40’lı yaşlarının sonlarında İsveçli bir aktör, Benny Haag. Evli, bir kız çocuğu babası. 1984’te Stockholm Tiyatro Yüksekokulu’na giriş

40’lı yaşlarının sonlarında İsveçli bir aktör, Benny Haag. Evli, bir kız çocuğu babası. 1984’te Stockholm Tiyatro Yüksekokulu’na giriş yapmış. 88’de okulu bitirip İsveç dizilerinde roller almaya başlamış. Ünü, ülke sınırlarını hiç geçmemiş. Kariyeri boyunca, hiçbir ödül almamış. Büyük paralar kazanamamış. 2002 yılına kadar, hayatının son 10 yılını, bir alkolik olarak harcamış. Kendi değimiyle yaşamın ona getirebileceği ‘en dibi’ görmüş.
Şimdilerde Benny Haag, gördüm dediği, o en dipten aldığı hızla yükselişe geçti. 2010 sonbaharındaki İsveç genel seçimlerine hazırlanıyor. Haag, hali hazırda İsveç Parlamentosu’nda olan bir partiden, bilmem kaçıncı sırada, milletvekili adayı gösterilmiş değil. O ve bir grup arkadaşı, 2010’un eylül ayına renk getirme, kararı almış durumdalar. Birkaç hafta önce, hep birlikte, Alkol Partisi’ni kurdular. “Hiçbir şey, başarıdır” diyen Haag, İsveç Yüksek Seçim Kurulu’ndan onayını da aldı. Partinin kurucuları, topladıkları bin 500 imzayı, kurula teslim etti ve inceleme tamamlandı. Alkol Partisi, bu sonbaharda oy pusulasındaki yerini garantiledi.
Adında alkol olan bu partinin hedefi, ülke çapında alkol tüketimini yarı yarıya indirmek. Parti sözcülüğünü, eski alkolik Benny Haag yürütüyor. Parti programında neredeyse hiçbir siyasi görüş yok. “Alkolün İsveç toplumuna maliyeti yılda 100 milyar kron. Her 10 darp suçundan, 8’i alkole bağlantılı. Alkol tüketimini yarı yarıya indire bilirsek, 50 milyar kronu başka bir yere harcayabiliriz.” İfadelerin, hepi topu bu kadar. Parti sözcüsü Haag, “Bizim bahsettiğimiz şey bir bardak şarap olsaydı, bu işe girmezdim” diyor. Alkol Partisi’nin her hangi bir geliri yok, kampanyalarını facebook üzerinden yürütüyorlar. Seçimlerde, sadece 5 oy alsalar bile, bunu bir başarı olarak göreceklerini açıklıyorlar.
Alkol Partisi, 2009’da Avrupa Parlamentosu’na İsveç adına bir parlamenter göndermeyi başaran Korsan Parti’den sonra, İsveç siyasetine, daha iki hafta önce katılan, başka bir renk oldu. 2009’daki AB seçimlerinde, İsveç’in Korsan Parti’sinin başarısı tüm Avrupa’da şaşkınlık yaratmıştı. Amacı daha özgür bir internet ortamı olan, internet üzerinden film ve müzik indirmenin tüm Avrupa’da yasal sayılmasını isteyen Korsan Parti, Avrupa Parlamentosu’nda 18 sandalyeyle temsil edilen İsveç’in, bir koltuğuna oturmuş durumda. Korsan Parti’nin, kurulduğu 2006 yılından bu yana topladığı üye sayısı, İsveç’te şu anda iktidar ortağı olan Hıristiyan Demokratların üye sayısından fazla. Alkol Partisi, bu sonbahardaki seçimlerde yüzde 4 seçim barajını geçemeyeceğini söylese de Korsan Parti, seçimlere var gücüyle asılacak.
İsveç siyasetine farklı renkler getiren bu iki parti, kimse de panik yaratmadı. İktidar partilerinden hiç biri ülkede istikrar elden gidecek, ne yapıyor bu adamlar diye yüzde 4’lük seçim barajını yukarılara taşımayı düşünmedi.  Şimdi Türkiye’de demokrasi için bir adım olsun diye anayasa değişikliğine soyunuyoruz ya seçim barajının aşağı çekilmesi şarttır. Yüzde 10’luk barajı aşağı çekmeyen bir anayasa değişikliği kabul edilemez. Bunda korkacak bir şey yok. AKP’nin uydurduğu gibi bu, Türkiye’ye istikrarsızlık getirmeyecektir. Türkiye’de milyonlarca insan, Meclis’te kendini temsil eden bir parti olduğunu düşünmüyor. Türkiye’de milyonlarca seçmenin oyu, gidip yüzde 10’luk seçim barajına takılıyor. Yine milyonlar, oyum boşa gitmesin diye korkup inanmadıkları, beğenmedikleri partilere oy veriyor. Demokrasi, renkliliktir, temsil edilmektir ve beyaz kirleneceğim diye bütün renklerden korkar.