Hikmetinden sual olmaz koca yaratıcı, şamanlık, Tevrat, İncil, Kuran’ın dediğine göre gökleri, yeri ve her ikisi arasındaki her şeyi, topu topu altı günde yaratmış

Hikmetinden sual olmaz koca yaratıcı, şamanlık, Tevrat, İncil, Kuran’ın dediğine göre gökleri, yeri ve her ikisi arasındaki her şeyi, topu topu altı günde yaratmış. Koca Allah, toprağı cumartesi, dağları pazar, ağaçları pazartesi, kötüyü salı, ışığı çarşamba, hayvanları perşembe, Âdem’i cuma yapmış. Bir dumanmış gök, yaratıcı üflemiş içine hemencecik hava dolmuş. Yedinci gün Tanrı sırtüstü uzanmış, bir ayağını diğerinin üstüne atmış, dinlenmiş. Bu defa da çok sıkılmış. Melekleri, cinleri, diğerlerini yaratmış. Başmelek şeytan çokça münasebetsizlik yaptıktan sonra nihayet yaratıcının cennetinden kovulmuş. İniş yolculuğu sırasında yarı yolda durmuş, tekrar yukarı çıkmış, yaratıcıya, tek bir ricam var demiş, anlıyorum ki insan yaratılmak üzere, birtakım kanunlara ihtiyacı olacak deyivermiş. Yaratıcı, onun kanunlarını belirleme hakkını mı istiyorsun, seni sefil defol diye bağırmış. Şeytan, insana kendi kanunlarını koyma izni verilmesi lazım demiş. Taraflar mutabık olamamışlar, şeytan yaratıcıya düşman kesilmiş. Yok, yok, hayır, yaratıcı şeytanı, en baştan düşman diye yaratmış. Şeytanın dediği olmuş, insan kendi kanunlarını koymuş, o da kendi düşmanını yaratmış.

Dünya yaratıldıktan milyonlarca yıl sonra ırklar, diller, inançlar doğmuş. Hıristiyanlar Müslümanlara, Müslümanlar onlara düşman kesilmiş. Hepsi birden Yahudileri sürmüş. Çinliler Japonlulara, Yunanlılar Türklere, Kuzeyliler Güneylilere yan yan bakmış. Batılılar Doğuluları süzmüş. Türkler Kürtlere, Sünniler Alevilere sıx duymuş. Selçuklular, Osmanoğulları, Türkmenler, Kürtler, Araplar, Farsiler, Zazalar herkes birbirini kemirmiş. Gücü eline geçiren ötekini tepelemiş, düşmanına aman vermemiş.

Biten yüz yılda bu defa başka düşmanlar peyda olmuş. Komünistler en büyük düşmanmış. Kimi sehpada, kimi sansaryan handa, kimi bir sessiz dağ koynunda, kimi Gayrettepe’de yitip gitmiş. O vakitler elle sayılırken koca ülkede komünistler, yine de o kadar korkutmuş ki bizim görmemişleri, Nihal Atsız oğlu yağmura mektup yazmış, başta şu cümleyi demiş: Komünizm bize düşman bir meslektir. Milliyetçi atsız henüz bir buçuk yaşındaki, zorla ve ancak gıı diyen bebeye komünizmi düşman belletmek istemiş. Bunla durmamış, tam otuz iki milleti bir tekmilde düşman saymış.

Dünya hep böyleymiş, insan düşman yoksa bile onu yaratmışmış. Koskoca Bush dünyanın tepesine bomba yağdırmak isteyince, Ladin derler bir düşman bulmuş. Sakalı, sarığı ve petro-dolarıyla tam ideal bir düşmanmış. Böylece hem Amerikan halkını, hem ulusal kimliğini, hem de kendi iktidarını pekiştirivermiş. Şimdilerde bu işe Obama merak salmış, onun düşmanı ise Bağdadi ve adamlarıymış.

Düşman eski çağlarda da en iyi dostmuş. Modern uygarlığın en büyük başyapıtı cadılarmış. Cadılar tabii Antikçağ’da varmış. Üzerinde siyah bir elbise, yalınayak, saçları gızikli, solgun renkli ve yaşlı bir başka çirkinle ulurlarmış. Henüz düşman değillermiş. Ne zamanki tarikatlar halinde toplanmışlar, cadılar gününü kutlamaya, uçmaya ve hayvanlara dönüşmeye başlamışlar, işte o dakka düşmana, birer günah keçisine dönüşmüşler. Bizdeki Ergenekon duruşmaları cadı avının aynı kopyasıymış.

Efendim sonracıma, bu defa cüzamlılar yeni düşmanlar kesilmiş. Suları, kuyuları zehirleyen ve halkın tümünü öldürmeye çalışan cüzamlılar soluksuz takip edilmiş, bulunmuş, yakılmış. Balyoz’da içeri atılanlar bunlar gibiymiş. Camiyi bombalayıp kendi uçağını düşürmek isteyen bir düşman tipi yaratılmış, sonra insancıklar bulunmuş.

Bizim dağlarda düşman bolmuş. Bulut dağa, dağ toprağa, toprak nehre, nehir ağaca, ağaç çiçeğe, çiçek arıya, arı insana kardeşmiş. Ama aşiret aşirete, köy köye, ezbet ezbete, aile aileye, kardeş kardeşe düşmanmış. Sey rızaya yegen rayber düşmanmış. Osmanoğluya, yavuza, topu tüfeği ateşten adır rusa direnseler de, atsalar da düşmanlıkları iki kıyıya, kendi içlerinde düşmanlık bakiymiş. Demenan ve Alan denen koca aileler mesela, eski zamanlarda kör bir keçi uğruna karşılıklı kırkar adam öldürmüş. Bu sırada onların bir güzel defterini tutanlar, bir aşiretin diğerine münasebetini bir çırpı yazmış, kim kime düşmandır soruşturmuş.

Şimdi düşman yine, bir kez daha Kürtlermiş. Sağı, solcusu, dincisi, seküleri, ılımlı Müslümanı, laiki birleşmiş. Hep bir ağızdan düşmanımın düşmanı dostumdur demedelermiş. Dünyanın düşmanı IŞİD, bizimkilerin düşmanıysa dünyanın düşmanına direnen gariban Kürtlermiş. Düşman dostmuş, dost düşmanmış.