İşte yanıtı

İşte yanıtı

Fen ve Teknoloji dersinde, öğrencisinin bir sorusu üzerine Darvin’den söz eden öğretmene, 43 mevcutlu sınıfta iki öğrencinin “kafasını karıştırdı” diye “uyarı” cezası verildi.

Ankara’nın Mamak ilçesindeki Ticaret Odası İlköğretim Okulu 5. Sınıf öğretmeni Süleyman Biçer’in,  Fen ve Teknoloji dersinde, Canlıların Sınıflandırılması konusunu anlatırken meraklı bir öğrencinin “Öğretmenim, insanlar maymundan mı geldi?” sorusuna “Hayır” yanıtını verdikten sonra Darvin’den ve Darvin’in canlıların başkalaşarak değişime uğradığından söz etmesi, bir öğrenci velisinin şikâyeti üzerine soruşturma konusu oldu.

Öğrenci velisi, 2010’un Haziran ayında gerçekleştiğini belirttiği şikâyet konusu için Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne verdiği dilekçede öğretmenin, insanların maymundan geldiğini söylediğini ve sınıfa İncil getirerek öğrencilere okuduğunu iddia etti. İlçe Müdürü ise dilekçeyi öğretmenin görev yaptığı okula havale ederek soruşturma açılmasını istedi.

Ders saatinde Darvin’den söz edilmez

Soruşturmayı yürütmekle görevlendirilen muhakkik, 43 mevcutlu sınıftan 9 öğrencinin ifadesine başvurdu. Dokuz öğrencinin altısı şikâyet konularından hiçbirini doğrulamazken biri şikâyetçi velinin çocuğu olan üç öğrenci, öğretmenlerinin Darvin’den söz ettiğini ancak sınıfa İncil getirmediğini söyledi. Buna rağmen soruşturmayı yürüten muhakkik, “Ders saatinde Darvinizmi anlattığı, çocuklara insanların maymundan geldiği iddiası sübuta ermiştir.” diyerek öğretmen Süleyman Biçer’in “kınama” ile cezalandırılmasını istedi.

Öğretmenin birinci sicil amiri olan Ticaret Odası İlköğretim Okulu Müdürü bir alt cezayı uygulayarak “uyarı” cezası verdi. Öğretmen Süleyman Biçer, şikâyet konusunun iftira olduğunu, soruşturmanın da kendisini suçlayacak delillere dayanmadığını belirterek verile cezaya itiraz etti. Ancak itirazı dikkate alınmadı. Ceza, Aralık ayında Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından onaylanarak kesinleşti. İtiraz süreci bitmiş değil, öğretmenin üyesi olduğu Eğitim Sen davayı idare mahkemesine taşımaya hazırlanıyor.

Öğrenciye müfredat dışı bilgi vermek suç

Sınıfa İncil getirildiği ve İnsanların maymundan türediği iddialarına somut deliller bulamayan, fakat öğretmene ceza vermekte kararlı olan soruşturmacı, raporunda ilginç görüşlere de yer verdi. Raporda, cezalandırma gerekçesi olarak yer alan görüşe göre sınıfında müfredatta olmayan konulara giren her öğretmenin suç işlemiş sayılıyor. “Öğretmen Süleyman Biçer, Darvin ve Erim konuları 5. Sınıf müfredatında olmadığı halde anlatmış ve detaylara girerek öğrencilerin bu yaşlarda anlayamayacağı konulara değinilerek (burada iki öğrencinin adını veriyor) iki öğrencinin kafasını karıştırmış olup suç işlemiştir.” Bu yaklaşım dikkate alındığında (ki alınmış), programa göre 20’ye kadar olan sayıların öğretileceği belirtilen 1. Sınıfta okuyan bir öğrenciye, 21 ve üzeri sayıları öğreten her öğretmen suç işlemiş sayılmalı! 

Öğrenciden bilimsel açıklama isteyemezsin

Soruşturma kapsamına alınmamış ama öğretmenin öğrencilerine Evrenin Oluşumu konusuyla ilgili olarak verdiği bir “performans ödevi” de soruşturmada kanaat oluşturmada kullanılmış. Öğretmen söz konusu üniteye uygun olarak “Evrenin oluşumunu bilimsel olarak anlatın” diye bir ödev vermiş. Sormuşlar öğretmene: “Neden bilimsel?” dedin diye…

Soruşturma raporuna yansımayan bu soru, okullarda yaratılışçı yanıtın doğru kabul edilmesini istiyor. Tabi öğretmenin de dersini bilimsel görüşler yerine dogmalardan esinlenerek anlatmasını ister. Aksi halde cezalandırır.

İki öğrencin kafası karıştı. Peki, kaç öğrenci aydınlandı?

İlköğretim 5. sınıf Fen ve Teknoloji öğretim programı, Canlıların Sınıflandırılması ve Üreme Şekilleri konularına yer veriyor. Öğretmen bu konuyu işlerken bir öğrencisinin “Öğretmenim, insanlar maymundan mı geldi?” sorusuna muhatap oluyor. Hiçbir öğretmen bir öğrencisinden gelen böyle bir sorudan kaçamaz: Öğrencisine “Bu konular senin aklını karıştırır” demez; öğrencinin düzeyine göre bir yanıt geliştirir. Kendisiyle görüştüğüm Süleyman öğretmen de öyle yapmış. Öğrencinin sorusu, öğretmende heyecan da yaratmış: Yeni öğretim programları kamuoyuna sunulurken çokça dillendirilen “merak eden”, “soran-sorgulayan”, “araştıran”, “edindiği bilgi ve deneyimlerle kendi görüşünü oluşturan” bireyler yetiştirme hedefine ulaştığını düşünerek…

Tabi pratik bu değil; hayatı dinselleştirmek isteyen AKP, yaptığı değişiklikleri her ne kadar yeni ve moda kavramlarla sunsa da icracılarını ve denetim elemanlarını bilim karşıtlarından seçiyor. Ve bu, iki öğrencinin kafasının karıştığını tespit eden soruşturmacının, aydınlanan öğrencileri görmesini engelliyor. Ve hatta 370 yıl önce Kilisenin Galileo’ya sorduğu soruyu bugün sordurabiliyor.

---------------------------------------------------------------------

Başbakana yakışmayan ne ki?

Mehmet Aksoy’un Kars’ta yaptığı İnsanlık Anıtı’nı ucube olarak niteleyip yıkılması talimatı vermesi, Başbakan Erdoğan’a yakışmayan davranış olarak yorumlandı. Radikal yazarı Tarhan Erdem ile Prof. Vedat Somay yazılarında öyle dediler.

Benim gibi Başbakanı iyi tanıyanlar ise ona yakışmayan bir davranış görmedi. Tepkisinin mantığı ve ifade biçimi tam da Başbakana yakışan bir davranıştı. Yorumunda, üslubunda ona yakışmayan neresidir anlamadım.

 --------------------------------------------------------------------

Günay’ın onuru kendine ait

Ertuğrul Günay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa çağırısını Başbakanına yaranma fırsatı olarak değerlendirdi. CHP’liler, kendilerinden kalma bir değer taşıdığını düşünerek onun onurunu korumaya çalışıyor olabilirler. Ama adam istemiyor. Boş yere yukalmanın ne gereği var.

Bence CHP’liler Günay’a, koca evinde zulüm gören gelinin babası muamelesi yapmamalılar. Bırakın ne hali varsa görsün. Mehmet Sevigen’in “Yağcılığın bedeli onur kırılarak ödenir.” sözüne ek yapmamak gerekirdi.