Türkiye'de her geçen gün yeni gelişmeler oluyor. Aslında bu olayların bir kısmı geçmişten gelen faaliyetler. Türkiye gerçek "hukuk devleti" konumuna geldiği gün,....

Türkiye'de her geçen gün yeni gelişmeler oluyor. Aslında bu olayların bir kısmı geçmişten gelen faaliyetler. Türkiye gerçek "hukuk devleti" konumuna geldiği gün, "bazı şeyler" artık tartışma konusu olmaktan çıkacak... Ancak böyle bir irade şimdilik pek görülmüyor.

•••
"Ergenekon Dosyası ile ilgili gelişmeler, ıo yıl önce yine gündemde idi." O gün "yasadışı ama meşru kişi ve kurumları koruyanlar" bizi bugünlere kırarak,dökerek ve öldürerek getiren bu vahşi yapıdan dolayı vicdan azabı duyuyor mu?!.. Hiç zannetmiyorum. O günkü yapı, bugün, "Laik demokratik hukuk devletinin el değiştirilmesini" sağlıyor...
•••
"Derin devlet", Türkiye'nin NATO üyesi olması ile daha da belirginleşen bir olgu haline gelmişti... NATO ülkelerinde ki hukuk dışı faaliyetlerin, meşru organların dışında oluşturulan örgütler aracılığıyla sürdürülmesi, hukuk ve demokrasiyi yok etmişti. Derin Devletin "Kontrgerilla" örgütlenmesi, Türkiye'de "Ergenekon" adını taşıyordu. Soğuk Savaş sonrası "Gladiolar" tasfiye edildi. Suçlular cezalandırıldı. Bu konunun üzerine gitmeyen aksine "Asala ve PKK" bahane edilerek daha da "hızlı çalıştırmaya" başlayan tek ülke Türkiye kaldı... Oysa, kontrgerilla örgütlemesinde kullanılanların bir kısmı.devle-tin gücü ve silahı ile kendi çıkarları adına "para topladı, siyasi kar sağladı ve nihayet adam öldürdü!.. "Devletin âli menfaati" örtüsü altında demokratik hak ve özgürlükleri yok etti, bir sınıfın iktidarını mutlak hale getirmeye çalıştı... Bugün o dönemin kirli unsurları yeniden "ortada.." Yargı ve Emniyet güçlerinin bilerek ismini "Ergenekon koymalarım" geçmişin hesabının görülmesi anlayışının" ortaya çıktığını düşündürüyor. Dilerim, yakalanan "ikinci şansı" bu kez doğru kullanırız! •••

Dosyaya gelen yayın yasağını nedeni ile; "Susurluk Komisyonu" diye adlandırılan TBMM Komisyonunda Hanefi Avcı'nın yaptığı açıklamaların bulunduğu "TBMM Tutanaklarının 2. cildinden" bazı satırbaşları vermek isterim. (Sayfa 892)
.Hanefi Avci:...Yine İzmit Bölgesinde Veli Kü-çük,şu anda Karadeniz Bölgesinde general zannediyorum.Bütün bu "mafyacılarla" çok sıkı irtibatı var. Mafyacıların telefonlarını, bağlantılarını incelediğiniz zaman çok sıkı diyalogu olduğunu da görürüsünüz...

Başkan Mehmet Elkatmış: Bu Veli Küçük asker mi?
H. Avcı: General. (Sayfa 901)
Başkan: Bu kanundışı örgütlenmeyi kim yaptı? Üç grupta.
H. Avcı: Jandarmada, jandarma kendi sistemi içinde yaptı. Başlarını o zamanlar Cem Ersever çekiyordu.
Emniyette; Mehmet Bey, İbrahim Şahin ve Korkut Eken başlattı ve devam ettiler.
MİT'te ise Mehmet Eymür tarafından kuruldu.
Başkan: Peki Çiller'in bunlarla irtibatı var mı? Veya haberi var mı? Veya Özer Bey...
H. Avcı:... Emin değilim. Diyorum ki, herhalde insanlar tek başına bu işi yapamaz, bir takım yerlerden "okey" aldılar. Belki şu görevle "okey" aldılar ama başka şeyler yaptılar... (Sayfa 902)

Başkan: Korkut Eken'nin grubunda kimler var.
H. Avcı:.. Çatlı'nın kendisi. Gazetelere yansıdı. Yine işte o zamanlar Drej Ali, Sedat Peker... (Sayfa 948)
M. Bedri İncetahtacı:... Bu General Veli Küçük ile ilgili meseleyi biraz daha açabilir misiniz?
H. Avcı: Efendim, General Veli Küçük, Albay olarak İzmit Alay Komutanıydı. İzmit Alay Komutanı olduğu dönemde, öyle mafyacı diyebileceğimiz, bir ucu mafya işleriyle uğraşan, bir ucu demin anlattığım grupla irtibatta olan insanlarla görüştüğü ve paslaştığını duyuyordum.

...Mesela, Çatlı'nın, Sami'nin, işte Hadi'nin; Veli Küçük'le görüştüğü şeklindeydi. (Sayfa 949)
H. Avcı:... Daha sonra olan olaylarla birleştirerek çözdüğüm bazı şeyler.
Fikri Sağlar: Ne zaman çözdünüz?
H. Avcı: Büyük bir kısmını Susurluk sonrası çözdük... Sami denilen birinin Veli Küçükle konuştuğunu duyuyordum.Sami kim?.Şimdi biliyorum ki,Sami ,Sami Hoştan... (Sayfa 951)

Hayrettin Dilekcan: Vatan.Millet, Sakarya derken bu Veli Küçük; yani, ben, orada bağlantı kuramadım. Şimdi, bu adamlar, tahsilatı yaparken vatan, milleti kurtarmak için mi yapıyorlar? H. Avcı: Değil. Bu tahsilatı yapanların büyük bir kısmı geçmiş dönemde ülkücülükten, o davalardan yatmış, çıkmış, damgalı insanlar. Bakın bugün o işe kim karışmışsa, hepsi geçmiş dönem,i2 Eylül öncesinin aşırı ülkücü faaliyetlerine katılmış, mahkûm olmuş, yatmış, çıkmış. Şimdi o kimliği, dışarıya karşı kendini masum göstermek için kullanıyorlar. Sorduğunuz zaman ben bucuyum diye öne atarak çıkıyorlar; kendini iyi pazarlıyor yani...

****
Tutanaklarda daha çok çarpıcı açıklamalar var... Birer "ibret "vesikası. Ne yazık ki bu açılamalara itibar edilmedi. Türkiye bu konumda kalmaya mahkûm edilmek istiyor... Çürümüşlük; "totaliter" rejimleri çağırır. Çürümüşlüğün; ahlak, iffet adına teokratik bir devletin temellerini atmak için bir fırsat yaratacağı da açıktır..

Umarız "Ergenekon dosyası" bu gidişatı durdurmak için önemli bir adım olur!..