Türkiye’nin başında nasıl belalar olursa olsun, hiç eksilmeyen sorunlarının başında “Kadınlar” geliyor.

En başka “kadın cinayetleri” olmak üzere, çocuk gelinler, eş, baba, erkek kardeş, sevgili, nişanlı şiddetine maruz kalan kadınlar… Şimdi bunlara yenileri de eklendi. Siyasi otorite “kuluçka makinesi” olmalarını buyuruyor:

-En az üç çocuk doğurun!

Bu kibar olanı. Bir de kadınları aşağılayan açıklamaları var:

-Doğurmayan kadın eksiktir!

Aklı başında her insanı yerinden zıplatacak bu eşsiz-benzersiz demeçler ortalığa savruldukça derinden bir “Ah” çekenlerin ağzından aynı özlem cümlesi dökülüyor:

-Şimdi Duygu Asena olacaktı ki!..

Aslında Duygu Asena siyasi otorite hakkında söyleyeceğini yıllar önce söylemiş:

“TNN Sitesinde yapılan ankette halka soruluyor:

-Tayyip Erdoğan’ın türbanlıların özel ve vakıf üniversitelerini girebilmeleri yönündeki isteğini nasıl karşılıyorsunuz?

906 kişi destekliyorum demiş, 862 kişi de olumsuz yanıt vermiş.

TNN sitesinin bir başka anket sorusu daha var:

-AKP ılımlı politikalarından uç noktalara kayar mı?

568 kişi ‘evet, bu gücünü sonuna kadar kullanacak’ derken, 504 kişi de ‘Hayır ılımlı politikalarına devam edecek’ yanıtını veriyor.” (20 Temmuz 2004 Vatan gazetesi)

Duygu Asena bu yazısında daha omurgadan bir soru yöneltiyor:

-Bir ankette bu soru için yapılsa… Tayyip Erdoğan’nın değiştiğine inanıyor musunuz?

• • •

Uzun yıllar Duygu Asena ile birlikte çalışmış olan Şadan Maraş, onun ardından geçen 10. yılda son derece kapsamlı bir Duygu Asena kitabı hazırladı:

“Orada Kadınlar Var mı?”(*)

Kitabın adı da Duygu’dan… 2006’nın Haziranı.. Duygu Asena ikinci beyin ameliyatını da olmuş. Konuşamıyor. Evde televizyon haberlerine bakıyorlar hep birlikte. İnci Asena ekrandaki kadınların bir eylem haberini işaret ediyor. Duygu dikkatini toplayınca ağzından şu sözler dökülüyor:

-Orada kadınlar var mı?

• • •

duygu-asena-dan-mahrum-10-yil-orada-kadinlar-var-mi-157142-1.Şadan Maraş son derece titiz bir çalışma ile Duygu Asena’nın gazete ve dergi yazılarından geniş bir külliyat oluşturmuş. Kadınca Dergisi yazılarından başlayarak, KİM dergisi, Milliyet Gazetesi, Cumhuriyet Dergi, Haber Türk, Yarın Gazetesi, Vatan Gazetesi yazılarından yaptığı seçkilerin amacını Maraş şöyle açıklıyor:

-Duygu Asena’yı hiç tanımamış geniş bir genç kuşak var. Yeni kuşağın Duygu Asena’yı yazılarından tanımasının en uygunu olacağını düşündüm.

Doğrusunu isterseniz Şadan Maraş bunu son derece güçlü biçimde başarmış. Duygu’nun hangi gelişmeler karşısında hangi tepkiyi verdiğini bu kitaptan öğrenmek mümkün… Tabii onun saygı duyulacak cesaretini de… Mesela Şubat 1981’de Kadınca’ya yazdığı “Bekaret ve başlık parası” başlıklı kapak yazısında şöyle yazıyor:

“Bekaretin yitirilmesi fizyolojik olarak kadına bir süre gerekli olan ince bir zar parçasının ortadan kaldırılması… Bir genç kız evlilik öncesinde bu zardan kurtulursa toplum için fahişe… Ama her önüne gelenle istediği gibi cinselliği yaşayıp bu zarı korursa erdemli bakire!.. Olmaz böyle şey!”

Duygu Asena bugün daha büyük bir sorun haline getirilmiş, bu konuları 30 yıl önceden yazma öngörüsünü göstermiş bir yazardı.

• • •

Kitapta benim için de sürpriz olan yazılar çıkıyor karşınıza… 6 Aralık 1997’de Milliyet’teki “Kadınlar sayılmamış… Hayret!” başlıklı yazısında nüfus sayımında kadınlara meslek sorulmamasını eleştirirken hikayeyi kendi üzerinden şöyle anlatıyor:

“Arkadaşımın evinde sayıldığım için “evin reisi” konumunda olmayışımdan ötürü mesleğimin sorulmamasını fark edememişim. Brüksel’de Grand Palace’ta dolaşırken sevgili Nazım Alpman arayıp görüşümü sorduğunda anlıyorum durumu… Ah Nazımcığım, ille de böyle bir olay gerçekleştiğinde mi anlayacağız, durumun vahametini kavrayacağız?”

Bu sevgi satırlarının arasında erkek egemen gazeteciliğe de ince bir eleştiri saklı olduğunu görebiliyoruz. Bir de şu var: kadınlara karşı yapılan bir haksızlık olduğunda ilk aranan isim her zaman Duygu Asena olurdu. Çünkü herkes bilirdi ki, o sözünü sakınmaz!

Şadan Maraş’ın (Duygu Asena Kitabı) “Orada kadınlar var mı?” hem Duygu’nun kadın hareketine vurduğu damgayı görmek, hem de onu tanımak isteyen genç kuşak için benzersiz bir başucu kitabı niteliği taşıyor.

(*) Orada kadınlar var mı? (Nisan 2016 Doğan Kitap)