Buteflika, El Beşir derken çanlar diktatörler için çalıyor… Kuzey/Kuzeydoğu Afrika’nın iki diktatörü peş peşe gitti. Önce “demir yumruk”la yirmi yıl boyunca Cezayir’i yöneten Buteflika, hemen ardından da uluslararası savaş suçlusu Sudan diktatörü Ömer El Beşir koltuğundan alaşağı edildi. Her iki ülkede de aylardır süren bir isyan dalgası vardı. Açlığa, yoksulluğa, zamlara, artan hayat pahalılığına ve […]

Buteflika, El Beşir derken çanlar diktatörler için çalıyor…

Kuzey/Kuzeydoğu Afrika’nın iki diktatörü peş peşe gitti. Önce “demir yumruk”la yirmi yıl boyunca Cezayir’i yöneten Buteflika, hemen ardından da uluslararası savaş suçlusu Sudan diktatörü Ömer El Beşir koltuğundan alaşağı edildi.

Her iki ülkede de aylardır süren bir isyan dalgası vardı. Açlığa, yoksulluğa, zamlara, artan hayat pahalılığına ve yolsuzluğa bulaşmış kötü yönetimlere karşı kitleler sokaklardaydı. On yıllardır ülkelerinin başına çöreklenmiş, yozlaşmış, eli kanlı diktatörler daha fazla bu dalgaya karşı koyamadı.

Sudan Savunma Bakanı Yüksek Askeri Konseyin yönetime el koyduğunu açıkladı. Sudan Ordusu Ömer el Beşir’in tutuklandığını, 2 yıllık bir geçiş döneminin başladığını ve üç aylık olağanüstü hal ilan edildiğini açıkladı.

Cezayir’de de ordunun ültimatomu sonrasında Buteflika koltuğunu istemeden de olsa bırakmak zorunda kalmıştı iki hafta önce.

Ordu sistemi güvenceye alıyor

Her iki diktatörün de bu kadar kısa sürede pes etmesinin arka planında ise, yükselen halk dalgasının bütün bir sistemi de devireceğini gören ordunun devreye girmesi oldu.

Cezayir’de de Sudan’da da ordu, tıpkı “arap baharı” sürecinde Mısır ve Tunus’ta olduğu üzere, öfkenin müesses nizamı devireceğini görerek, kendi “beka”ları için diktatörleri vererek, sistemi güvence altına alma yoluna girdiler.

Her halükarda Beşir ve Buteflika’nın gitmesi önemli olsa da yetmez. Halk ayaklanmasının çalınması söz konusu.

Beşir yetmez sistem de gidecek

Tıpkı Cezayirliler gibi Sudanlılar da bu durumun farkında. Dış politika editörümüz Ekin Akyaz’a konuşan Sudanlı komünistlerin de vurguladığı üzere, kavga bundan sonra da devam edecek. Eli kanlı “kırbaçlı diktatör” El Beşir’in gitmesi yetmez. Komünistler şöyle diyor: “Arzu ettiğimiz devrim bir anda gelmeyecek. Tam 30 yılın ardından bugün Beşir gidiyorsa, biz her akşam ve sabah nöbetleşe sokakları doldurduğumuz için gidiyor. Bu kez çok daha kararlıyız. Bütün diktatörler devrilecek!”

“Rejimi de artıklarını da istemiyoruz” diyen Sudanlılar ordunun kendisini kurtarmak istediği görüşünde. Sudanlılar, ordunun El Beşir’i teslim ederek, kendi düzenlerini sürdürmek istemesine karşı da mücadele edeceklerini belirtiyor.

Benzer öfke Cezayir’de de var. Buteflika’nın gitmesinin yetmediğini düşünen Cezayirliler sokakları terk etmiş değil. Sistemin bir bütün olarak değişmesini istiyorlar. Tam 13 sendikadan oluşan Sendikalar Birliği hemen her gün sokaklarda.

‘Ekmek, Adalet, Özgürlük’

“Ekmek, adalet, özgürlük” talepleriyle sokaklarda yansımasını bulan öfke, sadece Afrika’ya özgü değil. Dünyanın dört bir tarafında benzer bir öfke hali söz konusu. Açlığa, yoksulluğa, adaletsizliğe, kapitalist-emperyalist saldırganlığa, neo liberal yıkım politikalarına karşı biriken öfke her yerde kendisini dışa vuruyor.

Afrika’daki diktatörlerin alaşağı edilmesi bir başlangıç. Halkların, yoksulların, ezilenlerin öfkesi karşısında hiçbir bent duramaz. Bunu bir kez daha görmüş olduk.

Diktatörler gider sistem kalır

Bentler yıkılsa da, diktatörler devrilse de sistemin olduğu gibi devam etmesi kapıdaki en büyük tehlike. Düne kadar sistemin, yozlaşmış, çürümüş rejimlerin destekçisi olan orduların, halkın haklı öfkesini çalarak, sistemi domine etmesinin hazin örnekleri var. Mısır’da, Tunus’ta, Yemen’de böyle oldu. Şimdi de Cezayir ve Sudan’da böyle olmak üzere.