İslam ülkelerine aidatlarını hatırlatan Erdoğan, geride kalan 17 Nisan'ın Filistinli Tutsaklar Günü olduğunu biliyor muydu acaba?

Ortadoğu halklarına hiçbir yararı olmayan İslam İşbirliği Teşkilatı’nda (İİT) aidat ödemelerindeki aksaklık dışında eleştirilecek başka bir şey bulamayan (!) Recep Tayyip Erdoğan 17 Nisan’ın Filistinli Tutsaklar Günü olduğunu biliyor muydu acaba? Bilmiyorsa da bilip susuyorsa da, “one minute” kahramanı olarak pek ayıp ediyor doğrusu.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin 1974 yılında aldığı, Filistin Ulusal Konseyi’nin de onayladığı bir kararla 17 Nisan, “Filistinli Tutsaklar Günü” olarak kabul edildi. O tarihten bu yana 17 Nisan İsrail hapishanelerindeki tutsaklarla da dışarıdaki yakınlarıyla da hem ulusal hem de enternasyonal düzeyde dayanışmanın sergilendiği bir gündür.

Konuya ilişkin olarak yayınlanan bir raporda, 1967 yılından bu yana yaklaşık bir milyon Filistinli, İsrail güvenlik güçleri tarafından tutuklandı. İsrail, El Aksa İntifadası’nın başlangıcı olan 28 Eylül 2000’den bugüne kadar, 11 bini çocuk, 1300’ü kadın, 65’i eski bakan ya da milletvekili olmak üzere 90 binden fazla Filistinli vatandaşı hapse attı. İsrail mahkemeleri ayrıca yaklaşık 15 bin idari gözaltı kararı yayınladı.

İçinde bulunduğumuz 2016 yılında İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutsakların sayısı 7000’i buluyor. Bu tutsakların da 70’i kadın. İsrail makamları tutsakları 22 cezaevi, kontrol ya da soruşturma merkezinde tutuyor.

Raporda ayrıca “İşgalcilerin Filistin halkına karşı yürüttüğü tutuklamalara, çocuklar, gençler, yaşlılar, anneler, kızlar, eşler, hastalar, özürlüler, işçiler, akademisyenler, Yasama Konseyi üyeleri, eski bakanlar, sendika ve meslek liderleri, üniversite ve orta dereceli okul öğrencileri, edebiyatçılar, gazeteciler, yazarlar ve sanatçılar dâhil" dendi. Raporda tanıkların verdiği ifadelere göre, gözaltına alınan veya tutuklanan Filistinlilerin tamamının fiziksel veya psikolojik işkenceye, tacize, halkın ya da aile fertlerinin önünde hakarete maruz kaldığı" da vurgulandı.

Tutuklamaların “kanıtsız ceza”ya dönüştüğü belirtilen raporda, gözaltına alınanların, delil yetersizliğinden dolayı ifadeleri alınmadan, mahkemeye çıkarılmadan, avukat savunması olmadan tutuklandıkları kaydediliyor. Bu tutuklamalar işgal istihbarat servisleri tarafından sağlanan sözde 'gizli dosyanın kararlarına dayanıyor.

Rapor, hasta tutsakların sayısının700’e ulaştığını, bu hastaların 'Remleh hapishane kliniğinde' ölüme terk edildiğini belirterek çoğunun ağrı kesici ve anestetikler dışında ilaç alamadığına işaret ediyor.

2015 yılında Tıbbi ihmal politikası sonucunda iki tutsak hayatını kaybetti. Ve böylece hayatlarını kaybeden mahkûmların sayısı 207’ye ulaştı. Raporda İsrail makamlarının 2014’te serbest bıraktığı 70’ten fazla tutsağı tekrar tutukladığını, bunların arasında 34 yılını İsrail hapishanelerinde geçiren Nail Barğuti olduğu da ifade ediliyor.