İşbirlikçi Bogota yönetimi başta olmak üzere tüm karşıdevrimciler zafer sarhoşluğu içerisinde...

İşbirlikçi Bogota yönetimi başta olmak üzere tüm karşıdevrimciler zafer sarhoşluğu içerisinde. Hep birlikte FARC’ın filozof lideri Alfonso Cano’nun katledilmesini kutluyorlar! . Ağız birliği etmişlercesine zafer naraları atıyorlar.

Orta sınıfa mensup bir aileden gelen, iyi eğitimli birinin nasıl olup da “tarihin tozlu raflarına kaldırılması gereken bir ideoloji” uğruna kendisini feda edebileceğine akılları ermese de, bir kez daha FARC’ın sonunun geldiğini ilan ettiler.

Uluslararası haber ajansları ve onların yerli uzantıları adeta düğmelerine basılmışçasına “sonları geldi”, “bir daha toparlanamazlar”, “belini kırdılar”, “büyük darbe” gibi benzer manşetlerle çıkmaya başladı. 

Oysa bu kaçıncı ilan! Üç yıl önce de efsanevi lider Manuel Marulanda öldüğünde de geçen yıl bir diğer efsane Raul Reyes beraberindeki onlarca gerilla ile birlikte katledildiğinde de benzer zafer naralarıyla birlikte FARC’ın sonunun getirdiklerini ilan etmişlerdi. Her bitti dediklerinde, bu sefer kökünü kazıdık dediklerinde FARC küllerinden bir kez daha doğarak mutluluklarını yarıda bıraktı.

CIA destekli paramiliter kontra örgütlerin av sahasına dönüştürülen Kolombiya’da hafta sonunda beraberindeki onlarca gerilla ile birlikte katledilen Cano’nun ölümü elbette ki Marksist örgüt ve devrim mücadelesi açısından büyük kayıp. Bu kaybı başta Bogota olmak üzere Washington ve diğer emperyal başkentlerde yapılan coşkulu kutlamalardan da anlamak mümkün.

****

Pentagon’dan alınan istihbarati bilgiler ışığında bin kişilik özel kuvvetler tarafından ülkenin güneybatı eyaletlerinden Cauca'da düzenlenen bir operasyonda pusuya düşürülerek katledilen Cano, düşmanlarını dahi kıskandıracak bir eğitim ve bilgi birikimine sahipti.

Antopoloji ve hukuk eğitimi alan Cano örgütün fikir babası olarak biliniyordu. Gerçek adı Guillermo León Sáenz olan 63 yaşındaki gerilla lideri, Bogota'da üniversitedeyken FARC ile tanışır. Sonrasında ise ömrünü “dava”sına adar.

Yetkin bir teorisyen olan Cano’nun eylem anında dahi kitap okuyacak kadar bir kitap kurdu olduğu anlatılır. Kuşkusuz Cano’nun ölümü örgütü sarssa da katliamı zafer olarak sunan Devlet Başkanı Juan Manuel Santos’un sevinci yarıda kaldı.

Santos’un Cano’nun öldürülmesini “ülke tarihinde örgüte vurulmuş en büyük darbe” olarak tanımlayıp, FARC gerillalarını silah bırakmaya davet etse de sevinci yarıda kaldı ne yazık ki. Marksist gerilla örgütü anında yayınladığı bir bildiri ile mücadeleye devam edeceğini açıkladı.

Chavez’in seçilmesi halinde Venezuela için savaş nedeni sayacağını açıkladığı eski savunma bakanı Santos’un geçtiğimiz yıl Kolombiya’nın dümenini bir diğer sağcı Alvaro Uribe’den devralmasıyla birlikte, bu değişikliğin sadece sıradan bir iktidar devri olmayacağı, FARC’a yönelik izlenecek stratejik hatta da köklü bir değişikliği getireceği aşikardı.

Washington’un her türlü lojistik desteğini arkasına alan Bogota’nın bu yeni sağcı yönetiminin FARC’a yönelik Tamil benzeri bir imha politikasına başvuracağının sinyalleri bu katliam ile verilmiş oldu. Görünen o ki hem “büyük birader” “arka bahçe”sinde daha uzun bir süre sular durulmayacak gibi.

İşgal eylemleri nereye?

Wall Street eylemleri olanca hızıyla sürüyor. Kuzey yarımküreyi etkisi altına alan soğuk hava şartlarına rağmen alanlarda kurulan çadırlar yerli yerinde. Kanada merkezli anarşist-sol dergi Adbusters'ın çağrısıyla başlayan eylemler, dünyanın dört bir bucağına yayılmış durumda. İşgal eylemlerine destek her geçen gün artıyor. Fakat artan desteğe rağmen işgal eylemleri belli bir tıkanıklık yaşandığı da gözlerden kaçmıyor. Alanlara dökülen öfkenin nasıl yönlendirileceği ve bir sonraki hamlenin neler olacağına dair bir perspektif yok. Spontane gelişen eylemlerin bu hareketi daha ne kadar ayakta tutacağı bir muamma. İdeolojik noksanlığın uzun vadede hareket içinde bir çözülme ve dağınıklık yaratacağı muhakkak. Sosyalistlerin bir nevi kendiliğinden ortaya çıkan devrimci atmosferi şu ana kadar yeterince değerlendirebildiklerini söylemek mümkün değil. Şayet bu şekilde devam edilirse işgal hareketlerinin uzun süre varlığını sürdürmesi oldukça zor görünüyor.