Bu hareket, Allah’ın bize büyük bir lütfudur” diye de tanımlanan bir darbe girişimin 6. yılı ülke çapındaki etkinliklerle anıldı dün. Yazıyı gazeteye gönderdiğimde, Erdoğan’ın bütün vatandaşları davet ettiği ve en görkemli etkinliğe sahne olması beklenen Saraçhane Meydanı’nı görmüş değildim.

Ancak, ileriki yıllarda 15 Temmuz’la ilgili şimdiye kadar gördüklerimizden çok daha fazlasını görüp öğreneceğimize eminim. Yıllarca “Hizmet” diye alkışlanan cemaatin memleketin başına bela olduğunu anlamak için 15 Temmuz’un yaşanması gerekmiyordu. Tarihi “15 Temmuz öncesi” ve “sonrası” diye bölmek ise olanları anlaşılır değil muğlak kılıyor.

Bir darbe ya da darbe girişimin ABD’den bağımsız olamayacağı bizde epey yaygın bir düşüncedir. 15 Temmuz sonrası kimi iktidar çevreleri de Gülen’in de ikamet ettiği o adrese işaret ettiler.

Eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un hafta başındaki; “Burada değil ama başka ülkelerdeki darbe planlarına yardımcı olmuş biri olarak söyleyeyim, bu çok uğraş gerektiren bir iş” cümlesi, sadece bilinenin birinci ağızdan itirafıydı.

***

15 Temmuz için kimin ne kadar uğraştığını, ABD’nin rolü olup olmadığını da ileriki yıllardaki itiraflarla öğrenebiliriz!

Ukrayna’yı da bir tür küresel ABD darbesi olarak okumak mümkün. Putin’in de katkı verdiği… Ukraynalıların canları pahasına, gerileyen ABD gücünü tahkim etmek ve uzun vadede Çin’in önünü kesmek için yapılmış bir plan için uğraşıyorlar.

Ancak, Bolton’un itirafında bir de örtük gerçek var: Ne kadar çok uğraşılsa da bazı darbe planları başarıya ulaştırılamıyor!

ABD’nin, Rusya’nın belini bükmek için Ukrayna’ya yüklenirken Batı’yı arkasına dizebilmiş olmasını ve Rusya’yı uluslararası alanda “şeytanlaştırması” bu aşamadaki net başarısı olarak görülebilir. Ancak sona gelinmedi. Rusya Donbas’da ilerliyor ve durmak için Ukrayna’dan talep ettiklerinden bir adım gerilemedi: Ukrayna tarafsız ve nükleersiz olacak, Kırım’da Rus egemenliği ve Donetsk ile Luhansk’ta ilan edilen halk cumhuriyetlerinin statüsü tanınacak! Öte yandan, ABD’nin “Ukrayna planı”nın kendisi ve Batılı müttefikleri üzerindeki can yakıcı etkileri de hissedilmeye başladı. Litvanya, AB’nin de onayıyla, Rusya’nın Kaliningrad’a giden trenlerine koyduğu engeli kaldırdı!

Avrupa’da kendi iç politik sorunlarıyla boğuşan liderler birer ikişer istifa ediyor. Bu politik karmaşanın arka planında yükselen enflasyon, Rusya’ya uyguladıkları yaptırımlardan kaynaklanan ciddi ekonomik sıkıntılar var.

***

ABD’de haziran ayı enflasyonu bütün beklentilerin üstünde ve yıllık bazda yüzde 9.1 olarak gerçekleşti. Son 41 yılın zirvesi! Biden, vatandaşlarının homurdanmasına yol açan ekonomik sıkıntıları Putin’e fatura etmeye çalışsa da işe yaramıyor.

Savaş ve Pentagon bütçesini artırmaya yönelik itirazlar Temsilciler Meclisi’nden de yükselmeye, silaha harcanan paraların ABD’yi daha güvenli bir yer yapmadığını söyleyenlerin sesi daha yüksek çıkmaya başlandı. Pentagon bütçesinden yapılacak kesintilerle neler yapılabileceği; 1 milyon ilkokul öğretmeni atanabileceği, 300 bin hemşire daha istihdam edilebileceği, her eve güneş enerjisi sistemi kurulabileceği, vb. gibi söylemlerle savaş harcamalarına karşı çıkılıyor.

Bu arada, Rusya’dan sonra asıl tehdit olarak görülen Çin yılın ilk yarısında dış ticaretini bir önceki yıla göre yüzde 9.4 artırarak yaklaşık 2.94 trilyon dolar seviyesine ulaştı!

Demem o ki, evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor. Darbeyi planlamakla, planlanan hedeflere ulaşmak aynı şey olmuyor. Bize de, ahlaken ve siyaseten her türlü darbeye karşı çıkmak düşüyor!