İsveç’te özellikle üniversite gençliği, kek yiyip dünyayı kurtarıyor. İsveçli gençlerin arasında son yıllarda çığ gibi büyüyen bu...

İsveç’te özellikle üniversite gençliği, kek yiyip dünyayı kurtarıyor. İsveçli gençlerin arasında son yıllarda çığ gibi büyüyen bu ağın adı “kek bankaları”. Sistem şöyle işliyor: Önce arkadaşlarına, tanıdıklarına bir mail atıyorsun, konuyu kısaca özetliyorsun ve onları evine davet ediyorsun. Onlar için birbirinden güzel kekler hazırlıyorsun. Tanıdıklarını, güler yüzle evinin salonuna buyur ettikten sonra hazırladığın kekleri gelenlere ikram ediyorsun. Yanında çay, kahve sunuyorsun. Davetini kabul eden kişiler, sohbet faslının ardından yanlarında getirdikleri 50 kron, 10 TL gibi bir parayı sana takdim ediyorlar. Buraya kadar altın günü gibi. Sonra bir internet sitesine giriliyor ve hummalı çalışma başlıyor.
Kek yiyip masaya küçük paralar koymanın amacı 3’üncü dünya ülkelerindeki yardıma muhtaç insanlara ödünç para vermek. İsveç’te kek bankaları 2007 yılında Göteborg’da girişimci bir genç tarafından ilk olarak organize edilmiş. O zamandan bu zamana da ülkenin değişik yerlerine yayılmış. “Hadi biz de kek bankası kuralım” diyen herkes bu akıma dahil olabiliyor. Eş, dost, akrabadan toplanan paralar, hesaplanıyor. Daha sonra kiva.org sayfasına giriliyor. Paranın kime borç verileceğine birlikte karar veriliyor.
Kiva. org sitesinde, senden borç almak isteyen kişilerin fotoğraflarıyla birlikte senden alacakları paralarla ne yapacakları da anlatılıyor. Sen de parayı, kime borç vereceğine, sitedeki bilgilere bakarak karar veriyorsun. Kek bankası akımına dâhil olan İsveçli gençlerin, desteğe ihtiyacı olan yatırımcılara gönderdikleri paraların yüzde 98’i, şimdiye kadar yardımı alanlar tarafından geri ödenmiş.
Kek bankası olayına girip de az gelişmiş ülkelere borç veren gençler de geri dönen paraları yine borç para vermekte kullanmışlar. Bu yolla az gelişmiş ülkelerde mikro ekonomik yardım isteyen ciddi girişimlerin gayretleri desteklenmeye çalışılıyor. Kek bankası grubu olan İsveçli Peter Hultgen “Biz, ayda bir toplanıyoruz. Kendi bankamızı bu ocakta kurduk. Hiç birimiz, gönderdiğimiz paraları borç olarak görmüyoruz. Bunlar geri dönmese de olur. Ama yardım göndereceğimiz projeyi kiva. org’dan iyice inceliyoruz. Güvenli bir ödeme yoluyla para talep eden yatırımcıya, yardımımızı geçiyoruz” diyor.  
Yardım bekleyen yatırımcılar, kiva.org sitesinde yapmak istediği işi ve geri ödeme planını ayrıntılarıyla anlatıyorlar. Örneğin 2 bin 75 dolar borç toplayan bir çiftçi, bu parayla bir pirinç tarlası oluşturmuş, mahsulü toplayacak işçi tutmuş. Komboçyalı girişimci, 14 ay içinde, site aracılığıyla aldığı borcu geri ödeyeceğini beyan etmiş ve şimdiye kadar da borcunun yüzde 29’unu geri ödemiş. İşlerin iyi gittiğini müjdeleyen çiftçi, geri ödemelere aylık olarak devam edecekmiş. Alan memnun, veren memnun. 2004 yılında iki ABD’li gencin rüyaları gerçeğe dönüştürmek için oluşturduğu kiva.org sitesinde Moldova’dan, Guatemala’dan, Tacikistan’dan, Uganda’dan, Azerbaycan’dan pek çok kişi, birilerinin onlara borç vermesini bekliyor. Ben bu sitede Türkiye’den borç isteyen kimseyi görmedim. Bana ilginç gelen ve hiçbir uluslararası kuruma bağlı olmayan bu yardım organizasyonu, İsveçli gençleri iyiden iyiye sarmış durumda. Kendilerini bu işe adamış pek çok genç, projeler arasında desteğe en çok değer iş planını bulmak için kafa patlatıyor.
İnternet bulundu ya içimiz rahat olsun. Sanal âlemi kullanarak, gerçek hayatlara dokunmak iki tıka bakıyor. Bu sefer kimsenin önüne geçemeyeceği bir değişim ağırdan ağırdan başladı. Büyük ustanın hayalleri bir bir gerçek olacak. “Dünyayı güzellik kurtaracak...”