Belli zamanlarda, sadece belli zamanlarda değil ama özellikle belli zamanlarda, tarihin belli sayfalarını tekrar tekrar okumak, unutmamak ve unutturmamak daha iyi bir gelecek kurabilmenin olmazsa olmazlarındandır.

Türkiye, “tarihin en kritiklerinden” biri denilen seçime giderken, kimin aklına 7 Haziran 2015-1 Kasım 2015 seçimleri arasındaki şiddet sarmalı gelmiyor ki? Mezitli saldırısının ardından da en çok bu konuşulmadı mı?

AKP’nin Davutoğlu başkanlığında gittiği ve birinci çıktığı seçim, koalisyon gerektirdiği için Erdoğan’ın hoşuna gitmemiş, Ankara, Diyarbakır ve Suruç’ta patlayan canlı bombalarla onlarca insanımız katledilmiş ve ardından yapılan seçimde oyunu yüzde 9 artıran AKP tek başına iktidar olmuştu.

10 Ekim Gar Katliamı’nı tekrar tekrar düşünme, unutmama ve unutturmamanın “belli zamanı” tam da şimdi.

***

Bir seçimin üstünü çizip bir yenisine yol açarak bizi bugünlere taşıyan “Türkiye tarihinin en büyük kitle katliamlarından biri”nin 7’nci yıl dönümündeyiz. Kişisel tarihimde de, meslektaşım Faruk Bildirici’yle birlikte bombalardan birine 10 diğerine 20 metre uzakta olduğumuz ve katledilen 104 barış ve özgürlük sevdalısından biri olmamamızı ancak rastlantı ile açıklayabileceğim katliamın 7’nci yılı…

Katliamla ilgili davanın 17’nci duruşmasında bir sonuç çıkmadı. 18’incisi 22 Aralık’ta olacak. Katliamın arkasındaki karanlık eller, istihbaratçılar, siyasiler, derin yapılar ortaya çıkarılıp mahkûm edilemedikçe, yaşadığımız benzer pek çok katliamla birlikte bu da geleceğimizi tehdit etmeye devam edecek.

Geleceğe, barış içinde özgürce birlikte yaşayacağımız bir topluma karşı sorumluluğumuz gereği olarak asla unutmayacak, BirGün ve Evrensel’in dünkü manşetlerinde denildiği gibi “ASLA UNUTTURMAYACAĞIZ!”

***

Hürriyet, Milliyet, Sabah, Akşam, Türkiye, Y. Şafak, Y. Akit gibi iktidarın seslerinin tümü, Karar ve Milli Gazete gibi muhalif taraftakiler dün tek satır yazmamıştı Gar Katliamı’na dair! Şaşırtıcı değil.

Habere 1’inci sayfada yer vermeyen Cumhuriyet, 8’inci sayfada “Gar katliamının üzerinden 7 yıl geçti” başlığıyla konuyu işlemiş, Sözcü ise sadece sitesinde kullanılan “Ankara’da bu yollar trafiğe kapatılacak” haberini saymazsanız hiç yer vermemişti! Şaşırtıcı değil mi?

Selçuk’un (Candansayar), devletin zulmünden korkmak ya da gelecekteki güzel günler için yaraları deşmemek gibi gerekçelerle unutmayı eleştirerek, bunun sonunun “tasada ve kıvançta ortak bağları olan bir toplum denemeyecek bir ‘güruha’ dönüş”mek olacağını anlattığı ve “Donmuş kederlerin laneti, biteviye bir şiddet olarak, toplum olmayı beceremeyen bu güruhun birbirini kırmasının önünü açar” uyarısında bulunduğu “10 Ekim: Donmuş keder” başlıklı köşesiyle birlikte okuyunca, Ankara’da yolların kapatılacağı haberi daha da acıttı içimi. Yolların kapatılmasının gerekçesi olan o sözcük nedeniyle: “…Ankara Tren Garı Kavşağı’nda yapılacak olan ETKİNLİK dolayısıyla…”

Çabuk fark edip düzeltse de, DHA’nın yolların kapatılmasına “etkinlik” diyen haberini BirGün de kullanmıştı.

ETKİNLİK!

Google’da arayın sözcüğü; karşınıza konser, tiyatro, maç, sanat, ve benzeri çıkar. Misal, bir bilet satış sitesi 10 Ekim’de Ankara’da sahnelenen “Dansöz Oyunu”nun biletlerini indirimli 80 TL’den satıyormuş!

TDK de “Etkin olma durumu, müessiriyet”, “Bir işletmenin, bir kurumun belli bir alandaki eylemi, faaliyet, aktivite” demiş “etkinlik” için ve “Her ülkede tiyatro etkinliğinin önemli bir kesimi amatör tiyatrolardan gelir” cümlesini örnek vermiş.

Bizim bu katliamlarla ilgili yapacağımız tek ETKİNLİK ancak UNUTTURMAMAK olur!