IŞİD’in ilerici/bağımsızlıkçı Arap hareketleri ile benzer bir Fransa karşıtlığı içinde olduğu hatasına düşülmemeli. Bu örgüt Fransa’nın emperyalist politikalarını eylemlerine gerekçe yapıyor ancak asla samimi değil

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), Ortadoğu’lu ilerici/bağımsızlık yanlısı kesimlerin Fransa karşıtlığına yol açan gerekçelerini kendi “terör”üne malzeme yapıyor. Bu tutum, IŞİD’in kanlı eylemlerine karşı olanları, Fransa’nın emperyal suçlarını görmezden gelme suçlamasıyla karşı karşıya bırakıyor.
Fransa’nın İslam dünyasıyla da örgütlü dinlerle de “anlaşmazlık” temelinde uzun bir tarihi var. 1830’da işgal ettiği, 1960’larda kanlı bir savaştan sonra çekildiği Cezayir’de işlediği insanlık suçları bağımsızlıkçı Arap hareketlerinin Fransa karşıtlığının en önemli nedenlerinden biri.

IŞİD ya da benzeri örgütler binden fazla Arap asıllı Fransız Müslüman gencini IŞİD saflarına katarken Fransa’nın Cezayir’deki malum suçlarını da anımsatıyor. Oysa bu IŞİD için sadece bir bahane. Fransa başta olmak üzere Batı ülkelerinden silah alan bir örgüt olarak Fransa karşıtlığı samimi değil.

Önce bu noktanın anlaşılması gerek. Böylelikle IŞİD ya da benzeri terör örgütlerinin ilerici/bağımsızlıkçı Arap hareketleri ile benzer bir Fransa karşıtlığı içinde olduğu hatasına düşülmemiş olur.

Fransa’nın dinci terörün hedefi olmasının birkaç gerekçesi var. Bu gerekçeler yüzünden Fransa diğer Batı ülkelerinden çok daha fazla cihatçı terör örgütünün hedefi oluyor.

Cezayir katliamının IŞİD terörüne yapılan en samimiyetsiz gerekçe olduğunu belirterek diğerlerini anımsatalım.

1.İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çok sayıda Kuzey Afrikalı Müslüman çalışmak için Fransa’ya gelirken Kuzey Afrika ile Ortadoğu’daki Fransız politikaları yüzünden kızgınlık duygularını da beraberinde getirdiler. Paris’in, Lyon’un en yoksul semtlerine yerleştiler çoğunlukla. Buradaki fabrikaların, küçük işletmelerin kapanması sonrasında da buralarda yaşamaya devam ettiler. En yaygını 2005 yılında olmak üzere kendini Fransız toplumuna kabul edilmemiş sayan Müslüman gençlerin eylemleri buralarda görüldü.

2. Diğer sömürgeci ülkelerin aksine Fransa asla çekildiği eski sömürgelerini bırakmadı. Çıkarları doğrultusunda Afrika ile Yakın Doğu’da özellikle ekonomik /askeri işgalini sürdürdü. Şimdi de yine çıkarları doğrultusunda önce göz yumduğu ya da hafifsediği IŞİD’le Irak’ta çatışma halinde. Suriye’de bu çatışma yoğunlaşacak. İşte “ihmal edilmiş Arap asıllı Fransız Müslümanı” gençler Fransa’nın Irak ile Suriye’de “kardeşlerine” uyguladığı “zulme” tepkisiz kalmamaya kolayca ikna edilebiliyor. Yakın zamanda El Kaide’ye karşı olduğu gerekçesiyle Mali’yi işgal etmesi de Fransa karşıtlığını artıran bir etken.

3. Fransa’nın ülke içinde uyguladığı laik tutum da hedef olmasının bir nedeni. 2011’de uyguladığı peçe yasağı, İslamcı fanatikler için kızgınlık nedeni oldu. Fransa Cumhuriyeti Kilise’ye karşı mücadele ile oluşmuş bir cumhuriyet. Bu nedenle sadece İslam’a değil, diğer tüm dinlere karşı laik bir tutum alıyor. Bu, ülkede dindar ile laik kampların doğmasına yol açtı. Bu özellikle ülkedeki sağcı faşist kesimin işine yarıyor ne yazık ki. Faşist Ulusal Cephe, laik uygulamalara sahip çıkıyor kılığında, özellikle Müslümanların Fransız değerlerine uyuşmazlığını sürekli öne çıkarıyor.

4. Örgütlü dinlere karşı tutumundan ötürü ülkede, herhangi bir dinin kutsalına eleştiri, mizah her türlü araçla yapılabiliyor. Yahudiler de birçok kez bazı yayınlardan duydukları rahatsızlıkları dile getirmişti.Emperyal bir güç olarak Fransa, aslında Ortadoğu’daki kimi İslamcı yapıları hep destekledi. Örneğin İran İslam Devrimi’nin lideri Ayetullah Humeyni şah karşıtı faaliyetlerini yıllarca Fransa’dan yönetti. Vahabilere her zaman büyük destek verdi. İngiltere’nin (Hizbüttahrir), Almanya’nın (Cemalettin Kaplan) bir “İslamı” varsa, Fransa’nın da bir İslamı var. O “İslam” Fransa’nın bölgedeki çıkarları için uzun zamandır uyguladığı rolü artık yerine getiremez duruma geldi.

Fransa’yı vurma gerekçeleri arasında Fransa’nın Cezayir’deki uygulamaları IŞİD için sadece bir teferruat. Bu baskıcı, kanlı sömürgeci tutum ileri/bağımsızlıkçı Arap hareketleri için bir karşıtlık nedeni. IŞİD ya da benzeri örgütlerin Cezayir kaynaklı bir karşıtlıkları yok. Hiçbir zaman da olmadı. Fransa’nın (da) yakın zamana kadar “işbirliği” yaptıkları bir ülke olduğunu unutmamak gerek. Ama diğer gerekçeler, IŞİD ile benzerlerinin kendilerini yeniden güçlendirmek, “militan” devşirmek için terörlerine malzeme yaptıkları gerçek gerekçeler.