Wall Street’i havaya uçuran patlayıcı yüklü at arabasından sonra her yerde rastladığımız bombalı araç eylemcilerinin çoğu Suudi sermayesi ile kurulan CIA- ISI okullarında yetişti.

Bombalı araç doksan yıldır can almaya devam ediyor

İstanbul’da çok sayıda güvenlik görevlisinin yaşamına mâl olan saldırı, işin içinde bir intihar bombacısı da vardı elbette ama bomba yüklü bir kamyonla gerçekleştirildi bilindiği gibi. İstanbul saldırısı bombalı araç eylemlerinin en kanlılarından biri oldu.

Bu uğursuz saldırı silahı neredeyse yaklaşık 90 yıldır toplumlar için gerçek bir korku kaynağı durumunda. Konunun uzmanları bu tür saldırıların atası olarak ABD’nin New York kentinde Amerikan Kapitalizminin Kalbi Wall Street’e yönelik gerçekleştirilen bir bombalı araç eylemini gösterirler.

Yıl 1920, sıcak bir Eylül günüdür. Wall Street’de, ülkenin dünya çapındaki tröstü ünlü J.P. Morgan and Company binasının geniş toplantı salonunda firmanın ortaklarından Thomas Lamont ile Dwight Morrow mali meseleleri konuşmaktadırlar. J.P. Morgan and Company binasının çok yakınında, bir tünel inşaatından çalınmış dinamitle, çok sayıda metal parçasıyla doldurulup büyük bir bombaya dönüştürüldüğü sonradan anlaşılan bir at arabası büyük bir gürültüyle havaya uçar. Patlama o kadar şiddetlidir ki, Wall Street’de kocaman bir krater açılır. Gökyüzü dumanla kaplanmıştır, gökdelenlerdeki insanlar kendilerini can havliyle sokaklara atmaktadır. Panik öylesine büyüktür ki New York borsası tarihinde ilk kez işlem yapmaz. Wall Street’e yapılan bu saldırı üzerine ülkede “ulusal alarm” ilan edilir.

Bu taşıma araçlarının bir silah olarak kullanıldığı ilk eylem olarak tarihe geçer. Aynı zamanda Amerikan kapitalizmine yönelik en büyük eylemdir bu. Saldırıda 40 kişi yaşamını yitirmiş, 200’den fazla insan yaralanmıştır. Asıl hedef olan J.P. Morgan ise saldırı sırasında İskoçya’da av partisindedir. Eylemi gerçekleştiren İtalyan göçmeni anarşist Mario Buda için bu kuşkusuz büyük bir hayal kırıklığıdır.

Eylemin elbette savunulacak yanı yoktur, ama tarihte ilk olması açısından önemlidir. Buda’nın bombalı araçların prototipi kabul edilen at arabası, önemsiz, fark edilmeyecek bir aracın nasıl ölümcül bir silaha dönüşebileceğinin de ilk örneğidir. Devamı da kısa süre sonra gelecektir. Yirmi yılı biraz geçe bu kez 12 Ocak 1947’de Hayfa’da bir İngiliz karakoluna bomba yüklü bir kamyon yaklaşarak patlayacak, dört kişinin ölümüne yol açan eylemi sağcı Yahudi terör örgütü Stern Çetesi üstlenecektir. Bu eylemden sonra bombalı araç saldırıları yaşamımızın bir parçası olacaktır adeta. 1952’de Saygon’da, 1962’de Cezayir’de, 1963’de Palermo’da çeşitli gruplarca gelişi güzel kullanılan bir “silah” olmuştur artık. Ama “cehennemin kapılarını açan” asıl olay 1972’de İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) tarafından amonyum nitrat yüklü bir aracın, söylenenlere göre yanlışlıkla, havaya uçurulmasıdır. Çok sayıda kişinin hayatını yitirdiği “kör bir terör” eylemidir bu.

Yarattığı can kaybı ile yol açtığı tahribattan ötürü amaçlanan neyse genellikle sonuç alınan bir saldırı yöntemi olduğuna örnek olarak Beyrut’ta ABD güçlerine yönelik gerçekleştirilen Hizbullah eylemleri gösterilir. 1983’de Beyrut’ta ABD elçiliği ile ABD deniz üssüne ait yerleşim birimleri bir bombalı araçla yerle bir edildiğinde, çok sayıda can kaybına yol açan eylemin ardından ABD Lübnan’dan güçlerinin büyük bir bölümünü çekmek zorunda kalmıştı. Hizbullah 80’li yıllarda ABD, Fransa, İsrail gibi ülkelerin modern silahlarının karşısına, uzmanların “kusursuz” olarak tarif ettikleri bombalı araçlarla karşı çıktı.

Suudi sermayeli CIA eğitimi
Buda’nın kendi olanaklarıyla patlayıcı yükleyip gerçekleştirdiği eylemin üzerinden geçen bunca yıl sonra bombalı araç eylemlerinin çok daha modern hale getirildiğini, kimi ülkelerin uğursuz istihbarat örgütlerinin hedef aldıkları ülkeleri istikrarsızlaştırmak, mezhep/etnik kargaşa yaratmak için bu bombalı araç eylemcileri yetiştirdiğini artık bilmeyen yok.

Suudi Arabistan sermayesi ile CIA ve ISI’nın (Pakistan İstihbarat Örgütü) eğitim kamplarında binlerce bombalı araç eylemcisi yetiştirildi örneğin. Sovyetlere karşı eğitilen Afgan mücahitler bombalı araç eylemleri konusunda bu kamplarda ustalaştılar. Sri Lanka, Rusya, Türkiye, Mısır, Kuveyt, Endonezya, Irak, Suriye gibi ülkelerde gerçekleştirilen bombalı araçların eylemcileri hep Suudi-CIA okulu çıkışlı “öğrenciler”. 1992-1998 arasında 16 bombalı araç saldırısında 13 farklı kentte 1050 kişi ölmüş 12 bin kişi yaralanmıştı bu “öğrencilerin” eylemleri sonucu.
bombali-arac-doksan-yildir-can-almaya-devam-ediyor-221202-1.
ABD Pakistan Gizli Servisi mensuplarına yüksek patlayıcı teknolojisi konusunda eğitim verdi yıllarca. Söz konusu mensuplar amonyum nitrat yapımını da biliyorlar bir iddiaya göre. Pakistanlı istihbaratçı Muhammed Yusuf liderliğinde yüzlerce kişi eğitildi CIA tarafından. Yüzlerce Afgan ve yabancı mücahit yani. Aralarında geleceğin El Kaide liderleriolmuş olanlar da vardı. Onların yetiştirdiği mücahitler Afganistan’da ülkenin önde gelen aydınlarını da aynı yöntemle yok ettiler. Tiyatrolar, kültür merkezleri, sinemalar hep bombalı araçlarla vuruldu.

Son yıllarda bombalı araç saldırılarına en çok tanık olunan ülke elbette ABD işgali sırasındaki Irak’tı. 2003 Temmuzu ile 2005 Haziranı arasında geçen sürede 9 bin kişinin hayatına mal oldu bu eylemler. Irak’taki mezhep savaşlarında bombalı araçlarla saldırıya uğrayan yerlerin başında Şiilere ait camiler, kutsal yerler geliyordu.

Mafya da kullandı
Sadece dini ya da siyasi amaçlı örgütler değil, önemi keşfedildikten sonra Mafya’nın da baş vurduğu suikast silahı haline geldi bombalı araçlar. 1964’deki İlk Mafya Savaşı’nın bitiminden önce Sicilya sakinleri mafya içi savaşlarda tanık oldular bu tür saldırılara. Mafia topluluğu Cosa Nostra liderleri bombalı araç eylemlerinden yargılandılar 1990’larda. Bu eylemlerin en bilineni “traktör” lakaplı Provenzano ile çetesinin 1993’de Florence’de gerçekleştirdiği, beş kişinin ölümüne yol açan dünyaca ünlü Uffizi Gallery’ye yönelik olanıydı.

İlk nesil bombalı araçlar, Buda’nın at arabası örneğin, bombayla donatılması kolay araçlardı, ama yine de çalıntı sanayi ya da askeri malzemelere ihtiyaç duyardı yapmak isteyen. Günümüzde ise evinde bile bomba üretebiliyor dileyen. Çünkü patlayıcı yapmaya yarayan malzemelere sanal ortamda da ulaşılabiliyor, bu konuda yazılmış “tarif” kitaplarından yararlanılıyor. Bunun ne kadar büyük bir tehlike olduğunu Boston Maratonu’nda evlerinde yaptıkları bombayla çok sayıda kişiyi öldüren iki kardeşten biliyoruz. Malzemelerin en önemlisi olan amonyum nitrat korkunç bir silaha dönüştürülebilir. Korunması bu malzeme için ayrılmış alanlarda bile kolay değil. Bazen bu madde kaynaklı kazalar da yaşandı geçmişte. 1921’de Almanya’da Oppau’da bir kimyasal tesiste meydana gelen patlamanın şok dalgaları onlarca km uzağa gitmişti. Ama en korkuncu 1947’de yaşanan Teksas City’deki faciaydı, 600 kişi hayatını yitirmiş, kentin yüzde 90’ı mahvolmuştu. İşte bu maddeye ulaşabilmek artık günümüzde kolay. Dolayısıyla bombalı araç eylemleri için de ideal.

Neden rağbet görüyor?
Bu kadar sık sık kullanılmasının ilk nedeni çok ucuza mal edilmiş olması. Çalınmış bir otomobil, kamyon, kamyonet yeterli. Sentetik maddeler, gübre çok kolay ulaşılabilecek materyaller günümüzde. Biraz para harcayarak bir aracı donatmak mümkün. Bombalı araç eylemleri konusunda bir numara sayılan, 1993’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yömnelik saldırının sorumlusu Remzi Yusuf’un eylemini çok ucuz getirmekle övündüğü ortaya çıkmıştı sonradan ele geçen konuşmalarında. Haklıydı çünkü eylemin masrafı sadece 3 bin dolar civarındaydı, o sıralar bir Amerikan Cruise füzelerinin deniz aşırı terör karşıtı operasyonlarının maliyeti ise 1.1. milyon dolardı.

bombali-arac-doksan-yildir-can-almaya-devam-ediyor-221203-1.

İkincisi normal trafikte fark edilmeleri zor araçlar bunlar. Diğer araçlardan ayırmak mümkün değil. Üçüncüsü organize edilmesinin kolaylığı. Buna örnek olarak da Oklahama bombacıları (200’den fazla insanın ölümüne yol açmışlardı) Timothy McVeigh ile Terry Nichols gösterilebilir. Hiçbir odaktan ya da devletten yardım almamışlar (kendi iddiaları tabii) piyasa da satılan kitaplardan öğrenmişlerdi bombalı araç yapımını. Dördüncüsü çok ölüme yol açtığı için uğursuz örgütlerin birinci tercihi. Beşinci ve en önemli özelliği geride fazla ipucu bırakmamasıdır. İsrail gizli servisi MOSSAD bu özelliği nedeniyle çok sık kullandı bombalı araç eylemlerini. Özellikle Beyrut’ta Filistinli liderleri yok etmek için. Hasan Kanfani’yi böyle öldürdüler 72’de.

Kaosu, paniği arttırıcı özelliğiyle, bilerek ya da bilmeyerek “yol verilmesiyle” bombalı araç faciasından kurtulmak pek kolay görünmüyor ne yazık ki.