ETA’nın silahları tamamen bırakmasının nedenleri arasında bunca yıllık silahlı mücadelenin istenilen sonuca ulaşamadığını düşünüp “düz ovada” siyaset yapma kararının da etkisi var

ETA silah bıraktı ama yenilmedi

İspanya’da 60’ların başında başlattığı silahlı mücadeleden vazgeçtiğini 2011’de açıklayan ETA, (Euskadi Ta Askatasuna), geçtiğimiz günlerde kendisine ait silahların bulunduğu yerleri de Fransız polisine bildirdi. ETA, Bask bölgesi topraklarının kurtarılması için hem İspanya’ya hem de Fransa’ya karşı yıllardır silahlı mücadele yürütüyordu. 1951’de kurulan örgüt ilk eylemini 1961 yılında gerçekleştirmişti.

Kolombiya’da FARC, İngiltere’de IRA, Endonezya’da GAM, El Salvador’da FMLN, Filipinlerde MILF’in de silah bıraktığını anımsarsak silahlı mücadele için yola çıkıp sonradan bundan vazgeçilmesinin nedenlerini merak ediyor insan. Tüm bu örgütlerin silah bırakmalarının farklı nedenleri olsa da hepsinin ortak gerekçesi olarak halk desteğini eskisi kadar toplayamamış olmaları gösteriliyor. İspanya’nın Bask bölgesi halkı ETA’nın sorumlu olduğunu düşündüğü eylemler yüzünden zaman zaman kitlesel olarak protesto gösterileri yapmıştı ama ETA gerçekten halk desteğini yitirdiği için silah bırakmış değil. Bunu iddia edenler doğru söylemiyor.

Hep barışı istedi
Çünkü kendisine verilen halk desteğinin zirvede olduğu 70’li yıllarda bile ETA, İspanya devletiyle müzakerelerden, bir uzlaşmadan yanaydı. Bu konuda kendisini riske de atarak 1981 yılında hem de İspanya’da sağcı bir hükümet varken ateşkes ilan etmişti. Ancak bir yıl süren ateşkesten sonra İspanya devletinin acımasızlığı eskisinden daha da fazla sürdü örgüt üzerinde. Buna rağmen barışı konuşmaktan vazgeçmedi ETA. 80’lerin sonunda mevcut hükümete 60 günlük bir ateşkes önerisi de vardır. Hükümet ile ETA arasındaki görüşmeler kamuoyundan gizli biçimde Cezayir’de sürdü. Görüşmelerin ETA aracılığıyla Bask halkının talepleri haline geldiği müzakere sürecinde ETA’nın yine sonuçsuz kalan bir ateşkes ilan ettiğini görüyoruz.

Sürekli müzakereden, barışçıl çözümden yana bir ETA var hep. Barış için görüşmelerden yana olurken de gücünü Bask halkının büyük desteğinden alıyordu ETA. Bu tür örgütler savaşma gücünü olduğu kadar barış yapma gücünü de temsil ettikleri halktan alırlar. O nedenle ETA yenildi, halkı terk etti gibi yorumlar gerçeği ifade etmiyor.

eta-silah-birakti-ama-yenilmedi-271351-1.

2000’lere gelindiğinde İspanya’da çıkarılan yasalarla ETA’nın siyasi kanadı olarak bilinen Harry Batasuna partisine yasak getirildi. Bask bölgesine özerklik tanıyan, bu tanıma sayesinde tüm sorunların çözüleceğini sanan İspanya devlet mekanizması Bask halkının yasal siyaset yapmalarına da tahammül edemedi. 2004’de El Kaide’nin Madrid’de gerçekleştirdiği çok sayıda can kaybına yol açan saldırıları nedeniyle mevcut sosyal demokrat hükümet çöktüğünde ETA bunu bir fırsata çevirmek yerine müzakerenin yeni bir hükümetle yapılacağı düşüncesiyle yeniden görüşmelere geçilmesini, istedi. İşte devletin silahları bırakırsa görüşebileceğini ETA’ya ilettiği dönem budur. Burada fırsatçılık yapan devlet olmuştur. Silah bırak dayatması çözüme giden yolu tıkamıştır.

İç çatışmaların etkisi
Buna rağmen çok zaman geçmeden ETA 2006’da bu kez kalıcı bir ateşkes ilan ettiğini duyurdu. Solcu Zapatero hükümeti de meclisteki diğer partilerde müzakerelerin yeniden başlatılması konusunda görüş birliğine vardılar. Ancak, IRA’nın içinde olduğu gibi ETA içinde de müzakerelerden yana olmayan bir grubun Madrid’de bir otoparkı bombalaması görüşme olanağını ortadan kaldırdı.

ETA, içinden bir grubun yapmasına rağmen bu eylemi hükümete uyarı anlamıyla yaptıklarını açıkladı. Buna rağmen ateşkesi sürdüreceklerini de belirtti. Ancak hükümetin uzlaşmaz tavrı, eylemi ETA’yı halkın gözünden düşürmek için bir bahane olarak görme tutumu üzerine ETA ilan ettiği ateşkesi 2007’de kaldırdığını duyurdu. Hükümetin baskılarını arttırdığı, yasal BASK oluşumlarına adeta nefes aldırmadığı birkaç yılın sonunda ETA 2010’da yeniden ateşkes ilan etti. 2011’de silahlı mücadeleyi bırakacağını duyurdu. Aradan geçen beş yıl boyunca devletin sorunun çözümü için yaptığı tüm girişimleri reddettiği görülüyor.

Bask halkının ETA’yı zaman zaman protesto ettiği doğrudur. Ancak bu ETA’ya değil, içinde yer alan “sürekli eylem” yanlısı kesimlere idi. ETA, Bask halkının her zaman desteğini kazanmış bir örgüttü.
eta-silah-birakti-ama-yenilmedi-271352-1.
‘Düz ovada siyaset’
ETA’nın silahları tamamen bırakmasının nedenleri arasında bunca yıllık silahlı mücadelenin istenilen sonuca ulaşamadığını düşünüp “düz ovada” siyaset yapma kararının da etkisi var. İspanya hükümetinin silahlı mücadeleyi başta Bask halkı olmak üzere ülkedeki emekçi, ileri kesimlere karşı anti demokratik uygulamalarına gerekçe yaptığı da bir gerçekti. ETA silahlı mücadeleden vaz geçme kararını bunu düşünerek de almıştı.

Silah bırakma kararından bu yana uluslararası alanda Bask sorunlarını tanıtma mücadelesine yoğunlaştı ETA. Silah bırakması ETA’nın yenildiği anlamına gelmiyor. Verdiği mücadelenin dünyanın içinde bulunduğu durumla da doğrudan ilgisi var. Halkın taleplerinin ifade edilebileceği demokratik alanların geliştirilmesi mücadelesi daha fazla öne çıkıyor.

Diğerleri de bıraktı
Kolombiya’da yarım asırdır hükümete karşı silahlı mücadele yürüten FARC da son yıllarda ülkede barıştan yana tutumlar aldı. Birçok kez bozulmasına rağmen hükümetle nihayet kalıcı barışı gerçekleştirdi. Endonezya’da Açe bölgesinin bağımsızlığı için savaşan Özgür Açe Ordusu (GAM) arasındaki savaş 26 yıl sürdü. 20 bine yakın kişinin yaşamını yitirdiği çatışmalar nihayet 2002-2003’te yapılan müzakereler sonucu barışla sonlandı. El Salvador’da hükümet ile FMLN (Farabundo Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi) arasındaki 12 yıllık çatışma FMLN’nin politik taleplerini kabul ettirmesi sonucu barışla sonuçlandı, silahlarını imha eden FMLN halen yasal bir siyasi parti olarak faaliyetlerini sürdürüyor.

Kuzey İrlanda’nın bağımsızlığı için İngiltere’ye karşı neredeyse bir asır mücadele eden İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) , Filipinler’de Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF) 40 yıl sürdürdüğü silahlı mücadeleyi bıraktı. Dünyanın başka ülkelerinde de benzeri karara varmış irili ufaklı örgütler var. Silahlı mücadelenin ‘cihatçı terörle’ eşit görülmesinin de silah bırakmada etkili olduğunu düşünen uzmanlar var.
Sonuçta artık hak arama mücadelesi yeni bir evreye giriyor. Devlet mekanizmasının uzlaşmazlığı, “terör” karşısında halkın desteğini toplama kabiliyeti özgürlük ya da toprak kavgası veren yapıları daha çok yasal siyasal zemine itiyor.

Silah bıraktırma tasfiye
Sınırları içerisinde silahlı faaliyet yürüten kurumlara karşı devletlerin uzun zamandır üzerinde çalıştıkları planlar, projeler mevcut. Çeşitli bölgelerde silahlı örgütlerin silahlarını bırakmaları için barışçıl bir yöntem olarak geliştirdikleri “Silah Bıraktırma, Tasfiye ve Bütünleştirme” (STB) uygulamasını da anımsamak lazım. Bu küresel bir model olarak tasarlandı, 90’ların başında. Her ülkenin kendi koşulları hesaba katılarak STB’nin hayata geçirilmesine çalışıldı. Bunun iki türü var. Birincisi devletin kesi zaferinin söz konusu olduğu sürecin sonunda uygulanmış olanı, diğeri de kazananı olmayan sürecin sonunda başvurulanı. Bu programa çoğunlukla Afrika’da başvuruldu. El Salvador, Kamboçya, Mozambik, Angola, Liberya, Sierra Leone, Guatemala, Tacikistan, Burundi gibi ülkelerde de uygulandı. Uygulamanın en pahalı olduğu belirtilen ülke ise Liberya. Burada faaliyet gösteren örgütlerin militanlarının tasfiyesine 849 milyon dolarlık bütçe ayrılmıştı.

Bu programda örgütlerin silahlarının nasıl yok edileceği de belirtiliyor. Bu konuda Türkçe’de yapılmış en iyi araştırmalardan biri olan Dr. Safter Yılmaz’ın “Silahlı Örgütler Üzerinde Çatışma Yönetimi: Silah Bıraktırma, Tasfiye ve Bütünleştirme” başlıklı araştırmasının okunmasını öneririm. (http://www2.bayar.edu.tr/yonetimekonomi/dergi/pdf/C20S12013/327-340.pdf).

Yılmaz’ın araştırmasında silahların imhası için şu bilgi veriliyor: İmha konusunda farklı yöntemler mevcuttur; Örneğin Kuzey İrlanda’da toprağa gömme, Mali ve Nikaragua’da yakma, NATO’da patlatma, Arnavutluk’ta kimyasallarla kesme, Almanya’da ayrıştırma ve dönüştürme, Güney Afrika’da hidrolik makaslarla kesme şeklinde yöntemler uygulanmıştır.”

FARC da bıraktığı silahları eritmişti
Sonuçta ETA’nın silahlı mücadeleden vazgeçmesi devlet karşısında yenilgisinden ya da halk desteğini yitirmesinden değil, halklaşmış bir siyasi hareket olarak mücadelenin siyasal zeminde sürmesinin daha avantajlı olduğunu fark etmesindendir.

Sonuçta hangi nedenle olursa olsun barış elbette güzeldir.