Borsa’ya bakarak Türkiye’nin büyüme rekorları kıracağı düşünülebilir. Yeni yatırımcı ve şirket artışı sonsuza kadar sürmeyeceğine göre üzülen sermayedar değil, enflasyondan korunmak arzusundaki emekçiler olacak.

Borsa nereye kadar koşacak?
Fotoğraf: Depo Photos

Borsa İstanbul’a ait Veri Analiz Platformu, ağustos sonu verilerini yayımladı. Yatırımcı sayısındaki artış hız kesmeden sürüyor. Sayılar dudak uçuklatacak cinsten. Pandemiden önce 2 milyonun altında yatırımcısı olan, 2 milyon yatırımcıyı görünce de gazetelere ilan verilen Borsa’ya, son 1 ayda 1 milyondan fazla insan girdi. Haziran ayında 4 milyon 471 bin olan yatırımcı sayısı, temmuz sonunda 5 milyon 85 bine, ağustos sonunda 6 milyon 247 bine yükseldi. 2023 yazı boyunca Borsa’ya en az 1 milyon 775 bin kişi girmiş oldu. Sadece 2 ayda, yatırımcı sayısı yüzde 39 arttı.

Bu verileri masaya yatırmadan önce “normali” ifade etmek gerekir. Ardından “Türkiye’nin normali”ni konuşmak daha doğru olacaktır. Bunun için en temel düzeyde soruları cevaplamakta fayda var.

3 YILDA 200’E YAKIN ŞİRKET

Borsa için anlatılan şu, yeni yatırımlarını finanse etmek isteyen şirketler, finansman maliyetine katlanmadan büyümek için halka arz yolunu seçer. Hisselerinin bir kısmını satışa çıkarır. Topladıkları parayla yeni yatırımlar yapar. Zaten halka arz edilirken yatırımcı olmak isteyenlere anlatılan da yatırım planlarıdır.

Bu bilgiler ışığında Borsa’ya açılan şirket sayılarına bakalım; 2018 yılında 8 şirket Borsa’ya açılmış. 2019’da bu sayı 5, 2020’de 8 olmuş. Geçmiş yıllarda da sayılar bu şekilde. Fakat her ne olmuşsa, pandemiyle birlikte olmuş ve Borsa’ya açılan şirket sayısı 2021’de 53’e yükselmiş. 2022’de bu sayı 41 olmuş. Bu yılın ilk 8 ayında 28 şirket borsaya açıldı. 19 şirket de sırasını bekliyor.

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin (TSKB) verilerine göre 2020’de yıldız ve ana piyasada 273 şirket işlem görürken, 2023’ün ağustos ayı itibarıyla bu sayı 466’ya çıkmış. Yeni katılanlar olduğu gibi, tahtası askıya alınanlar da piyasaya yeniden girmiş. Yani sadece yatırımcı sayısı değil, Borsa’ya açılan şirket sayısında da olağanüstü bir artış var.

Türkiye hakkında hiçbir şey bilmeyen bir finans uzmanından, sadece bu veriler ışığında Türkiye hakkında değerlendirme yapmasını istesek, muhtemelen Türkiye ekonomisini kalkışa hazırlanan bir füzeye benzetir. “Şirketler yeni yatırımlar için kapışıyor, yatırımcılar şirketlere güveniyor, belli ki yakın zamanda istihdamda ve büyümede patlamalar olacak” diye düşünür.

Gerçekten de Borsa üzerinden Türkiye ekonomisi yorumlansa bunlar söylenebilirdi. O halde, Borsa İstanbul’un ayırt edici özelliklerine değinmek gerekir. Bu sayede bizde Borsa’nın ne anlama geldiği anlaşılabilir.

HANGİ RAKAM DOĞRU 

Dünya Borsalar Federasyonu’nun (WFE) son açıkladığı haziran ayı verilerine göre Borsa İstanbul, piyasa değerinde 249 milyar dolar ile 29’uncu sırada. Bu alanda en değerli borsa, 24,8 trilyon dolarla New York Borsası. Türkiye ekonomisinin dünyanın en büyük 21’inci ekonomisi olduğu düşünüldüğüne Borsa İstanbul’un piyasa değerinin 29’uncu sırada olması olağandır denebilir.

Fakat, borsaların piyasa değeri kadar işlem hacmi de önemli. Alıcılar ve satıcılar, belli bir dönemde ne büyüklükte işlem yapıyorlar? Eğer işlem hacmi yüksekse, bu durum, hisse senetlerinin çok defa el değiştirdiğini, yatırımcıların uzun vadeli pozisyon almadıklarını, al-satçı yatırımcıların çok olduğunu gösteriyor. 249 milyar dolarlık değere sahip Borsa İstanbul’un 2022 yılı işlem hacmi 975 milyar dolar! Piyasa değeri ile işlem hacmi arasında devasa bir fark var. Demek ki, Borsa İstanbul değersiz olmakla birlikte, yatırımcılar o kadar çok al-sat yapıyor ki, işlem hacmi piyasa değerini katlıyor. İşlem hacmini piyasa değerine oranladığınızda Ciro Oranı’nı buluyorsunuz. İşte Borsa İstanbul bu konuda dünyanın gözdesi. Dünyanın en değerli 29’uncu borsası olan Borsa İstanbul, yüzde 295’lik ciro oranıyla 4’üncü sırada. Dünyanın en büyük borsalarından olan Londra’yı, Tokyo’yu bu oranda solluyor. Sabah kalkıp alıyoruz, öğleden sonra satıyoruz, al-satla yaşıyoruz.

Denebilir ki, “Büyük satıcılar ve büyük alıcılar, yüklü miktarda işlem yapıyorlar, böylece işlem hacmi büyüyor.” O halde Veri Analiz Platformu’nun verilerine geri dönelim.

Borsa’da temmuz sonundan ağustos sonuna kadar yatırımcı sayısı 1 milyon 158 bin arttı. Peki kim bunlar? Kaç parayla borsaya giriyorlar. Veriler, hemen hepsinin küçük yatırımcılar olduğunu gösteriyor.

YENİLERİN PARASI YOK

Borsa’da 100 bin TL’den daha az parası olan yatırımcı sayısı temmuzda 3 milyon 997 binmiş, ağustosta 5 milyon 8 bine çıkmış. Yani son 1 ayda Borsa’ya giren 1 milyon 158 bin yatırımcının 1 milyon 10 bininin Borsa’da 100 bin TL’den az parası var. Dolar bazında 4 bin doları bile yok…

En ciddi artış ise 5–10 bin TL’lik yatırımcı grubunda. Verilere göre temmuz sonunda 413 bin 534 kişinin Borsa’da 5-10 bin TL arasında parası varmış. Ağustos sonunda bu sayı 938 bin 168’e çıkmış. En hızlı artış bu grupta yaşanmış. Yani yeni gelenlerin de yarım milyonu 5–10 bin lirayla Borsa’ya girmişler.

Bu kişiler, halk arz edilen şirketlerin yeni yatırım planlarını mı değerlendirmiştir? Bir fon yöneticisine mi danışmıştır? Yoksa bir umut diyerek, kalkan treni kaçırmamak için mi bu işe girmiştir?

Halka arz edilen şirketlere dönelim. Bu şirketler, topladıkları paralarla yeni yatırımlar mı yapacak, yoksa borçlarını mı ödeyecektir?

Borsa verilerine bakarak, Türkiye’nin yakın zamanda büyüme rekorları kıracağı düşünülebilir. Fakat Türkiye’de borsa, yeni yatırımların finansmanı için değil, manipülasyonla vurgun yapmak için işlevsel. Yeni yatırımcı ve yeni şirket sayısındaki artış sonsuza kadar süremeyeceğine göre, bu rallinin sonunda üzülen sermayedarlar değil, enflasyondan korunmak arzusunda olan emekçiler olacak.