Ahmet Kaya bir şarkısını AKP ile ilişkilendirmemden hazzetmezdi, kesin. Ama şimdi, seçime haftalar kala, Perinçek’i öfkelendirme ve MHP’nin HDP ile ilişkiye karşı “terörist bölücü PKK ile ittifak” söylemini de boşa çıkarma pahasına HÜDA-PAR’a sarılması başının belada olduğunun işareti.

Tabanca”larını bir yerde unuttukları yok, o hep ellerinde ama HÜDA-PAR’a falan giderken şu dizeleri mırıldanabilirler: “Başım belada / Üzerime kan sıçramış doğarken / Uykularım yarıda kalmış / Başım belada / Senelerce kuralsız yaşamışım / Nere gitsem çaresi yok, nere gitsem çaresi yok / Nere gitsem çaresi yok yanmışım.

HÜDA-PAR’ın programında federasyon varmış, Yeniden Refah kadına karşı şiddetin engellenmesi yasasının kaldırılmasını istiyormuş, anketler “Bay Kemal”in arayı açtığını gösteriyorsa ve “başın belada”ysa ne gam… Cumhur İttifakı14 Mayıs destanını” artık aralarına yeni katılacak dostlarıyla yazacak, mecbur!

Mecbur, çünkü depremler ve Masa’nın yeniden toparlanması ardından gelen anket sonuçları Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan’ın 10-12 puan önünde, bazıları da CHP’yi birinci parti göstermeye başladı.

Bay Kemal”in kürsüye “veda etmek için” çıktığı CHP grup toplantısı, vedaların genellikle yol açtığı hüznü değil birkaç hafta sonraki büyük kucaklaşmanın coşkusunu yansıtıyordu.

Heybesini doldurarak yürüdüğü uzun yolculuğun sonuna inanarak haklarını helal eden ve onunla birlikte “Hadi bismillah” diyerek yeni bir yolculuğa hazırlananlar vardı salonda: “Bir gün tüm bunlar geçecek; şafak, tatlı bir gülümsemeyle doğacak. Birbirimize bakacağız, kucaklayacağız. Başardık diyeceğiz, başardık. Ve gerçekten başardık.” inancında bir topluluk.

Bir de salonun dışında ama Masa’nın içinde olanlar vardı ki, “Bay Kemal” veda konuşmasında onlara da isimlerini tek tek sayarak teşekkür etti. Mert Meral Hanım, Bilge Temel Bey, Çalışkan ve entelektüel Ahmet Bey, genç lider Babacan, karanlığın üzerine yürüyen Gültekin Uysal. Evlat İmamoğlu, Dost Mansur Yavaş

Teşekkürde Masa dışında kalan ve tam da dağıldı denilen Masa’nın yeniden toplanmasında önemli katkı yapmış muhalefet çevreleri eksik kaldı ama sanırım “Bay Kemal” aday olarak başladığı yeni yolculukta o açığı kapatacaktır.

O yolculuğun “Ve gerçekten başardık” denilerek noktalanması için bu şart. Başaracağına inanmak önemli tabii, ama “bilmek”le aynı şey değil!

Cumhur İttifakı içinde yukarıda da değindiğim uzlaşmaz gibi görünen çelişkilere karşın (HÜDA-PAR X MHP) bu partililerin lidere “inanç” temelli bağlılıklarını sarsmak kolay değil.

Öte yandan, depremin AKP ve Erdoğan için, helallik isteten bütün yetersizlik ve beceriksizliklere karşın, kampanya sürecinde bir avantaja dönüştüğünü yazageliyorum. İnsanların, deprem ve onun yol açtığı yıkımı ortadan kaldırma dışındaki tüm konuları (işsizlik, yoksulluk, enflasyon, hukuksuzluk) geri plana ittikleri bir süreçte, AKP enkazlar üzerinde hızla yükselttiği inşaatları göstererek “yaparsak biz yaparız” propagandası yürütecek.

Bir yanda ezici çoğunluğunu kontrol ettiği medya, öte yandan da Masa’daki partilerin toplam üyelerinden fazla olan ve seçim kampanyalarında epey deneyimli üyelerinin desteğiyle. Seçimin güvenliği ve trafolara girecek kediler de cabası…

Tam da bu nedenle, “Bay Kemal”in yeni yürüyüşünde sonuca götürecek olan Masa’nın dışındaki tüm kesimlerin, sokağın dilini çok iyi konuşan sosyalistlerin ve HDP’nin yol arkadaşlığı olacak.

Şimdi gerekli olan AKP’nin “başının belada” olduğunun ve “oldu da bitti maşallah” gibi rehavete götürecek zararlı bir inancın yerine, nasıl kazanılabileceğinin bilgisine sahip bir eylemliliği koymak.

Bay Kemal”in vedasını “başardık” kucaklaşmasına götürecek olan budur!