Can Yücel, birine 'faşist' dediği için, kim olduğunu bilmiyorum ama hak ettiğine eminim, bu 'faşist'in de alınganlığı tuttuğu için...

Can Yücel, birine 'faşist' dediği için, kim olduğunu bilmiyorum ama hak ettiğine eminim, bu 'faşist'in de alınganlığı tuttuğu için, hâkim karşısına çıkarılır. Hâkim Can Baha'ya 'bu herife niye faşist dedin?' diye sorar, ki bence bu soru da hâkimin acemiliğine gelmiştir, Can Baba'ya böyle pas verilir mi işte o meşhur cevap o zaman gelir: "Bizde g.te g.t denir sayın yargıç!" Can Yücel şair ya, bazıları bu cevabı şair olduğu için ona yakıştıramamış olabilir, "Canım şair dediğin, her ne kadar asabı da ağzı da bozuk da olsa böyle doğrudan mı söyler? Biraz imgeye başvurur, biraz kelime oyunu filan yapar, hani biraz da metafor filan kullanır..." diye hayal kırıklığı kılığında memnuniyetsizlik filan da bildirmiş olanlar olabilir.

Olabilir olmasına da lakin zannımca Can Yü-cel'in şiirini, kişiliğini ve siyasi kimliğini biraz olsun bilenler, tanıyanlar için bundan sıkı metafor mu olur? Bazen her şeyin bulanıklaştığı, belir-sizleştiği, birbirine karışıp yok olur gibi olduğu zamanlarda, ki bu yalnızca şiir, edebiyat ve sanat için değil, çoğunlukla da toplumların hayatında böyle olur, oluyor, bir şeyin adını koymak, adıyla söylemek de en sıkı şiirin, imgenin, me-taforun yerine geçebilir. Can Yücel'in tıpkı mahkemedeki sözüyle tamamladığı şiiri gibi!

Geçen yıl yayımladığım ve babama adadığım 'Mavi Hasan Mavi Usta' adlı şiirimle ilgili küçük bir eleştiri okudum, aşağı yukarı şunlar söyleniyordu: "O güzelim şiiri CeHePe'ye faşist imasında bulunarak berbat etmiş!" CHP, şiirde 'CeHePe' olarak geçiyordu. CHP'ye 'faşist' demedim, doğrusu demek de istemem ama son yıllarda gösterdiği performans, sergilediği tutum doğrusu faşist dediğimiz partileri, siyasal hareketleri pek aratmıyor. Hele 22 Temmuz seçimleri öncesi pompalanan koalisyon modelini düşünürseniz, CHP-MHP, kimin neye ne kadar yaklaşmış olduğunu ve değer yitiminin, ideoloji yitiminin nasıl bir bellek yitimine yol açtığını da görürsünüz. Şimdi o ittifakı pompalayan 'eski solcu'lar, yoksa 'fi tarihi solcuları' mı demeliyim bilmiyorum ama 'eski solcu' diye bir şeyin varlığına artık hak'katen inanıyorum, olunabiliyormuş meğer, biraz 'nedamet' getirmişler midir acaba? Bazı, hepimizin yazılarını okuyarak büyüdüğümüz, işkencecilerini affederek onlarla kolkola girmek isteyen 'abi'lerle, kendinde 'önder'lik vehmeden televizyoncuların, bugün de aynı modeli arzuladıklarından hiç şüphem yok.

Mesele CHP değil şimdi, bana kalırsa CHP çekilebileceği yere kadar çekildi, bundan sonra daha da çekilmek isterse, siyasi literatürde buna ne ad verilebileceğini de bilmiyorum. Diyeceğim, bazı şeyleri, gecikerek de olsa, adını koyarak söylemek, şiirde, sanatta, hayatta, günümüzde imgenin yeni kullanımı sayılabileceği gibi benzersiz bir metafor olarak da algılanabilir. Hukuk dili ne kadar değişti, arındı, sadeleşti, Türkçeleşti, bir bilene sormalı. Bildiğim, bazen yargılananların beraat ettiğini ya da mahkûm olduklarını bile anlayamadıkları kadar eski, dolambaçlı ve süslü bir dil olduğuydu. Elbette eski atışmalar, kinayeler, taşlamalar gibi bunda da bir letafet bir zarafet bulanlar çıkabilir, ama bazen de doğrudan "alçaklar, alçak herifler" demek gerekir, denmelidir. Bugün saat ıo'da Beşiktaş İskele Meydanı'nda duruşması için buluşacağımız 'nar kardeş'imiz Hrant'ı düşündükçe, andıkça, özledikçe onun katline ferman çıkaranlar için, insan olan insan başka ne diyebilir?

Pek ünlü reklamcılarımızın başlattığı, sonra da 'konsept' olarak 'pozitif milliyetçilik' diye salladığı saçmanın nerelere varabileceğini, kimlerin yaşamına, hangi grupların geleceğine malolabileceğini hep birlikte, pek kısa sürede gördük, cinayetler, tehditler, saldırılar... Bilmiyorum şimdi bu reklamcılarla, reklamcı kılıklı gazetecilerden bu deyimi hatırlamak isteyenler çıkar mı? Ama şair arkadaşımız Roni Margulies'in çok haklı olarak hatırlattığı ve uyardığı gibi, utangaç, mahcup, pozitif milliyetçilik, ulusalcılık filan, her neyse, hepsi de milliyetçiliğe dahildir, bunun da adını koymak gerekir. Can Baha'nın şiirimize bıraktığı mirası biraz da böyle anlamak, yorumlamak, değerlendirmek gerekir. Öyleyse faşiste faşist, alçağa alçak demek gerekir.