel hizmeti veren belediye yapısı ve sokaklarında cıvıl cıvıl dolaşan gençlerle yeni Eskişehir!

Belediye Meclis Üyesi İbrahim Aslan; “Bu başarıların temelinde yöneticilerin halkla samimi kucaklaşması vardır. Sorunların çözümü hizmetin getirilişi Halkla birlikte yaşamanın sonucudur” diyerek noktayı koyuyor.

Eskişehir sosyal demokrat belediyeciliğin sadece ülkemizde değil, dünya da gıptayla izlenen örneklerinden biri haline geldi.

Hangi partiden olursa olsun basiretli herkesin Eskişehir’i görüp takdir etmesi gerekir.