Kardeşim Şeref’i 58 yaşında kaybettik. 

Kız kardeşim Meryem’den sonra annem bir çocuğunun daha, ben bir kardeşimin daha ardından ağlıyoruz. 

Çocukların, sevenlerin kanadı kırık. 

Her ölüm erken şüphesiz ama sırasız ölümün; annelerin çocuklarının, abilerin kardeşlerinin ölümü karşısında tesellisi yok. 

Kardeşim Şeref yıllardır karaciğer nakli bekliyordu. Sonunda oğlu Barış’ın verdiği karaciğer ile başarılı bir ameliyat geçirdi. Her şey yolunda görünürken bir ay sonra enfeksiyona bağlı çoklu organ yetmezliği sonucu kardeşimi kaybettik. Kardeşimin uzun ve zorlu hastalık sürecinde bir yandan iyi hekimler, iyi sağlık çalışanları tanıdık; ellerinden geleni yaptılar. Onlara müteşekkiriz. Öte yandan sağlık sisteminin ne hale geldiğini gördük. İlaç bulamadığımız, ambulansa erişemediğimiz, randevu alamadığımız zamanlar oldu. Kamu hastanelerinin neredeyse karaciğer nakli yapmaz, yapamaz hale geldiğini gördük. Kötü sağlık yönetimine tanık olduk. 

Şeref Çelik (1965-2023)

“Öldüğünden haberi yok fotoğraflarının”

Kardeşim uzun yıllar düzensiz ve düzgün olmayan işlerde çalıştı. Hastalıklarla mücadele etti. Tedavileri sırasında çok acı çekti, yoruldu. Nihayet emekli oldu. Çoğu emekli gibi ona da geçinmeye yetmeyecek bir aylık bağlandı. Hasta bedeni yorgundu ama yeniden çalışmayı denedi. Emekliliğini gönlünce yaşayamadı. Bu dünyadan hayatı tutkuyla seven ama onu doyasıya yaşayamayan bir kardeş geçti. 

“Ölümün adil olması için hayatın adil olması lazım” diyor şair. Hayat da ölüm de adil olmadı kardeşim için. Vatandaşı olduğu devlet ona düzgün bir iş, insanca bir emeklilik ve iyi bir sağlık hizmeti sağlamadı. Kardeşimin hikayesi memleketin hali… 

Bu ağır ve zor zamanlarda acımızı hisseden, paylaşan ve yanımızda olan herkese; kardeşimin şifa bulmasına çalışan iyi hekimlere ve sağlık çalışanlarına gönülden teşekkür ediyor ve okurlardan bir süre izin istiyorum.