Öncelikle pavyonların kendine göre raconu vardır, içeri girdiğin andan itibaren kurallarına uymakla yükümlüsündür aksi taktirde...

Öncelikle pavyonların kendine göre raconu vardır, içeri girdiğin andan itibaren kurallarına uymakla yükümlüsündür aksi taktirde façayı çizerler. Oralardan kolay kolay ekmek çıkmaz.
Öyle gözlem yapayım…
Sosyal olgu çıkartayım…
Bunları birilerine çakayım… Yedirmezler.
Masa başındaki pavyon saptamalar ise ancak eski “Türk filmi” analizi ile olur, eğer elinizde varsa.
Bir siyasi düşüncenin desteği veya eleştirisi için verilecek örneklerin içini yaşamak önemlidir!.
Yıllardır asker, polis, sen (liberaller) sol düşünceye karşı saldırıyorsunuz, boş ver buradan ekmek çıkmaz, bence bir maça git. Neden ?.. Şu senin kafanın arkasındaki saplantıların (içi cinsellik kokan ama asla maço olmayan) sosyal yansımalarını en iyi göreceğin yerdir stadyumlar. (Biraz Nuray Mert’i de rahatlatayım!) Yaşadığın toplumun gerçekleri ile en iyi yüzleş-ilecek yerdir stadyumlar, orası küçük Türkiye’dir ve orası Cihangir’in dışıdır.
Stadyumlar mabettir…
Futbolcular tanrı…
Seyirciler ise ‘kul köle’ olmuş müritlerdir. Her hafta ayin yapılır.
Ayinin içinde: Şiddet, cinsellik, sosyal mastürbasyon, sürü psikolojisi, yalnızlık, canlı bombalar vardır.
Burada liberallere ters gelen sömürü sistemine açık bireysel özgürlükler yoktur. Ama onların stepne düşünceleri olan sömürü sistemine açık cemaat olgusu mevcuttur. (Liberal olarak en azından oradan yırtıyorlar)
Ahmet Altan’ın cemaat analizi için de ideal gözlem yeridir stadyumlar ve oynanan maçlar.
Burada önemli ricam; lütfen maçı sosyete tribününde seyret, her şeyi o zaman bire bir yaşayabilirsin!..
Konuyu mizaha bağlamakta yarar var.
İriyarı Arap fellah çölde manava gider çıraktan yarım karpuz ister.
Çırak ise yarım karpuz satamayacağını söyler fakat fellah dayılanınca çırak korkup patrona danışmak isteği ile çadırın arkasına yönelir, Arap’ın kendisini takibinden habersiz patronuna durumu anlatır.
-Patron, delinin biri geldi yarım karpuz istiyor,  dediği anda fellahı arkasında fark eder ve olayı çevirir.
-Arkasından bu abi geldi diğer yarısını istiyor, patron olayı anlar ve
-Oğlum abini üzme versene yarım karpuzu,      diyerek olayı bağlar, sonra çırağı çağırır
-Sen nerelisin, cin gibisin,
-Sijeryalıyım,
-Sijeryada insanlar nasıl yaşarlar,
-Erkeklerin tamamı futbolcu, kadınlar ise fahişelik yapar, patron bozulur ve bağırır
-Sen ne diyorsun lan benim karım Sijeryalı,    çırak bozuntuya vermeden
-Öyle mi abi yenge hangi takımda oynuyor…
12 Eylül’den beri bizim  bu ağabeyler nerelerde oynuyorlar acaba?...
Merak konusu da…