Nurcan Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net

Koltuğu korumanın ilk koşulunun yüzde 48’lik bloku dağıtmaktan geçtiğini gören AKP ve MHP, yerel seçim çalışmalarını yandaş medya ile birlikte CHP ve İYİ Parti içinde kavga çıkartmaya yoğunlaştırmış durumda.

Cumhur İttifakı’nın bilindik taktikleri: Ah bir kavga çıksa
Özel, İmamoğlu’nu ziyaret etmişti. (Fotoğraf: AA)

Özgür Özel’in CHP Genel Başkanlığı için ilk adımı atma sürecinde kamuoyunun önüne İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “moderatör”ü olduğu, diğer tüm katılımcıların onun daveti üzerine katıldığı bir zoom toplantısının görüntüleri düşmüştü. “İmamoğlu ve adamları” görüntüsü veren toplantının kayıtlarının nereden, kimler tarafından servis edildiği anlaşılamadı. Ama ortaya İmamoğlu’nun yörüngesinde oluşan bir muhalif hareket görüntüsü çıktı. Özel’e “İmamoğlu’nun emanetçisi” etiketi yapıştırıldı.

Özgür Özel, genel başkanlık mücadelesi sürecinde Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı başarıyı ararken diğer yandan da bu algıyla ile mücadele etti. Bu imaj kemikleşmeden kurultay süreci tamamlandı ve yeni Genel Başkan Özel oldu.

İLK ADIM BAHÇELİ’DEN

Kurultay partiyi ve kamuoyunu rahatlattı. Öyle ki Özel’in başkan seçilmesinin ardından geçen 20 günlük süreç anketlere yüzde 2.5’luk bir oy artışı olarak yansıdı. Bu gelişme iktidar cenahı için rahatsız edici oldu. MHP Genel Başkanı Bahçeli, her önemli konuda olduğu gibi bu gelişmeler üzerine ilk işaret fişeğini attı, ”CHP’de iki başlılık var”… Ardından İstanbul’da yapılan CHP İl Başkanları toplantısı ile ilgili manipülasyon başladı.

İktidara yakın basın yayın organları, bu toplantıdan Özgür Özel’in son dakikada haberdar olduğunu, hatta örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin’in bile haberinin olmadığı, Özgür Özel’in buna çok kızdığı, toplantıya katılarak konuşma yapma kararı aldığı gibi sayısız haber ve yorum yapıldı. Sonuçta toplantı yapıldı, CHP kanadından yalanlama açıklamaları geldi, ama haberleri yayımlayanlar tüm bunları görmezden geldi.

ORGANİZASYON GENEL MERKEZ’İN

“CHP’de iki başlılık” gibi iktidar yanlılarının iştahını kabartan bu haberlerini bazı il başkanlarına, “Toplantıyı İBB ya da İstanbul İl Başkanlığı mı düzenledi, genel merkez sürece müdahil olmadı mı?” diye sorduk. İl başkanları kendilerine gönderilen mesajları göstererek önce Genel Merkez’den bildirim geldiğini ardından da ev sahibi İstanbul İl Başkanlığı’nın organizasyon amaçlı iletişime geçtiğini anlattılar.

Örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin de şunları söyledi:

“Genel Başkanımız Sayın Özel’in seçildiği kurultaydan bu yana il başkanlarımızla düzenli olarak toplanıyoruz. Bu kapsamda üçüncü toplantımız da gerek sayın Özel, gerek Yerel Yönetimler ve Dirençli Kentlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Zeybek ve gerekse Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak da benim bilgim dahilinde İstanbul’da yapıldı. Toplantıda il örgütlerimizden, özellikle de başkanlarımızdan gelen yerel seçim sürecine ilişkin izlenecek yol haritaları üzerine verimli bir çalıştay gerçekleştirdik. Kamuoyunda iddia edildiği gibi habersiz bir organizasyon söz konusu değildir. Aksine en başından beri sürecin planlamasını gerçekleştirdik. Genel Başkanımız Sayın Özel de çalıştayın son gününe Bosna Hersek gezisinin akabinde katıldı ve değerlendirmelerini yaptı. Ardından da İBB Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a kazandırdığı iki büyük eserin açılışını yaptık. Örgütümüz uzun zamandır dinlenmiyordu, üst üste üçüncü kez başkanlarımızla yaptığımız değerlendirmeler arada bir sorun var gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Aksine karar alma süreçlerinde hep birlikte ortak akılla hareket etmeyi öne çıkarıyoruz. Ve yerel seçim sürecinde İstanbul’daki başarılı yerel yönetim modelini ülkemizin her yerindeki belediyelerimize nasıl uygulayabiliriz diye çalışıyoruz. Bu konuda da İBB Başkanımızın ve ekibinin bilgilendirmesi kadar doğal bir şey yok.  Biz başarıyı ülke sathına yaymak için örgütümüzün il başkanlarıyla da duruma göre ilçe başkanlarıyla da toplanacağız. Bu katılımcı demokrasi inancımızın da olmazsa olmazıdır. Konu bundan ibarettir.”

Özgür Özel de iktidar cephesinden gelen “iki başlılık” değerlendirmelerini bu toplantıda yanıtladı: “Ekrem Bey İstanbul’a mühürlü. Ben CHP’nin başarısına mühürlüyüm…” Bahçeli buna da hiç gecikmeden yanıt verdi: “O mührü söküp atacağız…”

İktidar cenahı Özgür Özel’in hızını kesecek en önemli adımın “Emanetçi” yaftası olacağının farkında. Genel başkanlık değişiminin yarattığı heyecanı engellemek için bu taktikleri yenilerini de ekleyerek sürdürecekleri de ortada.

KARDEŞ DEĞİL YOLDAŞ

İktidar sözcülerini susturamayacaklarına göre burada Özel ve İmamoğlu’na düşen görevler var. Öncelikle vesayet görüntüsü oluşturacak adımlar atmama konusunda dikkatli bir politika izlemeleri gerekiyor. Ama en önemlisi, ilişkilerin “Kardeş, abi, abla, baba, oğul” gibi tanımlamalar yerine siyasi bir birlikteliğe “yol arkadaşlığı” olarak tanımlamakta fayda var. Kardeşler kavga edebilir, hele de ortada bir miras varsa kavga kaçınılmazdır. Siyasi birliktelik birlikte yürümeyi, ortaklaşmayı gerektirir. Bu da ancak ülkenin geleceğine dair ortak bir siyasi ufukla mümkün.

CHP’nin yeni yönetimi sadece siyasal becerileri ile değil saldırılara karşı mukavemet kapasitesiyle de sınava tabi tutulmuş durumda.